18 Mart 2011 | PROJE 5. Sayı (Ocak - Åžubat 2011)

Türkiye’de doÄŸal havalandırma sisteminin kullanılacağı ilk alışveriÅŸ merkezi olan Tarsu, aktif/pasif enerji tasarrufu uygulamalarıyla da dikkat çekiyor.
Yer: Tarsus / Mersin
Yatırımcı: Corio Türkiye
Proje geliştirme: Corio Türkiye
Proje Mimarları: Natali Toma
(Corio, İş Geliştirme Direktörü);
Altoon + Porter (Mimari Konsept);
Yazgan Mimarlık (Uygulama Mimarı)
Ana Müteahhit: ER-BA Yönetim, Mühendislik, İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti.
BREEAM Danışmanı: Grontmij / Türkiye
Mekanik Proje Müellifi: Çilingiroğlu Mühendislik ve Müşavirlik Ltd. Şti.
Elektrik Proje Müellifi: RAM Müh. Ltd.Şti.
Proje Yönetim: Entegre Proje Yönetimi
Yatırım değeri: 60 milyon euro
İnşaat Başlangıcı: 2010 üçüncü çeyrek
Açılış: 2012 üçüncü çeyrek

Türkiye’de, özellikle Anadolu’da faaliyete sunduğu alışveriş merkezleriyle ün kazanan Hollanda merkezli gayrimenkul yatırım şirketi Corio, şimdi de Tarsus’ta yer alan ilk alışveriş merkezi Tarsu projesi ile şehrin çehresini değiştiriyor. “Suyun Keyfe Dönüştüğü Yer” olarak tanımlanan Tarsu AVM’de ana tema ise “su”...
BREEAM’e 2009 yılının Aralık ayında kaydedilen Tarsu AVM’de, resmi skor olarak “çok iyi“ seviyesi yakalanmış. Tarsu AVM, Türkiye’de doğal havalandırma sisteminin kullanılacağı ilk alışveriş merkezi olacak. Geri dönüştürülebilir malzeme ve aktif / pasif enerji tasarruf teknikleri kullanımı ile Tarsu, açılışı sonrasında enerji -özellikle elektrik enerjisi- tüketiminde kazanım sağlayarak masraşarı azaltacak.
Tarsu Alışveriş Merkezi’nin ana giriş kapısındaki şelale ve batı tarafındaki parklarda bulunan havuz ile interaktif fıskiyeler, şehrin suyla olan etkileşimini yansıtıyor. Adana Bulvarı boyunca lineer olarak devam eden fıskiyeler ise suyun enerjisini bulvara aktarıyor. Ayrıca Tarsu’nun tam kalbindeki havuz da suyu merkeze alan düşüncenin bir göstergesi. Ana girişte yer alan şelalenin artistik bir yansıması olarak, iki kat yüksekliğindeki aktivite alanının tam ortasında yer alan havuzun çeperi boyunca, çatı ışıklığından havuza uzanan şeffaf ipler üzerinde cam kristaller ve su adeta dans ediyor. Tarsu, şehre yürüme mesafesinde ve toplu taşıma araçları ile de kolaylıkla ulaşılabilir bir konumda bulunuyor. Proje, toplamda 10 bin m2yi bulan parklarla çevrili. Amaç, şehir ölçeğindeki çeşitli buluşma noktalarının akışı sayesinde doğu-batı aksında projenin görsel bağlantısını kurmak ve bütünlüğünü sağlamak.

