Danfoss, Teknolojik Çözümleriyle Dikkat Çekiyor
1933 yılında Danimarka’da kurulan Danfoss, o yıllarda soğutma sistemleri komponentlerini üreterek başladığı yolculuğunda bir süre sonra ısıtma komponentlerini de bünyesine katmıştı. 1968’de ise motor hız kontrol cihazlarını seri olarak üreten dünyadaki ilk firma olan Danfoss, özellikle HVAC sektörüne odaklanarak Avrupa’da güçlenmesinin ardından diğer kıtalara açılmıştı. Yüzden fazla ülkede, yirmi beş bine yakın personeliyle hizmet veren Danfoss’un Türkiye’deki çalışan sayısı ise 75 kişi. Şu anda “Isıtma”, “Soğutma”, “Motor Hız Kontrol” ve “Güç Sistemleri” olmak üzere dört ana alanda faaliyet gösteren Danfoss Türkiye’nin sorumluluk alanında İran, Pakistan, Azerbaycan ve Afganistan da bulunuyor. Yarının dünyasında daha az kaynak ile daha fazlasını yapmaya olanak sağlayan ürünler geliştiren firma altyapı, gıda arzı, enerji verimliliği ve çevre dostu çözümlere karşı giderek artan taleplere çözümler yaratıyor. Ürün ve hizmetleri soğutma, iklimlendirme, ısıtma, motor kontrolü ve hareketli makinelerde kullanılıyor. Danfoss, aynı zamanda yenilenebilir enerji ve buna ilave olarak şehir ve kentsel toplumlarda bölgesel ısıtma alanında da faaliyet gösteriyor. Son dönemde Soma’da “Bölgesel Isıtma” ile konutların, termik santralin atık ısı enerjisiyle ısınacağı bir proje yürüten Danfoss’un hastanelere sunduğu havalandırma çözümleri de oldukça dikkat çekici... Tüm bu sistemler ve çözümlerle ilgili bilgiyi ise Danfoss Genel Müdürü Emre Gören’den aldık. Yeşil Bina: Tüketici Danfoss’u genelde termostatik radyatör vanalarıyla tanıyor. Fakat HVAC ve bina çözümleri anlamında Danfoss’un çok farklı çözümleri de var, bunları biraz özetleyebilir miyiz? Emre Gören: Termostatik radyatör vanalarımız, Danfoss’un görünen yüzleri olmaları nedeniyle çok biliniyorlar. Bu, aslında ağırlıklı olarak bir komponent firması olmamızdan kaynaklanıyor. Bildiğiniz gibi komponentler ürünlerin içinde yer alırlar ve pek görünmezler. Termostatik vanalarımızın bu anlamda bir avantajı oluyor. Türkiye’de bu konuda öncü firma olduğumuzu da hatırlatmak isterim. Danfoss’un çıkış noktası soğutma olduğundan bu alandaki porföyümüz çok geniş. Eşanjörler, vanalar, hat komponentleri ve kompresörler gibi çok fazla komponentimiz var. Market türü kompresörlerden chiller’lerdeki komponentlere kadar portföyümüzde çok sayıda ürünümüz mevcut. Isıtmada ise termostatik radyatör vanası, yerden ısıtma sistemleri, oda termostatlarımız, kat istasyonlarımız bulunuyor. Kat istasyonu, Danfoss’un icat ettiği ve Türkiye piyasasına soktuğu bir ürün gamı. Zamanla yerli üreticilerin girmesiyle rekabet çok değişti. Danfoss olarak Türkiye’de daire istasyonu pazarının lideri DAF Enerji’yi satın alarak tekrar güçlü bir şekilde geri döndük. Bu satın alma, Türkiye’de ısıtma bölümümüzün güçlenmesine ve ivme kazanmasına yardımcı olacak. Isıtma alanında ayrıca ürünlerin birbirleriyle haberleşmelerine imkan sunan Danfoss Icon ve Danfoss Link gibi öncü ürünler geliştirdik. Tüm bunlar akıllı bina sistemlerinin omurgasını oluşturabilecek ürünler. Eşanjörler, yine bizim için önemli bir alan. Eşanjör alanında da dünyada yeni bir satınalma yapıldı ve Sondex firması bünyemize katıldı. Danfoss’un eşanjör portföyü ile Sondex birleşince sektörün önde gelenlerinden