E.C.A.
200x200 piksel Reklam Alanı

Havalandırma ve Klima Sistemlerinde Enerji Verimliliği Kısım 4: Soğutma Grupları ve Isı Pompaları

Havalandırma ve Klima Sistemlerinde  Enerji Verimliliği Kısım 4: Soğutma Grupları ve Isı Pompaları

21 Şubat 2014 | TEKNİK MAKALE
23. Sayı (Ocak-Åžubat 2014)

Dr. İbrahim Çakmanus Çakmanus Mühendislik Enerji San. ve Tic. Ltd. Şti.
Özet


Yeşil veya sürdürülebilir binalarda LEED, BREEAM vb. sürecinde ön şartlardan birisi termal konfor, iç hava kalitesi ve enerji verimliliğinin birarada sağlanmasıdır. Bu bağlamda önceki sayılarda klima santralleri, fanlar gibi ekipmanlardaki enerji verimliliği incelenmişti. Bu yazıda ise en önemli enerji tüketen tesisat ekipmanlarından olan soğutma grupları ve ısı pompalarında enerji verimliliği üzerinde durulmuştur. Özetle;
Soğutma grupları, mümkün olan en yüksek Avrupa Mevsimsel Enerji Verimliliği Oranına (ESEER) göre seçilmelidir. Fakat bu arada Enerji Verimliliği Oranı da (EER)  unutulmamalıdır. Çünkü bu elektrik tepe yükünü (pik yük) belirler.
Eğer mümkünse değişken hızlı kompresörlü soğutma grupları kullanılmalıdır.
Elektronik genleşme vanalı ve yoğuşturucu basıncını değişken bir şekilde kontrol etme özelliğine sahip soğutma grubu ve ısı pompaları seçilmelidir.
Soğutucu akışkan olarak R410A kullanan soğutma gruplarının ESEER’i genellikle en yüksektir.
Tasarımcılar, tasarlanan soğutma gruplarının ESEER değerlerini belirtmelidir. Dahası, önerilen soğutma gruplarının veya ısı pompalarının, ESEER’lerinin Eurovent veya ARI sertifikalı olması gerektiği belirtilmelidir.


1. GİRİŞ
Soğutma grupları ve ısı pompaları, geleneksel olarak tam yükte çalışması için tasarlanan, optimize edilen ve seçilen HVAC sistemlerinin bileşenlerindendir. Fakat tasarım sürecinde baz alınan tam yükte çalışma durumu gerçekte çalışma süresinin %1’ini ancak oluşturur(1). Bu yüzden bu cihazlar, kazanlar, pompalar, klima santralı fanları vb. çoğu zaman kısmi yükte çalışırlar. Dahası, piyasa analizleri gösteriyor ki, ESEER değeri 2 ile 7 arasında değişen pek çok soğutma grubu piyasada bulunmakta ve eğer şartnameler yetersiz ise ilk yatırım maliyetleri nedeniyle müteahhitler genel olarak düşük performanslı soğutma grupları ve ısı pompalarını kullanabilmektedirler. Burada soğutma grubu ekipmanlarının değerlendirme kriterleri açıklanmış ve bir soğutma grubu kurulduktan sonra beklenen verimin nasıl alınacağı incelenmiştir. Dahası, Avrupa Birliği’nde kullanılan ortalama soğutma grubu kapasitesi 29 W/m2 iken, ortalama kullanım kapasitesi 2.9 W/m2 civarındadır. Bu durum göstermektedir ki, soğutma grupları çoğu zaman nominal kapasitelerinin çok altında kullanılmakla kalmıyor ama aynı zamanda gerekenden çok büyük boyutlular.


