
GreenBuild Verona![]()
Birçok sürdürülebilir yapı ürün ve servisinin sergilendiği GreenBuild Fuarı, bir konferansla birlikte 15-16 Ekim tarihlerinde Verona Fuar Merkezi’nde gerçekleştirildi. Fuarın ağırlıklı konuları ise enerji verimliliği, tasarrufu ve yenilenebilir enerji üretimiydi. Çok sayıdaki enerji verimliliği danışmanı ve ESCo kuruluşunun stantlarında, “Ölçülebileni ölç, ölçülemeyeni ölçülebilir hale getir” düsturunu enerji konusunda gerçeğe dönüştüren pek çok teknolojiyi birarada görme olanağı vardı. Özellikle enerji kullanımını algılayan, ölçen ve raporlayan donanım ve yazılım çeşitliliği görülmeye değerdi. Son yıllarda teknolojinin bu konuda çok büyük gelişim gösterdiğini ve evsel boyutlara inerek daha da erişilebilir hale geldiğini söyleyebiliriz. Artık enerji kaynakları ve enerji üretim teknikleri konusunda da çözüm olanaklarımızın çeşitliğinden söz edebiliriz. Sadece bildiğimiz toprak veya su kaynaklı ısı pompaları, güneş panelleri (PV) değil, normal güneş kolektörlerinde bile araştırma geliştirmeye açık pek çok yön olduğu görülüyor. Güneş kolektörünü vakum altında çalıştırarak 180 derecede sıcak su elde edip, enerji üretmek, soğutma sistemi çalıştırmak veya küçük bir üreteçle hidrojen elde ederek dizel jeneratörde yüzde 15 enerji tasarrufu yapmak veya hidrojeni doğrudan kullanarak enerji elde etmek veya rüzgardan ev ölçeğinde yararlanabilecek helisel kanatlı dikey türbinler kullanmak, bu konudaki yenilikçi çözümlerden. Ayrıca bütün bu teknolojileri birarada kullanabilecek şekilde birleştirebilecek donanım ve yazılım ürünleri de geliştirilmiş durumda. Tarım alanında yapılabilecekler de sınırsız. Özellikle artık ve atık olan tüm biyokütle çeşitlerini toplayıp kullanarak bir yandan enerji üretmek bir yandan da ısıtma sağlamak için çeşitli basit düzeneklerden daha karmaşık büyük çaplı kojenerasyon sistemlerine kadar pek çok teknoloji uygulama örnekleriyle gösterimdeydi. Bir süredir enerji üretiminin geleceğinin dağıtık ağlarda olması gerektiği yönünde pek çok çalışma okuyorum. Yukarıda sözünü ettiğim teknolojileri kullanarak yerel ağlarını kooperatifler aracılığıyla kuran pilot şehirler bir AB projesi (CIVIS) ilgi çekici sonuçlara ulaşmış. Bu da binaların ve yerleşkelerin ilerde daha sofistike teknolojilerle donatılacağı ve yenilenebilir kaynakları en verimli şekilde değerlendirebileceğimiz anlamına geliyor. Fuar tümüyle sürdürülebilirlik temelli olduğundan, yapı malzemeleri konusunda sadece yenilikler sergileniyordu. Benim en çok ilgimi çekenler ise su geçirgen beton veya sıkıştırılmış toprak yol çözümlerine ait olanlardı. Yeni harç karışımlarıyla hem daha düşük katman kalınlıklarıyla aynı yükü taşıyan hem de daha uzun ömürlü yolları geçirimsiz olmaktan kurtaran birden fazla üretici görmek ilginçti. Belki bu konuda üreticilerin söz verdiği dokümanlar elimize geçince bu konuyu daha ayrıntılı irdeleyebiliriz. Bir de geri dönüşümle elde edilen atık malzemeleri yeni yapı bloklarında kullanan veya yapı bloklarının yalıtım özelliklerini iyileştirmek için kompozit malzemeler üreten birkaç uygulamadan da söz etmek gerekir. Fuarla birlikte yürüyen konferans “İnşa Etmemiz Gereken Yeşil Gelecek” ana başlığı altında 38 oturumda, sürdürülebilir yapılaşma konusunda hemen her konuyu ele alan ve dünyanın çeşitli yörelerinden gelen uzmanların konuşmaları ve yuvarlak masa toplantılarıyla gerçekleştirildi. Konular özellikle sağlıklı yapı ortamlarının değerlendirilmesi ve belgelendirilmesiyle bu isteklere yanıt gelebilecek yapı malzemeleri üzerine yoğunlaşmıştı. Kapanış oturumunda Avrupa Yeşil Bina Konsey Başkanlarının kısa durum değerlendirmeleri yaptıkları ve sürdürülebilir gelecek için plan ve umutlarını paylaştıkları bir oturum yapıldı. ÇEDBİK adına yaptığım konuşmada ben de Türkiye penceresinden durumu kısaca değerlendirdim. Büyük ticari projelerde yakaladığımız sürdürülebilirlik farkındalığını asıl büyük stok olan konutlara indirebilmek için çalıştığımızı, bu konuda acele etmemiz gerektiğini, diğer konseylerin de üzerine durduğu gibi tekerleği yeniden keşfetmemek gerektiğini, ancak yerel koşulları da gözönüne almanın zorunluluğunu, bu nedenle ÇEDBİK-Konut sertifikasyon programını geliştirdiğimizi ve Avrupalı konseylerle birlikte çalışmalar yürütmekte olduğumuzu anlattım. Sürdürülebilirlik bilincinin son kullanıcıya kadar indirilebilmesi için eğitimin gerekliliğini ve bu konuda konseylere büyük görevler düştüğünü vurguladım. ÇEDBİK olarak bizim de bu konuda çok çalıştığımızı ve özellikle geleceğin profesyonelleri olan öğrencilere bilgiyi ulaştırabilmek için uzak görüşlü destekçilerimiz sayesinde eğitimlerimizi ücretsiz yapmakta olduğumuzu anlattım. Sözlerimi İstanbul’da atıklardan moda aksesuarları ve ayakkabı üreten yaratıcı gençlerin ürünlerini sergiledikleri dükkanın camında yazan “Azalt-Yeniden Kullan-Geri Dönüştür” sloganını alıntılayarak bitirdim. Biz büyüklerin, gençlere vereceği her türlü destekle önümüzdeki engelleri aşabileceğimiz umuduyla esen kalın. Ä°lginizi çekebilir... 2025, Ä°nÅŸaat Sektöründe Enerji Dönüşümü için Dönüm Noktası Olacak mı?Avrupa genelinde artan faiz oranları ve inÅŸaat maliyetleri, bina sahiplerini 2024 yılında enerji dönüşüm projelerine yatırım yapma konusunda temkinli ... Mekanik Tesisatın Yeni Yüzyılı: Tesisat Sektörünün Dört BileÅŸeniGHÄ°YO'dan okuldaşım, Ä°ÅŸ ve Pazar GeliÅŸtirme Stratejileri Mentoru deÄŸerli dostum Yavuz Can Yazıcı, Four Essentials izlenimlerini yazdı.... ISO 14067 Ãœrün Karbon Ayak Ä°zi Hesaplama ve DoÄŸrulamaSon zamanlarda, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi konusu giderek daha önemli hale gelmektedir. Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸi, dünya genelindeki birçok ülkeyi etkisi altına almakt... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.