E.C.A.
200x200 piksel Reklam Alanı

Kentlerden Yorulan İnsanların Kaçış Alanları EKO-KÖYLER

Kentlerden Yorulan İnsanların Kaçış Alanları EKO-KÖYLER

24 Aralık 2015 | TEKNİK MAKALE
34. Sayı (Kasım-Aralık 2015)

Yrd. Doç. Dr. Jülide Edirne Erdinç Haliç Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Füsun Seçer Kariptaş Haliç Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi

Dünyada, yaşanan çevre sorunları karşısında çözüm arayışları ve yeni yönelimler yoğun bir biçimde tartışılmaktadır. Artık tasarım ilkeleri yeniden sorgulanmakta, kentleri çevreleyen alanlar dikkate alınarak ekolojik planlamalara doğru gidilmektedir. Çevre kirliliğini en aza indirgeyecek, insan sağlığına uygun ortam şartlarını gerçekleştirebilecek ve ekolojik dengeyi koruyan yapılara yönelik eleman ve malzeme seçimi, mimarinin hedefi haline gelmiştir. Bunun sonucunda, ekoloji ve mimarlık ilişkisi kapsamında karşımıza çok çeşitli ürün ve uygulamalar çıkmaktadır.

Günümüzde çevre sorunlarının içinden çıkılmaz noktalara ulaşması insanlığı yeni arayışlar içine itmiş ve bu arayışlar, 1970’li yıllardan itibaren hız kazanmıştır. Yaşam alanlarını tehdit eden çevre sorunlarını çözmek için çeşitli çözümler ve bu konuda pek çok kuram, ilke ve model geliştirilmiş ve uygulanarak hayata geçirilmiştir. Doğanın kaynaklarını esas alarak doğal yaşamı hedefleyen eko-köyler de bunlardan birisi olup, ekolojik, ekonomik, sosyal, kültürel ve ruhsal anlamda sürdürülebilir yerleşim modelleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Eko-köyler, doğal yaşam tarzı yaratmak için çeşitli modeller oluşturarak 21. yüzyılda dünyaya zarar vermeden yaşamanın mümkün olduğunu göstermek amacıyla tasarlanmaktadırlar.

Eko-köylerin özellikleri
Eko-köy adı ile oluşturulmaya çalışılan ideal eko-köy modelleri, çağımızın küresel çevre krizi nedeniyle ortaya çıkan olumsuzlukları değiştirecek yeni bir yaşam önerisi sunmayı amaçlamaktadır. Eko-köyler, bünyelerinde iki önemli özelliği barındırmaktadır. Birincisi, nitelikli yaşamın insanların birbirini desteklediği, sağlıklı küçük topluluklar oluşturmak; ikincisi ise sürdürülebilir yaşama giden yolda, geleneksel toplum yaşamının tekrar canlandırılmasıdır. İnsanların doğaya olan eğilimlerinin artması, farklı kültürleri ve yaşam biçimlerini öğrenme merakı, kalabalık, kirli, gürültülü, kent ortamlarından uzaklaşma isteği, doğal yaşama uygun yerleşimleri gündeme getirmektedir. Eko-köyler genellikle yerel ekonomik kalkınma, işbirliğine dayalı sosyal ekonomiler, birarada uyumla yaşayan topluluklar kurma hedefindedirler. Kültürel ve manevi-ruhsal çeşitliliği sağlama, katılımcı karar alma, barışçıl yollarla anlaşmazlıkların çözümü, toplum sağlığı, holistik “tam insan” eğitimi gibi davranış tarzı ile, yerel ve organik gıda üretimi, permakültür tasarım yöntemlerinin uygulanması, ekolojik mimari, yenilenebilir enerji sistemleri, atık yönetimi gibi konulardan bazılarında ya da tümünde faaliyet göstermektedirler.