2. VERİMLİLİK VE PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİ
Tasarım sırasında, soğutma grupları ve ısı pompalarının seçimini nominal performanslarına (EER veya COP) göre seçmek genel bir uygulamadır. Bu performans parametreleri, ünitenin verimlilik değerlerini, tam yük altında ve standart değerlendirme şartlarını baz alarak verir. Fakat, tipik bir havalandırma sisteminin, standart şartlar altında tam yükte çalışması çok düşük bir olasılıktır (mesela hava soğutmalı soğutma grupları için dış hava sıcaklığının 35 °C olması gibi). Şekil 1’de, soğutma ve ısıtma sezonlarında her sıcaklık seviyesinin toplamda kaç saat etkin olduğu gösterilmektedir. EN 14511’e göre belirlenen EER ve COP değerlerinin denk geldiği değerler, şekilde gösterilmektedir.
Şekildeki yer için düşünüldüğünde, soğutma grubunun çalışma saatlerinin büyük çoğunluğunda sıcaklık, EER noktası olarak belirlenen 35 °C’den daha küçüktür. Soğutma gruplarının ve ısı pompalarının verimlilikleri, yoğuşma ısısı ve buharlaşma ısısı arasındaki farkın azalması ile arttığı için sıcaklık değişimlerinin sonucu olarak ünitelerin verimlilikleri yükselir. Fakat kısmi yük altında verimlilik değerleri, ünitelerin kısmi yük altında ne kadar verimli çalıştıklarına bağlıdır. Nominal ve mevsimsel verimlilik arasındaki farklılıklar aşağıda listelenmiştir;
Nominal verimlilik: Burada verimlilik değerini sadece bir durum için bilmekteyiz; soğutma için dış hava sıcaklığı 35 °C iken ve ısıtma için 7 °C iken (standart şartlar). Bu durum,  kısmı kapasiteyi ve değişken hızlı sürücü sistemini yansıtmaz, özellikle su soğutmalı soğutma gruplarında önemli olan ikincil gücü hesaba katmaz.
Mevsimsel verimlilik: Tüm sezon boyunca toplanan soğutma ve ısıtma verileri gerçek performans değerlerini gösterir. Çalışmayı tam kapasiteye göre değil, kısmi kapasiteye göre değerlendirir. İnvertör teknolojisinin faydalarını gösterir. İkincil modda, bileşenlerin kullandığı tüm enerjiyi dahil eder. 



Şekil 1. Tipik Avrupa ikliminde (Paris, Londra, Berlin, Viyana) her santigrat derece seviyesinin toplam olarak kaç saat etkin olduğu gösterilmektedir. COP ve EER noktaları, bu değerlerin EN 14511’e göre hesaplanması ile belirlenmiştir (Kaynak: AB kuralları No 626/2011).


2.1. Mevsimsel Enerji Göstergeleri
Soğutma gruplarının kısmi yük altındaki verimliliklerinin göstergesi, Avrupa performans göstergesi, yani ESEER’dir. Bu ABD’de soğutma grupları için kullanılan mevsimsel gösterge olan Entegre Kısmi Yük Değeri’ne (IPLV) benzer bir değerdir. Fakat bu,  Avrupa çapında kullanılan soğutma gruplarının ortalamasını alabilmek amacıyla pek çok parametreyi de hesaplamalara dahil etmiştir. Bunlar hava durumu verileri, bina yük karakteristikleri, aktif kullanım saatleri gibi değerlerdir. Bu yüzden, iki soğutma grubu arasındaki ortalama verimlilik değerleri karşılaştırılmak istendiğinde, sadece tam yükte çalışma durumunu ele alan EER değerine göre ESEER değeri çok daha gerçekçi bir karşılaştırma sunar. Fakat şu da unutulmamalıdır ki ESEER, belli bir coğrafik pozisyondaki, belli bir kullanım alanı için gerekli olan enerji miktarını kesin olarak hesaplama amacıyla tam olarak kullanılamaz. Bunun için EDSL TAS, HAP gibi enerji modelleme programları kullanılabilir.


ESEER hesaplama metodu, SAVE programında olan Avrupa Komisyonu’nda tanımlanmıştır. ESEER aşağıdaki şekilde hesaplanır. 





ESEER’i yukarıdaki gibi hesaplamak için EER değerini tam yükte ve %25, %50 ve %75 kısmi yük değerlerinde almak gereklidir. A ve D arası ağırlıklandırma katsayıları Tablo 1’de verilmiştir.