Yiyecek-içecek alanlarındaki terasların özel tasarımları, alışveriş merkezi ile dış dünya arasında bir bağlantı kuruyor. Örneğin güzel havalarda cam duvarların açılması hem şehrin hem de terasların yeşil etkisinin iç mekanda daha da artmasını sağlıyor. Projenin ana teması olan su elemanları renk ve ışık saçarak duyulara hitap ederken, aynı zamanda serinletici etkisi açısından da bir Akdeniz şehri olan Tarsus için önemli.
Mimaride su konseptinin ağırlık kazanması Yeşil bir Bina için çelişki gibi gözükebilir. Su elemanları (Fıskiyeler, havuzlar, şelaleler vs.) mimari projede iklimlendirmeye katkı sağlamak amacıyla giriş noktalarına ve teraslara yerleştirilmiş. Böylece su elemanlarının en efektif şekilde kullanımı sağlanıyor. Ayrıca fıskiyeler ve şelale, buharlaşma yoluyla su kaybını önlemek amacıyla da geri dönüşümlü ve düşük hacimli çalışabilecek şekilde tasarlanmış. Havuzlardaki pompalar ısı/rüzgar sensörleri ile çalışacak. Food court alanında cam duvarların açılabilir tasarımı iklimlendirme ve doğal havalandırmaya önemli katkı sağlıyor. Projede mümkün olduğu ölçüde yerel malzemeler kullanılıyor. Otoparkların bodrum katlara yerleştirilmesi sayesinde açık otoparkın olumsuz ısı adası etkisi önleniyor. ‹ki katlı AVM tasarımı sayesinde dansite artırılarak alışveriş merkezinin kapladığı alan minimize ediliyor; böylelikle şehir ölçeğinde açık alanlar kazanılarak buluşma noktaları haline getiriliyor. Tarsu AVM’de suyun müsrif bir tavırla değil, hayatın özel bir parçası olarak kullanılması hedeşeniyor.
Tarsu AVM’de doğal havalandırma ile standart bir alışveriş merkezine kıyasla oldukça büyük bir tasarruf sağlanacak. Bina içindeki CO2 sensörleri vasıtasıyla içerideki ihtiyaca göre havalandırma sağlanıyor. Bu da havalandırma havasının ısıtılıp, soğutulmasını ortadan kaldırıyor. Geceleri ise doğal havalandırma tam açık konumda free cooling’e çalışıp, gün içindeki soğutma ihtiyacını azaltıyor. Bir nevi geceleri soğuk depolama yapılıyor. Doğal havalandırma sistemiyle, yıllık soğutmadan 50 bin euro tasarruf, ısıtmadan ise 10 bin euro kazanç elde edileceği öngörülüyor. Doğal havalandırma yoluyla yapılan sistemde, içeri alınan hava ısıtılıp-soğutulmadığı için standart havalandırmaya göre daha az enerji tüketecek. Soğutma mevsiminde doğal havalandırmalı sistem yüzde 15 tüm işletmede tasarruf sağlıyor. Isıtma döneminde yüzde 20 tasarruf imkanı veriyor.

Yapılan hesaplama sonucu biriktirilen gri suyun (Lavabo, duş vb.), bina ihtiyacının yüzde 99’unu karşılayacak seviyede olduğu görülmüş. Toplam bina su ihtiyacının yüzde 50’si (günde 32 m3 su tasarrufu) gri su ile sağlanmış oluyor. Böylelikle bina yıllık su ihtiyacı yaklaşık 23.000 m3ten 11.000 m3e iniyor. Filtrasyon ve sirkülasyon sistemi olmayan bir havuzu haftada bir boşaltıp yeniden doldurmak gerekiyor. Bu da çok büyük bir su kaybını beraberinde getiriyor. Ancak sirkülasyon ve filtrasyon sistemi olan havuzlarda su kaybı günde yüzde 1 kadar. Bu da suyun 7 günde bir yerine, 100 günde bir yenilenmesi anlamına geliyor.
Alışveriş merkezinde bina otomasyon sistemiyle de tasarruşar sağlanıyor. Ortak alanlardaki aydınlatma otomasyonu ve ışıklıklar sayesinde sağlanan elektrik tasarrufu, az yoğun olan yaz döneminde yüzde 30’a kadar çıkıyor. Yoğun kış döneminde ise yüzde 11 civarında. WC aydınlatma otomasyonu ile yüzde 50’ye dayanan tasarruf söz konusu. Otopark otomasyonu ile sağlanan enerji tasarrufu ise az yoğun zamanlarda yüzde 60’ı buluyor. Ortak alanlarda HVAC otomasyonu ile sağlanan tasarruf ise yoğun zamanlarda yüzde 40, az yoğun zamanlarda ise yüzde 60’a dayanıyor.