biri olduk. Motor hız kontrol ürünlerimiz ise motorun olduğu her yerde ciddi çözümler sunuyor. AC motor sürücüleri ve invertörler konusunda uzman, dünyanın sayılı firmalarından Vacon’un satın alınmasından sonra bir anda dünyada, alanında en büyük iki firmadan biri olduk. Yeşil Bina: Bölgesel ısıtma da uzmanı olduğunuz konulardan birisi... Soma’daki çalışmalarınızla ilgili bilgi alabilir miyiz? Emre Gören: Soma’da Bölgesel Isıtma Sistemi ile konutların, termik santralin atık ısı enerjisiyle ısınacağı bir proje yürütüyoruz. Danfoss’un bina altı istasyonları, yüksek sıcaklıktaki ısıyı en verimli şekilde kullanarak düşük maliyetle Somalılar’a sunuyor. Doğalgaza göre yüzde 40 tasarruf sağlayan sistem ile 2018 yılına kadar 10 bin konut düşük maliyetle ısınacak ve Soma’da hava kirliliği azalacak. Manisa Belediyesi ve Soma Belediyesi’nin yürüttüğü projenin ilk etabı geçen yıl tamamlandı. Projede 500 adet bina altı istasyonumuz kullanıldı. Daire sayılarına göre kapasiteleri hesaplanmış Danfoss bina altı istasyonları, termik santralden gelen yüksek sıcaklıktaki ısıyı en verimli şekilde kullanarak Soma halkının ısınma ihtiyacını düşük maliyette elde etmesine katkı sağlıyor. Bildiğiniz gibi Türkiye’de 1990’lı yıllarda doğalgazın yaygınlaşmasıyla ağırlıklı olarak daire içi ısıtma sistemleri uygulandı. New York, Moskova ve Kopenhag gibi şehirlerde yaygın olan ve şehirde olan atık ısıyı binaları ısıtmak için kullanan bölgesel ısınma yöntemleri ise yeterli ilgiyi Türkiye’de bu zamana kadar görmedi. Danfoss olarak bu konuda gerek ürün, gerek uzmanlık olarak ciddi bir birikimimiz var. İki fazdan oluşan Soma projesi de bu kapsamda iyi bir referans oldu. Soma’da kömür santrali ve onun atık ısısıyla bir çalışma yürütülüyor. Soma’daki bu projenin benzerini kopyalayarak çoğaltmak istiyoruz. Mesela Eskişehir’de Yeşil Binalar kapsamında çok ciddi bir girişim var. Birleşmiş Milletler’in girişimiyle başlayan Yeşil Binalar projesine Türkiye’den katılan tek yer Eskişehir oldu. Eskişehir’de de bir bölgesel ısıtma uygulaması yapacağız. Yeşil Bina: Sizce Türkiye’de bina ve üretim tesislerinde enerji verimli kullanılıyor mu? Nereye doğru gidiyoruz?.. Emre Gören: Aslında enerji verimliliği geçtiğimiz on yıl Türkiye’de oldukça gündemde olan bir konuydu. Mesela Enerji Kimlik Belgesi ile 2017 bir milat olacaktı ama olmadı. Yönetmelik bir türlü istenildiği gibi hayata geçirilemedi. Ülkenin, bakanlığın ve dünyanın gündemi değişti. Enerjide nükleere odaklanıldı. Enerji politikamızda değişiklikler yaşandı. Tasarrufun önüne üretim geçti. Tasarrufun yine gündeme geleceğine inanıyorum ama bu konuda henüz ne yaptırımlar güçlü, ne de istikrarlı bir kararlılık var. Belki de bu konuyu bizim gibi firmaların daha fazla sahiplenmesi gerekiyordu. Tüm bunlara rağmen Türkiye’nin son on yılda çok şey kazandığını da düşünüyorum. Mesela motorlarda hız kontrolü ve enerji verimli motorlar yaygınlaştı. Özellikle yeni yatırımlarda verimsiz sistem ve ürün seçimi pek kalmadı. Yine HVAC sektöründe verimli kompresörlerin kullanılması, yerden ısıtma sistemlerinin doğru komponentlerle seçilmesi, termostatların yaygınlaşması gibi, projelerin içine artık bir aklın girdiğini de görebiliyoruz. Birbirleriyle iletişim kuran ürünler gelişiyor ve ön plana çıkıyor. Dijitalleşme HVAC sektöründe