Sonuç olarak ortaya çıkan bu son değer, Eurovent rehberinde, onaylanmış ürünler bölümünde soğutma kapasitesi ve standart şartlar altında tam yükte güç değeri ile birlikte verilmiştir. Avrupa için çalışma sıcaklıkları ve ağırlıklandırma katsayıları Tablo 1’de verilmiştir. Ağırlıklandırma katsayıları gösteriyor ki, soğutma grubu %100 yükle çalışırken, çevre sıcaklığı 35 °C ve ve su sıcaklığı 30 °C iken verimlilik hesabına katkısı sadece %3’tür. ESEER değerindeki en etkili yük, sırası ile %50 ve %75 değerleridir.


ESEER dışında, iki ayrı mevsimsel verimlilik göstergesi daha vardır.  Bunlar, 626/2011 nolu AB regülasyonunda tanımlanmış ve 12 kW altı soğutma veya ısıtma kapasitesine sahip olan klimaları etiketleme amacıyla kullanılmaktadır. Bunlar, ısıtma için mevsimsel performans katsayısı (SCOP) ve soğutma için mevsimsel enerji verimliliği oranı (SEER) olarak adlandırılır. 


Bu değerlerin her ikisinin de performans göstergelerinin hesaplanmasında ESEER’den farklı prosedürler kullanılır. Gelecekte, SCOP ve SEER değerlerinin, 12 kW (2)  değerinden daha yüksek kapasiteli soğutma grubu ve ısı pompalarının mevsimsel performanslarının değerlendirilmesinde de kullanılması beklenmektedir.
Bununla birlikte, ESEER soğutma grubu seçiminde tek kriter olmamalıdır. Burada, tepe elektrik akımını etkileyen bir değer olduğu için EER de hesaba katılmalıdır.


2.2. Eurovent Sertifikasyonu
Eurovent(3)  sertifikasyonu, ürünün kurulduktan sonra iddia edilen performans seviyesinde çalışmasını garanti eden, katılımın zorunlu olmadığı bir programdır. Ürünlerin performans kâğıtlarında bulunan, sertifikasyon işaretini kullanmak, mühendislerin, danışmanların, tasarım ofislerinin ve teknik uzmanların yararına olmaktadır. 



Şekil 2. Eurovent sertifikasyon etiketi


Soğutma gruplarının(4) ve ısı pompalarının Eurovent sertifikasyonu, bir ünitenin aşağıdaki karakteristiklerini garanti eder: soğutma kapasitesi, soğutma enerji verimliliği (EER), Avrupa Mevsimsel Enerji Verimliliği Oranı (ESEER), su basıncı düşümü veya buharlaştırıcıdaki kullanılabilir basınç ve soğutma ve ısıtma yoğuşturucusu, ters çevrim üniteleri için ısıtma kapasitesi, ısıtma enerji verimliliği (COP) ve hava soğutmalı üniteler için ses ağırlıklandırmalı (A-Weighting) ses düzeyidir. Soğutma grupları, A (en verimli)’dan G (en verimsiz)’ye kadar verimlilik değerlerine göre sınıflandırılmışlardır. Sınıflandırma EER ve COP değerlerine göre yapılmaktadır(5). 



Şekil 3. Hava soğutmalı soğutma grupları - Eurovent veritabanına göre 2010 yılına dair EER dağılımı  (Riviere, 2011). 


Eurovent sertifikası, programlarına katılan her üreticinin belirli alanlardaki her ürününün sertifika almasını gerektirdiği için Eurovent veritabanı, piyasadaki soğutma gruplarının performansları hakkında genel olarak faydalı bilgiler sağlar. Şekil 3, 2010 yılında satılan hava soğutmalı soğutma gruplarının EER dağılımını göstermektedir. Şekilde görülmektedir ki, piyasadaki hava soğutmalı soğutma gruplarıın en yüksek EER değeri 3.5 civarındadır. Aynı zamanda, piyasada çok daha düşük EER değerine sahip soğutma gruplarının da olduğu açıkça görülmektedir. Yetersiz bir şartname, yüklenicilerin bundan istifade ederek gerekenden çok daha az verimli bir soğutma grubu kullanmalarına imkan verebilir. 