Bina içinde doğal ışık kullanılarak enerji harcamaları minimize ediliyor ve keyişi alışverişe olanak sağlanıyor. Dış aydınlatma sistemi ise yaklaşık 30 kW güç harcıyor. Aydınlatma fotosel sensörü ile kumanda edildiğinden, el ile ve/veya zaman saati ile kumandaya göre, yıllık bazda günde ortalama 1 saat kazanç sağlıyor.
BREEAM kriterleri doğrultusunda, dış aydınlatma sistemlerinde LED ve yüksek verimli armatürler tercih edilmiş. Dış cephede LED armatür kullanımından kaynaklı toplam tasarruf yaklaşık 15 kW (Yüzde 50 tasarruf). Bu tasarruf yılda 15 kW x 4 saat/gün x 365 gün/yıl= 21.900 kW-saat/yıl enerji tasarrufu sağlayacak.
Isı kayıp kazanç hesaplarının yerel standartlara göre (TS 825 ) yüzde 20’den daha düşük olması isteniyordu. Buna göre cam ve duvar yalıtım değerlerinde değişiklik yapılmış. Santrallerde panel sınıfı normalde EN 1886 Class L2 yeterliyken, BREEAM’a göre Class L1’e yükseltilmiş. Fanlardaki spesifik fan gücü <1  W/lt/sn alınmış; bu da maliyetlere etki ediyor. Hava kanallarında sızdırmazlık sınıfı EN 13 779 Class B yapılmış. Mekanik Özel teknik şartnamesindeki commisioning bölümündeki standartlar da mekanik taşeronların genel gider karlarını artırarak vermek zorunda bırakılmış. Benzer şekilde işçilik fiyatları da artırılmış. Otoparklarda tüm pis su çukur girişlerinde BREEAM nedeniyle yağ tutucular ilave edilmiş. Bunlar da maliyetleri artırıcı yönde. Gri su uygulaması da BREEAM’ın öngörüşü; bunlarda da boru, hidrofor, arıtma, gri su depoları vb. ilaveler var. Buralarda tesisat dairesi olarak inşai kayıplar da (m2) göz önüne alınmalı. Susuz pisuvar, lavabo ve duş bataryaları da BREEAM’e göre yapılandırılmış. Duş, yemekhane vb. sıcak su ihtiyacını karşılamak için güneş enerjisi panelleri kullanılmış. Klima ve water sorce heat pump drenaj suları toplanarak bahçe sulamada kullanılacak.
Bina kabuğu, yerel normların gereksinimlerinden yüzde 26 daha yüksek yalıtımlı olacak. Bu sayede soğutmada yıllık ortalama yüzde 10 kazanç elde edilecek. Susuz pisuvarlar sayesinde, çalışan ve ziyaretçi erkek sayısının günlük 10870 olduğu ve günde bu kişilerin bir kere pisuvarı kullandıkları varsayılırsa senede yaklaşık 1400 m3 su tasarrufu sağlanacak. Atık depolama alanları organik ve dönüştürülebilir atıklar için ayrı ayrı düzenlenmiş. Dönüştürülebilir atıklar ise 9 ayrı konteynerde toplanacak.

BREEAM için yapılan mimari revizyonlar
-     HEA14 Glare Control: Ofis pencerelerine jaluzi eklendi.
-    ENE6/3 Building Fabric Performance&Avoidance of Air
    Infiltration: Bütün dış kapıların altlarına fırça eklendi ve ısı yalıtım değerleri 0.6 W/m2K olarak belirlendi.
-     ENE8 Lifts: Asansörler BREEAM standartlarına uygun olarak enerji tasarruşu seçildi ve frekans konvertörü ilave edildi.
-     ENE9 Escalators and Travelling Walkways: Yürüyen merdiven ve rampalar BREEAM standartlarına uygun olarak seçildi. Buna göre yürüyen merdiven ve rampaların çalışma prensibi, hem standby hem de frekans konventörlü olacak şekilde seçildi. Thyssen’den alımı gerçekleştirilen yürüyen bant ve merdivenlerde radar sistemi elektrik panosunda mevcut olan sürücü vasıtasıyla kontrol edilecek. Ayrıca radar sistemi yolcuyu gördüğünde ilk önce yavaş daha sonra hızlı devire geçerek çalışacak. Yolcu olmadığı zaman belirlenen süre sonunda yavaş devire geçip sonra duruş yapacak. Günün ve haftanın belirli saatlerinde zaman ayarlaması (yolcu olmadığı zaman çalışma süresi) BMS ten kontrol edilebilecek.