Yurtdışında ve Türkiye’de Eko-köyler
Yurtdışında bulunan eko-köyler incelendiğinde çeşitli iklimlere sahip alanlarda, farklı yıllarda kurulmuş olanlarına rastlamak mümkündür. Türkiye’de bulunan uygulamalardan farklı olarak yutdışındaki örneklerde eko-köylerin kentsel alanlara yakın arazilerde oluşturulduğu görülmekte, genellikle ekonomik açıdan dışa bağımlılıklarını en aza indirgemeyi amaç edindikleri görülmektedir. Son yıllarda özellikle batı Avrupa’da hızla büyüyen yeni doğal yaşam uygulamaları gözlemlenmektedir.

Doğal üretim ve tarım yöntemlerine dayalı olarak çevre dostu ve ürün yetiştirmekle sınırlanamayan bir yaklaşım olan permakültür, sürdürülebilir insan yerleşimlerinin nasıl gerçekleştirileceğini, doğal ekosistemlerin nasıl korunup genişletileceğini ve yaşam kalitesinin yeryüzünde tüm boyutlarıyla nasıl sağlanabileceğini ortaya koymak amacıyla ortaya çıkmıştır. (Eryıldız, 2004). Amerika’da bulunan Ithaca Eko-köyü, İskoçya’daki Findhorn Eko-köyü ve Almanya’daki Oekodorf Sieben Linden Eko-köyü bu anlayışla yapılmıştır.

Ithaca Eko-köyü’nde, alanın yüzde 90’ı yeşil ve açık alan olacak şekilde bırakılmıştır. Yüzde 10’luk bölümünde ise ekolojik binalar ve mahalleler oluşturulmuştur. Findhorn Eko-köyü’nde ise “Doğanın verdiğinden fazla almamak” felsefesini benimseyerek, tamamıyla sürdürülebilir insan yerleşimleri oluşturmak amaçlanmıştır. Bu yerleşimlerde bulunan evlerde, toksik yapıştırıcı içermeyen keresteler kullanılmış; düzenli ekim/dikim yapılan orman alanlarından kesilen odunlar, toksik olmayan boyalar ve doğal kilden çatılara yer verilmiştir. Oekodorf Sieben Linden, ekolojik sürdürülebilirlik kapsamında birçok farklı uygulamayı bünyesinde barındırmaktadır. Bu nedenle yerleşim, ekolojik deney alanı olarak ele alınabilir.


Findhorn Eko-Köyü-İskoçya ve Oekodorf Sieben Li,nden Eko-köyü-Almanya

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yaşanan sorunlar karşısında farklı yönde çözümler geliştirildiği, ancak bu gelişmelerin eş zamanlı olmadığı görülmektedir. Türkiye’de eko-köyler, dünyada olduğu gibi kentten uzaklaşma, doğa ile iç içe olma ihtiyacı doğrultusunda, alternatif bir yerleşim ve yaşam modeli yaratma çabasıyla ortaya çıkmıştır. Gerçek anlamda Türkiye’de ekolojik yerleşim tartışmalarının başlangıcı 1996 yılında İstanbul’da gerçekleştirilen Habitat II Kent Zirvesi’ne dayanmaktadır. Türkiye’de ilk eko-köy kurma girişimleri de bu paralelde gelişme göstermiştir. Bugüne gelindiğinde ise hem yeni yerleşimlerin ekolojik yaklaşımla planlama ve tasarımı hem de geleneksel yerleşimlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması yönünde çalışmalar devam etmektedir (Aklanoğlu, 2009).

Türkiye’de bulunan bazı eko-köy yerleşimlerine Eko-Foça/İzmir, Dedetepe Eko-Çiftliği/Çanakkale ve Sincapevler/Istranca örnek olarak gösterilebilir.
Eko-Foça bir doğal yaşam köyüdür. Doğa merkezci bir düşünce çatısı altında, paylaşımcı ve yardımlaşmacı ilkelere dayalı, mevcut sisteme alternatif bir sosyal ve ekonomik yaşam kurmayı amaçlayan, korumaya çalışılan çevre yalnızca doğal olan değil aynı zamanda kültürel ve tarihsel miras olan bir yerleşimdir.