Şekil 4. Hava soğutmalı soğutma grupları - Eurovent veritabanına göre 2010 yılına dair ESEER dağılımı (Riviere, 2011). 


Şekil 4, aynı durumu ESEER değerleri açısından göstermektedir. Maksimum ESEER değerlerinin daha çok soğutma grubunun nominal kapasitesine bağlı olduğu görülebilir. Aynı şekilde, binalara kurulan yeni soğutma gruplarının ESEER değerlerinin 5 ila 6 arasında olması gerektiği de burada görülebilir. EER’de olduğu gibi, çok düşük ESEER değerine sahip soğutma grupları da bulunmaktadır. Şartnameler, bir danışman veya tasarım mühendisi tarafından, minimum ESEER değeri de dahil olmak üzere uygun olmayan soğutma grupların kullanılmasını engellemek amacıyla gerekli şekillerde detaylandırılmalıdır. 
 
3. MEKANİK BİLEŞENLER
Bu konudaki araştırma ve geliştirme faaliyetleri, hâlihazırda piyasada bulunan soğutma grubu ve ısı pompalarının yüksek performans ve verimlilikle çalışmalarını sağlamıştır. Örnek olarak, 1970’lerde %50 verim ile çalışan isentropik kompresörlerin verimleri artık %75 civarına kadar gelmiştir. Aşağıdaki paragraflarda, günümüzde mevcut olan en gelişmiş soğutma grubu ve ısı pompası teknolojilerine dair bilgiler bulunmaktadır.


3.1. Elektrik Motorları
Soğutma gruplarında elektrik motorları en çok kompresörlerde, fanlarda ve pompa tahriki olarak kullanılır. En iyi motorlar, fırçasız doğru akım (DC) motorlardır. Bu motorların diğer bir isimleri de elektronik olarak kontrol edilebildiklerinden dolayı elektronik kontrollü (EC) motorlardır. Yüksek kapasitelerde, motorların maliyetinin çok artması sebebiyle şimdilik sadece düşük kapasiteli kompresörlerde kullanılmaktadırlar. Fakat eğer bulunabilirse, EC motorlu soğutma grupları ve ısı pompaları en iyi çözümlerdir. EC motorların mevcut olmadığı daha yüksek güç gerektiren kullanım alanlarında IE3 tipi motorlar en iyi çözümlerdir.


3.2. Kompresörler
Soğutma gruplarında ve ısı pompalarında 5 ana kompresör tipi kullanılır; döner kanallı, pistonlu, helezonik (scroll), vidalı ve santrifüj. Toplam kurulu kapasite açısından, soğutma grubu piyasasında en büyük pay son üç tip kompresöre aittir. Hâlihazırdaki kompresör tasarımlarında tam yükte verimliliğin arttırılma potansiyelinin çok az olduğu söylenebilir. Fakat, kısmi yükte çalışan kompresörlerde büyük bir geliştirme potansiyeli vardır. 


Değişken Hız
Kısmi yük altında çalışan kompresörler için en uygun çözüm değişken hız regülasyonudur. Son model soğutma grubu ve ısı pompalarında bu, kompresörlerde EC motorlar kullanılarak gerçekleştirilir. Halihazırda, bu çözüm soğutma grubu sıvı akış sistemlerinde (VRF), düşük kapasiteli scroll kompresörlü soğutma gruplarında, vidalı kompresörlü soğutma gruplarında ve santrifüj kompresörlü soğutma gruplarında kullanılmaktadır (Şekil 5).



Şekil 5. Şekilde, sabit hızlı bir kompresör yerine değişken hızlı bir kompresör kullanılması halinde elde edilecek yıllık kazanç miktarı gösterilmektedir. Eğer kompresörün yıllık ortalama kapasitesi %60 ise VSD kullanılarak %15 kadar elektrik tasarruf edilebilir.