•  LE6 Long Term Impact on Biodiversity: Peyzaj tasarımında endemik bitkiler seçildi.
• MAT1 Materials Specifications: Low-E özellikli cam seçildi.
• MAT7 Designing for Robustness:  Laminat kapılara tekmelik eklendi, duvar ve kolon köşe koruma önlemleri alındı.
• TRA2 Cyclist Facilities (1): Bisiklet park yerleri düzenlendi, üzerleri cam saçak ile örtüldü.
• TRA3 Cyclist Facilities (2): Bisikletli çalışanlar için duş ve soyunma birimi düzenlendi.
• TRA6 Travel Information Point: Info desk üzerine, toplu taşım araçlarının saatlerini gösteren ekran eklendi.
• WAT1 Water Consumption: Klozet rezervuarları 4,5 litreden az kapasiteli ve iki kademeli basma düğmeli olarak seçildi. Lavabo bataryaları fotoselli ve max 6 lt/dk su akış özelliğine sahip ve basınç değeri 0.3 MPa olacak şekilde seçildi.  Duş bataryaları max 9 lt/dk su akış özelliğine sahip ve basınç değeri 0.3 MPa olacak şekilde seçildi.

    Susuz pisuvarlar seçildi.

• WAT6 Irrigation Systems: Sulanacak alanlar için damlama sulama sistemi seçildi. Sisteme yağmur ve rüzgarsensörü ile nem ölçer eklendi.
• WST4 Compactor/Baler: BREEAM’e uygun balya pres makinesi seçildi.
• HWE Health & Wellbeing: Ofis alanları başta olmak üzere, çalışma alanlarında iç ortam kaliteleri uluslararası normlar düzeyinde tasarlandı (Aydınlık seviyeleri, taze hava oranları, min-max sıcaklık aralıkları, günışığından maksimum faydalanma, görsel rahatlık sağlama, zararlı ışınlardan korunma vb.).

Corio Türkiye İş Geliştirme Direktörü Y. Mimar Natali Toma:
“İnşaat firmaları kendi sürdürülebilirlikleri için Yeşil Bina yapmalı!..”

“2005 yılında Türkiye pazarına girerek ‹stanbul ofisini açan Corio, gayrimenkul ortaklığı statüsünde faaliyet gösteren Hollanda asıllı bir alışveriş merkezi yatırım ve yönetim firması. Hollanda dışında Fransa, ‹talya, ‹spanya, Almanya ve Türkiye’de de faaliyet gösteren Corio’nun 7 milyar euro değerindeki yatırımlarının yüzde 95’i alışveriş merkezlerinden oluşuyor. Corio’nun odaklandığı emlak grubu alışveriş merkezleri ve sahip olduğu alışveriş merkezlerinin kiralama ve yönetimini kendisi yaparak bu gayrimenkullerin değerini daha da arttırmayı hedeşiyor. Corio, Türkiye pazarına Akmerkez’in yüzde 46,92 hissesini satın alarak girmişti. fiu anda yönetimini yaptığı Ada, 365, Tekira alışveriş merkezlerinin yüzde 100’üne; Teras Park Outlet’in yüzde 51’ine sahip. Eylül 2010’da açılan Anatolium Bursa’nın da yüzde 100 nihai yatırımcısı. Malatya ve Tarsu AVM, Corio Türkiye’nin portföyüne dahil ettiği son projeler. Corio, Türkiye’de toplam 8 projeye ulaştı. Corio Türkiye’nin tüm projelerinde öncelikli amacı, perakende bilgisi ve deneyimini yerel kanallardaki başarısıyla birleştirerek, en yüksek katma değeri sağlayacak AVM’leri Türkiye’de yaygınlaştırmak...”

Çevreye saygılıyız
“Corio’nun uluslararası olarak uyguladığı kurumsal sosyal sorumluluk stratejisi bulunuyor.  Çevreye saygılı olmak, bu stratejinin en önemli parçalarından birisi. Yeşil Bina sertifikasyonu için BREEAM ile çalışmamız kurumsal bir karar. Kurumsal sosyal sorumluluk projelerini hayata geçirmek için her ülkede komiteler kurulmuştur. Komitenin Türkiye ayağında İş Geliştirme departmanı yer alıyor. Komitenin konsantrasyonu, sürdürülebilir değer yaratarak ekonomik, sosyal ve çevreci faaliyetlerimizin sonucunda misyonumuz olan ‘Gözde Buluşma Mekan’ları (Favourite Meeting Place) oluşturuyor. Tarsu Projesi için QA aşaması tamamlandı ve herhangi bir kesinti olmadan hedeşenmiş olan yüzde 60,78 skorla sertifikasyona hak kazanıldı. BREEAM danışmanımız Grontmij tarafından verilen bilgiye göre bu şu anda Türkiye’deki en yüksek Yeşil Bina skoru...”