de ağırlığını hissettirmeye başladı. Önümüzdeki dönemde ürünlerin birbirlerine bağlandıkları, müşteriye tek bir arayüzle hizmet sunan sistemleri göreceğiz. Yeşil Bina: Bu kapsamda geçtiğimiz aylarda tanıttığınız Novocon Dijital Aktüatör de bir örnek galiba... Emre Gören: HVAC sektörüne yönelik yeni ürünümüz NovoCon™ S Danfoss Dijital Aktüatör, mühendisler ve bina yöneticilerinin, ticari bir binanın ısıtma ve soğutma sistemini bina otomasyon sistemleri üzerinden kontrol etmelerini mümkün kılıyor. Hydronik ve bina otomasyon sistemlerini birleştiren NovoCon™ S, vanaya bağlanarak profesyonellerin ticari binalarda hidronik balansı kontrol etme şeklini değiştiriyor. Aynı zamanda dijital aktüatör, bus communication device, akış göstergesi ve veri kaydedici görevi de gören NovoCon™ S, kullanıcılarına dördü birarada çözüm sunuyor. Dijital aktüatör, binanın ısıtma ve soğutma sistemini Fielbus üzerinden bina otomasyon sistemlerine bağlayarak, yeni hidronik balans ve kontrol seviyeleri ekleme özelliğine sahip bulunuyor. Yeşil Bina: Hastanelere de bazı özel havalandırma çözümleri sunuyorsunuz... Emre Gören: Toplam üç bin yatak kapasitesine sahip Adana Entegre Sağlık Kampüsü, Yozgat Şehir Hastanesi ve Elazığ Entegre Sağlık Kampüsü’nde özel havalandırma sistemlerimiz tercih edildi. Rönesans İnşaat’ın üstlendiği bu hastanelerde kullanılacak Danfoss HVAC FC 102 ürünleri, hastane havalandırmasında mikropların ameliyathane, hasta odası, temiz oda ve koridor gibi alanlara yayılmasını engelleyecek. Hastanelerde havalandırma sistemleri hayati önem taşıyor. Örneğin ameliyathanede hijyenik klima santralinin ya da basınçlandırma fanlarının arızalanması durumunda mikroplar yayılabiliyor. HVAC FC 102 sistemi, hem hastaların korunması hem çalışan personelin konforu için kullanılıyor. Danfoss’un VLT FC 102 modelindeki düşük arıza oranı söz konusu riskleri engelliyor. Diğer ürünlere kıyasla 50 °C’ye kadar güç kaybetmeden çalışabilmesi ile bu alanda en yüksek performansa sahip cihazlar olarak öne çıkıyor. Hastane havalandırma sistemlerinde bir diğer kritik konu ise hasta odalarının havalandırılması. Mikropların hasta odalarından koridorlara yayılmasının engellenmesi hastalar, hasta yakınları ve personel için hayati önem taşıyor. Arızalı ya da yanlış seçilmiş bir cihaz ile hassas basınçlandırma yapılmadığı durumlarda hastane mikrobu yayılıyor ve hasta olmayan hasta yakınları ve personel de risk altında bulunuyor. İlginizi çekebilir... Form Şirketler Grubu Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun: "Her Geçen Yıl Ar-Ge Çalışmalarımız ve Yerli Üretimlerimizle Ürün Gamımızı Genişletiyoruz"Form Şirketler Grubu Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun, şirketlerinin başarılı performansını, geliştirdikleri yeni ürünleri ve hedeflerini dergimize a... Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı Sektör GörüşleriAvrupa Birliği Yeşil Mutabakatı konusunda, yapı malzemeleri sanayicilerine, sektörümüzün önde gelen firma temsilcilerine mutabakatın yaratacağı yeni d... Sıfır Enerjili Binalar'a Ulaşmak Hiç Zor DeğilTürkiye'nin sadece binalarda kullanmak için her sene yaklaşık 15 milyar dolar enerji ithal ettiğini dile getiren Zero Build Genel Sekreteri Özgür ... |
||||
©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.