Değişken hız teknolojisinin asıl faydası, kompresörün sürekli olarak durup kalkmasına gerek olmamasıdır. Kompresör gerekli olan basınca göre kendini adapte ederek sürekli olarak çalışabilir. Helezonik (scroll) soğutma gruplarında genel olarak kullanılan etkili bir diğer çözüm de, aynı devrede bir değişken hızlı kompresör ile sabit hızlı bir veya daha fazla kompresörü beraber kullanmaktır. Bu sayede, sabit hızlı kompresör(ler) temel yükü karşılarken, değişken hızlı kompresör ise yükte olabilecek dalgalanmalara karşı sistemi dengede tutar.


Bir Devrede İki veya Daha Fazla Kompresör
Helezonik soğutma grupları için en çok kullanılan kısmi yük kapasite kontrol çözümü, bir devrede iki veya üç kompresör kullanıp, devrelerin sayısını artırmaktır. Bu şekildeki bir konfigürasyon sayesinde, tek kompresörlü bir sisteme göre daha az açıp-kapatma işlemi yapılır; ki bu da daha yüksek bir kısmi yük verimi sağlar (Şekil 6). 



Şekil 6. Kompresör tipi ve konfigürasyonunun, EER oranına olan etkisi (gerçek performans değerleri kurulu olan sisteme göre değişir)


Bir başka çözüm de, aralarından biri değişken hızlı olan iki veya üç kompresörü kombine olarak kullanmaktır. Böyle bir konfigürasyon sayesinde sabit hızlı kompresörler temel yükü karşılarken, değişken hızlı kompresör ise yükte olabilecek dalgalanmalara karşı sistemi dengede tutar. Bu şekilde, soğutma grubu, yüksek kapasiteli soğutma grupları da dahil olmak üzere tüm kullanım aralığında kendini adapte etme yeteneğine kavuşur. 
Başka bir kapasite kontrol yöntemi de, tek helezonik kompresör kullanan sistemlerde, kompresör içerisindeki helezonları bypass yaparak, kompresörün çalışma hacmi değiştirilebilir. Fakat bu yöntem pek verimli değildir ve mümkün ise daha verimli başka bir yöntem ile değiştirilmelidir. 


Dijital Helezon
Dijital helezonik kompresörler, kompresör içerisindeki helezonların eksenine müdahale ederek soğutma grubu sıvısının basınçlandırılmasını, kompresörü durdurmadan engelleyebilen bir sisteme sahiptirler. Burada, yüksüz durumda, kompresörün çıkış basıncı sıfıra düşer. Helezonlar tekrar çalışma durumuna geldiğinde ise %100 kapasite ile çalışmaya devam eder. Helezonlar, periyodik olarak durdurularak, kompresörün ortalama kapasitesi düşürülür. Kapasitenin ne kadar düşürüleceği helezonların çalışma-durma sürelerine göre ayarlanır. Bu da, kompresörün %10 ile %100 arasında sınırsız kapasite modülasyonu yapmasını sağlar. Bu tip bir modülasyon, değişken hızlı kompresör hassasiyetinde bir çalışma sağlar. Fakat, basınç sağlanmadığı durumlarda da kompresör sürekli çalıştığı için değişken hızlı kompresörlere göre elektrik tüketimi daha fazladır. 


Kaydırma ve Kaldırma Vanaları
Kaydırma vanası tekniği, vidalı kompresörlerde kullanılmaktadır. Kapasite kontrolü, rotor boyunda bir vananın kaydırılması ile sağlanır. Kısmi yük çıkışının yeri, toplam gaz akış miktarını belirler. Bu yöntem özellikle kısmi yük durumlarında oldukça verimsiz bir yöntemdir. Bu yetersizlikler, daha yüksek yüklerde, düşük sıkıştırma oranlarına bağlı olarak çevrim hızlarının artması ile telafi edilebilse de, %66 yük seviyesinin altında tam yük durumuna göre daha düşük kısmi yük performansı görülür. Vidalı kompresörlerde kullanılan bir başka teknik de, aks boyunca kullanılan kaldırma vanalarıdır. Bu teknik kaldırma vanası tekniğinden bile daha verimsiz bir tekniktir. Mümkün olan durumlarda, vidalı soğutma gruplarının kontrolü değişken hız ile yapılmalıdır. 
Kısmi yük kapasite kontrolü için en verimli yöntem, değişken hız yöntemidir. Diğer bütün tekniklerin ya enerji kullanımı fazla ya da verimi daha düşüktür.