Prosedürlere uyum, Türk insanını zorluyor
“Tarsus projesinin toplam yatırım bütçesi 60 milyon euro. Yeşil Bina için yapılacak toplam ilave yatırım bedelinin ise 1 milyon euro civarında olacağını tahmin ediyoruz. Ülke olarak metodolojiye alışkın değiliz, alışkanlıkları kırmakta zorlanıyoruz. Avrupa standartlarında prosedürlere uyum ve yazılı çalışma zorunluluğu bizim insanımızı biraz zorluyor. Kendi çalışanlarımızı ve birlikte çalıştığımız ekipleri (proje grupları, tedarikçiler ve uygulama ekipleri) eğitme, maliyet kısmının önemli bir bölümünü oluşturuyor...”

Yalıtım malzemelerinde sıkıntı yaşadık
“Yeşil Bina sistemleri Avrupa ülkeleri standartlarına uygun hazırlandığı için bazı malzemelerde sıkıntı yaşandı. Örneğin Tarsu projesinde yalıtım malzemelerinde sıkıntı yaşadık ve çatı yalıtımı konusundaki puanlardan vazgeçmek zorunda kaldık. Ancak doğaltaş ve ahşapta ülkemizde imalat yaygın olduğundan sıkıntılar kolayca aşıldı. Biz kendi proje sürecimizde çoğu zaman tedarikçileri bu konuda eğitmek durumunda kaldık. Malzeme tedarikçilerinin de bu konuda zaman içinde bilinçlenmesi, yeni projelerde işimizi kolaylaştıracak...”

Yeşil Bina, zor ve masraşı bir iş değil
“Türkiye’de Yeşil Bina sayısının artması için hükümet veya bürokrasiden de bazı beklentilerimiz var. Odalarla işbirliği içinde çalışmalarını ve halihazırda var olan kamu bilincini devlet katında kurumsallaştırmalarını bekliyoruz. Bu konuda özel yatırımları teşvik etmeleri, hatta zorunlu kılmaları yerinde olacaktır. İçinde bulunduğumuz çevreyi korumak, insan olarak her birimizin birincil görevi. Bu konunun önemini bireysel olarak tek tek idrak etmemiz çok önemli. Yatırımcı kanadında ise sanıldığının aksine, çevreye katkı sağlamanın yanında bu sayede giderlerin de makul bir seviyeye çekileceği ve uzun vadede fayda sağlayacağı artık kanıtlandı. Ülkemizde inşaat firmalarının bu konuda henüz yeterli bilinç düzeyine ulaşmadıkları görüşündeyim. Çalışanlarını bu hususta eğiterek zamana ayak uydurmalarının ve hızla bu sürece adapte olmalarının, firmalarının sürdürülebilirliği açısından gerekli olduğu görüşündeyim. Yeşil Bina yapmak zor ve masraşı bir iş değil. İnşaat firmaları kendi sürdürülebilirlikleri için bu yola girmeliler.”

Sarven Çilingiroğlu / Çilingiroğlu Mühendislik ve Müşavirlik Ltd. Şti.
“Bu Büyüklükte Bir Doğal Havalandırma Türkiye’de İlk Kez Yapılıyor”

Tarsu AVM’nin tesisat projesini gerçekleştiren Çilingiroğlu Mühendislik’ten Sarven Çilingiroğlu, projede tesisat yönünden en dikkat çekici noktanın doğal havalandırma olduğunu söylüyor. Bu büyüklükte bir doğal havalandırma sisteminin Türkiye’de ilk kez yapıldığını vurgulayan Çilingiroğlu, sistemin hem ilk yatırım hem de işletme maliyeti açısından, diğer sistemlere göre büyük avantajlar sağladığını dile getiriyor.
Genelde havalandırma sistemlerinde, havanın santraller vasıtasıyla alınıp, ısıtılarak veya soğutularak iç mahallere verildiğini belirten Çilingiroğlu, Tarsu AVM’de gerçekleştirilen sistemde ise santral kullanılmadığını, havanın ısıtılıp soğutulmadığını söylüyor. Sarven Çilingiroğlu şöyle devam ediyor: “Havalandırma sisteminde, havayı doğal olarak içeri alıp, atıyoruz. Sadece ısı kayıp ve kazanç değerlerini karşılamak üzere içeride çalışan Rooftop Unit’lerimiz var. Bunlar iç havayı sirküle ederek ısıtıyor veya soğutuyor. Böylece hem işletmede tasarruf sağlıyoruz hem de ilk yatırımda santraller olmadığı için tasarruf ediyoruz.”
“Projede, büyük dükkanlarda her bir dükkana tahsis ettiğimiz bir taze hava ünitesi bulunuyor. Bu üniteleri ısı geri kazanımlı ve frekans invertörlü seçtik. Sistem, dükkan içindeki ihtiyaca göre taze hava sağlıyor. Dükkanda bulunan kişi sayısı arttıkça taze hava ihtiyacı da artıyor. Dönüş kanallarında yer alan karbondioksit sensörleriyle hava kirliliği ölçülerek içerisinin ihtiyacına göre taze hava aktarılıyor. Hava kalitesi iyileştiği zaman da taze hava aktarımı kısılarak tasarruf sağlanıyor.”