Eko-Foça (www.oocities.org)

Dedetepe ekolojik çiftliğinde inşa edilen tüm yapılar ekolojik prensip ve ürünler kullanılarak yapılmıştır. Enerji tamamen güneş ve rüzgardan sağlanmaktadır. Bu ekolojik yerleşimde Permakültür tasarımı yapılarak toprak ve yaşam alanlarının dönüşümü başlatılmıştır.


Dedetepe Çiftliği (www.dedetepe.org)

Sincap Evler Istranca Projesi, İstanbul-Tekirdağ il sınırında yerleşmiş ekolojik amaçlı uygulama imar planı ve plana bağlı olarak geliştirilen ve uygulanan bir dizi projeyi içermektedir.
Ahşap panel sistem ile inşa edilen ve Yüksek Mimar Jülide Erdinç tarafından tasarlanan kır evleri (Sincap Ev) yaklaşık 65 metrekaredir. Ekolojik yerleşimde müstakil bahçeler, doğal dokuya uygun ulaşım yolları, atıksu arıtma tesisi (Bio disk sistemi), organize edilen ve doğal bırakılan rekreasyon alanları bulunmaktadır.
 
Sonuç
Son yıllarda insanların çevreye zarar vermesi ve doğal yaşam dengesini zedeleyecek davranışlara devam etmesi dolayısıyla doğadan uzaklaşması yine kendi yaşamını tehdit etmektedir. Bu gerçek karşısında her birey tüketim alışkanlıklarını gözden geçirmelidir. Tasarımcılar ve üreticiler de bu konuyu dikkate alarak doğa dostu “yeşil” ürünler ve mekânlar üretmenin yollarını aramalıdırlar.


Sincap Evler (foto:J.Edirne Erdinç)

Halen Türkiye’de planlama aşamasından öteye gidebilmiş çok az sayıda eko-köy girişimi bulunmaktadır. Bu durum, mevcut hayat tarzını geride bırakmaya istekli çok az insanın olması ve ekonomik nedenlere dayanmaktadır. Eko-köy girişimi başlangıç aşamasında belli bir ekonomik altyapıya sahip olmayı gerektirmektedir ancak bu faktör yaş sınırını yukarı çekerken, gönüllü sayısını azaltmaktadır.

Kaynaklar
-    Aklanoğlu, F. (2009). Geleneksel Yerleşmelerin Sürdürülebilirliği ve Ekolojik Tasarım: Konya-Sille Örneği. Ankara: Ankara Üniversitesi F.B.E.
-    Eryıldız, S. (2004). Ekopeyzaj. İstanbul: Bahceşehir Üniversitesi Yayını: 2.
-    Edirne Erdinç, J. (2012). Doğal Çevrede Yaşam Ve Yerleşim Doğrultusunda Bir Uygulama: Sincap Evler Istranca Projesi, Yayımlanmamış Sanatta Yeterlik Tezi, M.S.G.S.Ü. F.B.E.
-    www.dedetepe.org
-    www.oocities.org
-    www.yesilist.com
-    bubenimkoyum.org
-    farewellburt.wordpress.com


Sincap Evler (foto:J.Edirne Erdinç)

 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Yeşil Binalar Pazarı ve Sürdürülebilir Finansman Araçlarının Dönüştürmede Gücü

Sürdürülebilir finans, çevresel, sosyal ve yönetişim (Environmental, Social and Governance-ESG) kriterlerini iş veya yatırım kararlarına entegre eden ...
27 Eylül 2024

Yeşil Binalarda Yaprak Alan Analizi (LAI) ile Bina Enerji Tüketimi Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi

Ar. Gör. Mehmet Furkan ÖZBEY Atılım Üniversitesi, Makine Mühendisliği Bölümü Doç. Dr. Cihan TURHAN Atılım Üniversitesi, Enerji Sistemleri Mühendisliğ...
1 Eylül 2024

Karbon Ayak İzi Hesaplama: Şirketler için Avantajları

Günümüzde çevresel sürdürülebilirlik uygulamaları her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. İklim değişikliği, doğal kaynakların azalması ve çevresel ...
27 Mayıs 2024

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • İklimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.