Şekil 7. İki ayrı kısmi yük kontrol tekniğine göre kompresörün tükettiği güç miktarı. Grafikten de açıkça görülmektedir ki düşük yüklerde inverter teknolojisi daha avantajlıdır (gerçek performans değerleri kurulu olan sisteme göre değişir)


3.3. Fanlar
Doğrudan buharlaşma sistemlerinde, yoğuşturucu ısı transferi için dışarı konumlanmış yoğuşturucu (kondenser) ünitelerinde aksiyal fanlar ve içeride konumlandırılmış yoğuşturucu ünitelerinde ise santrifüj fanlar kullanılır. Kısmi yük durumlarında ve dış havanın soğuk olduğu durumlarda maksimum hava akşına gerek olmadığı için enerji kullanımı azaltılabilir. Değişken hız kontrollü, özellikle fırçasız EC fanlar, bütün elektrik motorları içerisinde ve her türlü yük için en verimli olan fanlardır. Değişken fan hızı aynı zamanda tasarım konusunda da ısıtma/soğutma modları için farklı miktarlarda hava akışı sağlayarak esneklik sağlar. Diğer bir önemli konu ise fanların ürettiği gürültü ile ilgilidir. Daha düşük gürültü seviyelerinde çalışan optimize edilmiş 3 boyutlu fanlar veya hibrid kanatlı fanlar tercih edilmelidir. 


3.4. Genleşme Vanaları
Genleşme vanası, soğutma sistemine giden soğutma sıvı akışını, talebi karşılama ve soğutma sıvısının aşırı ısınmasını kontrol etmek için kullanılır. Geleneksel soğutma gruplarında, termostatik genleşme vanaları (TEV) kullanılır. Bu vanalar, çalışma koşullarında buharlaştırıcının sonunda aynı aşırı ısınma miktarını sürdürecek şekilde ayarlanır.  Elektronik genleşme vanaları (EEV) kullanan soğutma grubu ve ısı pompalarının, buharlaştırıcının aşırı ısınmasını önleme özelliği olduğu için TEV kullanan soğutma gruplara göre performansları daha iyidir. EEV kullanımı, bir soğutma grubunun yoğuşturucu basıncını değiştirebilmesini sağlar. Mesela ortam ısısı düşük olduğu zamanlar basıncı düşürerek yoğuşma ısısını da düşürebilir. EEV kullanımı özellikle yük ve ortam koşullarının değişken olabildiği durumlarda faydalıdır ve bu durum,  TEV kullanan soğutma gruplarına göre ESEER değerinin daha yüksek olmasını sağlar (yaklaşık %15 performans artışı).


3.5. Kontrol
Günümüzün modern soğutma grupları, soğutma sıvısı devresindeki (kompresör, fanlar, elektronik genleşme vanası vs.) diğer elektronik kontrolleri destekleyebilecek dijital kontrollerle donatılmışlardır. Bu kontroller, dinamik olarak yoğuşma ve buharlaşma ısılarını uyumlu hale getirebilecek yapıdadır. Soğutma modunda, yoğuşma ısısını düşürmek ve böylece yoğuşturucu içerisindeki basıncı düşürmek, ortam sıcaklığı düşük olduğunda sıkıştırma oranını düşürme imkânı verir ve böylece enerji tüketimi azalır (Şekil 8). Bu yöntem, buharlaşma sıcaklığı yükseldiğinde, ısıtma modunda da aynı şekilde uygulanabilir. Ayrıca, mümkün olduğunca yüksek derecede bir soğutulmuş su sistemi de tasarlamak oldukça önemlidir, çünkü buharlaşma ısısı her 1 °C yükseldiğinde, soğutma grubunun, verimi %3 artar. Aynı durum, yoğuşma sıcaklığının mümkün olduğunca düşük olması gereken ısı pompaları için de geçerlidir.