Gece havalandırmasıyla soğutma yükü azaltılıyor
“Bina, gündüz aldığı ısıyı absorbe ediyor. Gece de bu ısıyı neşretmeye başlıyor ve içerisi ısınıyor. Gece dış ortam 24 derecelerdeyken içerisi 30 derecelere çıkıyor. Sabah ilk saatlerde de bu sıcak ortamı soğutmak için ciddi bir soğutma yüküyle karşı karşıya kalınıyor. Biz de bunu engellemek için gece dışarıdaki havayı içeriye basarak havalandırma yapıyoruz. Yine otomasyon sistemiyle gerçekleştirilen bu havalandırma, sabah saatlerindeki soğutma yükünü azalttığı gibi, gün boyu da 2-3 derecelik bir avantaj sağlıyor.”
“Soğutma yükünü hafişeten bu havalandırmayı ara mevsimlerde de yapıyoruz. Dış sıcaklık 15 derecelere düştüğü zaman, içerde de soğutma ihtiyacı varsa, kısmi havalandırma yerine, tamamen dış havayı kullanarak içerisini soğutuyoruz.”

Havalandırma damperleri yangın anında da kullanılıyor
“Doğal havalandırmadaki damperler, aynı zamanda yangın anında duman tahliyesi için de kullanılıyor. Bu da duman tahliyesi için tesis edeceğimiz ekstra fanları ortadan kaldırıyor. Havalandırma dışında suya yönelik de tasarruf önlemlerimiz var. Bunların içinde en önemlisi, gri su sistemi. Lavabolarda ve duşlarda kullanılan suyu, depolarda toplayıp arıtarak klozetlere yolluyoruz. Bu yöntemle klozetlerdeki tüketimin yüzde 99’unu bu geri kazanılan suyla sağlayabiliyoruz. Klima tesisatında kullanılan cihazlardaki yoğuşmayla elde edilen su atığını da ayrı bir depoda toplayarak bahçe sulaması için kullanıyoruz.”
“Burada yaptığımız uygulamalara benzer uygulamaları daha önceki projelerimizde de yapmıştık. Fakat burada sertifikalama yoluna gidildiği için, kanıt olarak evrak toplamak, hesaplamaları ortaya koymak gerekti. Bu konuda fazla zorlanmadık ama sistemde bazı değişiklikler oldu. Örneğin santrallerdeki sınışarı değiştirdik. L2 sınıfı bir santral bu işi yaparken L1 sınıfı santral öngörülüyor. Bu da cidar kalınlıklarından konstrüksiyona kadar birçok şeyi değiştiriyor ve tabii ilk yatırım maliyetini biraz yükseltiyor.”

Doğal Havalandırma Sistemi:
Doğal Havalandırmanın yapıldığı toplam alan: 13.426 m2
Atrium bölgesinde kullanılan Rooftop Unit adedi (Tek fanlı): 4 Adet
Atrium için açılan taze hava açıklıkları: 2 m2 x 20 Adet (Toplam 40 m2)

Hava, binanın zemin katı, güney bölümünden girerek cephede oluşturulmuş 2 metrelik geçiş alanını kat ediyor ve atrium bölgesine açılıyor. Buradan da boşlukları kullanarak birinci kata çıkıyor. Birinci kat çatısında oluşturulan açıklıklarla kirli havanın dışarı çıkarılması sağlanıyor.
Uygulanan doğal havalandırma sistemiyle ilk yatırımda yaklaşık 160 bin euro; işletmede ise yıllık yaklaşık 60 bin euro tasarruf öngörülüyor.

 

---

R E K L A M