Şekil 8. En yüksek ısı pompası verimliliğine (solda - yoğuşma sıcaklığı 40oC) ve soğutma grubu verimliliğine (sağda - buharlaşma sıcaklığı), en düşük yoğuşma ısısı ve en yüksek buharlaşma sıcaklığı elde ederek ulaşılabilir (Gerçek performans verileri sistemlere göre değişir).



Şekil 9. Eurovent veritabanına göre soğutma gruplarının ve tersine çevrilebilir soğutma grubu/ısı pompalarının minimum, maksimum ve ortalama ESEER değerleri (Ocak 2012).


4. Soğutma Sıvıları
Günümüzde en çok kullanılan soğutma sıvıları HFC’ler R134a, R410A ve r407C’dir. Bu soğutma sıvıları, ozon tabakasını delen maddelerin yasaklanmasından önce kullanılan HCFC R12 ve R22’nin yerine kullanılmaya başlanmıştır. Fakat eski soğutma sıvılarının yenileri ile değiştirilmesinden kısa bir süre sonra R410A, üstün hacimsel kapasitesi ve daha kolay taşınma özelliklerinden dolayı havalandırma piyasasını domine etmiştir. Eurovent veritabanına göre günümüzde kullanılan yüksek performanslı soğutma gruplarının çoğu soğutma grubu sıvısı olarak R410A kullanmaktadır (Şekil 9).
Kompresör üreticileri, vidalı kompresörler ile çalışan soğutma gruplarında hala kullanılan R134a soğutma grubu sıvısı yerine, R410A sıvısı ile çalışabilecek kompresörler geliştiriyorlar. Teknik açıdan bakıldığında, yasaklanan HCFC’leri de düşündüğümüzde şu an için kullanılabilecek en uygun soğutma sıvısı R410A’dır. Geleneksel HFC’ler ile karşılaştırıldıklarında doğal soğutma sıvılarının ozon tabakasına zarar verme potansiyelleri daha düşüktür. Fakat bunlar ya yanıcıdırlar (hidrokarbonlar, HFO, R32), ya zehirli (amonyak), ya da havalandırma için yeterli performans düzeyinde değillerdir (CO2). Öyle görünüyor ki, HFC’den daha düşük küresel ısınma potansiyeli olan, havalandırma uygulamalarında kullanılabilecek başka bir soğutma sıvısı şu an için yok (Tablo 2). Bu yüzden yakın zamanda alternatif bir soğutma sıvısının HFC’lerin yerini alması beklenmiyor.




Kaynaklar:
[1]  Brelih, N., Seppanen O., vd.,2013, “Design of Energy Efficient Ventilation and Air Conditioning System”, Romania.
[2] EN 15603; 2008 Energy Performance of the Buildings - Ovarall Energy Use and Definition of Energy Ratings.
[3] Kurnutski vd, “How to Define Nearly Net Zero Energy Buildings”, Rehva Journal, May 2011.
[4] Handel C, “ Ventilation with Heat Recovery is a Necessaty in Nearly Zero Energy Buildings”, Rehva Journal, May 2011. 

 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Yeşil Binalar Pazarı ve Sürdürülebilir Finansman Araçlarının Dönüştürmede Gücü

Sürdürülebilir finans, çevresel, sosyal ve yönetişim (Environmental, Social and Governance-ESG) kriterlerini iş veya yatırım kararlarına entegre eden ...
27 Eylül 2024

Yeşil Binalarda Yaprak Alan Analizi (LAI) ile Bina Enerji Tüketimi Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi

Ar. Gör. Mehmet Furkan ÖZBEY Atılım Üniversitesi, Makine Mühendisliği Bölümü Doç. Dr. Cihan TURHAN Atılım Üniversitesi, Enerji Sistemleri Mühendisliğ...
1 Eylül 2024

Karbon Ayak İzi Hesaplama: Şirketler için Avantajları

Günümüzde çevresel sürdürülebilirlik uygulamaları her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. İklim değişikliği, doğal kaynakların azalması ve çevresel ...
27 Mayıs 2024

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • İklimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.