Günümüz Dünyasında Elektrikli Ulaşım Oslo-İstanbul Karşılaştırması
Elektrikli Otomobillerin Merkezi: OSLO Oslo, Norveç’in başkenti ve en kalabalık kentidir. 1 Ocak 2012 tarihi bilgilerine göre Oslo’nun nüfusu 610.000’e ulaşmıştır ve Norveçlilerin yüzde 23’ü kent merkezinde yaşamaktadır. Statistics Norway’in 26 Nisan 2012 tarihinde yayınladığı bilgilere göre Norveç’te 2011 yıl sonunda kayıtlı 2,78 milyon araç bulunmaktadır. Bu araçlardan 2,37 milyonu şahsi araçlardır ve yaklaşık 411 bini minibüslerdir. Bu araçların 313.714’ü Oslo’da bulunmaktadır. Oslo’da 1000 kişiye düşen araç sayısı 512’dir. 2011 yılında hurdaya çıkarılan araç sayısında yüksek bir artış görülmüştür. Ancak bu durum, mevcut araç stoku yaş ortalamasını neredeyse değiştirmemiştir. Eski araçların en fazla bulunduğu bölge Oppland’dır. 2011 yılında, yaklaşık olarak 108 bin şahsi araç ve 10 bin minibüs iadesi için hurdaya ayrılmıştır. 2010 yılına kıyasla sırasıyla yüzde 19,8 ve 23,1’lik bir oran artışına denk gelmektedir. Hurdaya çıkarılan araçların yaş ortalamaları, kişisel araçlar için 19,2 ve minibüsler için 16,2 olmuştur (http://www.ssb.no, 2012). Ekim 2012 itibariyle Norveç’te kayıtlı 9.212 adet elektrikli araç bulunmaktadır. Bu rakam, Avrupa’da bulunan en fazla elektrikli araç sayısıdır ve dünyada kişi başına düşen en fazla elektrikli araç bu ülkededir. Oslo, elektrikli araçların başkenti olarak bilinmektedir. Elektrikli araç tescilleri üç şehirde yoğunlaşmıştır. Akershus’ta 2.512 araç ve 620 şarj istasyonu; Oslo’da 1.993 araç ve 836 şarj istasyonu ve Hordaland’da, 862 elektronik araç ve 518 şarj istasyonu bulunmaktadır (Electric cars take off in Norway, 2011). Norveç’te Ulusal Elektrikli Araç Teşvikleri • Ücretli yollardan ücretsiz geçiş • Sıfır vergi (diğer araçlar için % 25’tir) • Yeni araç kaydı ücreti alınmamaktadır • Toplu taşıma yollarını kullanım • Kamusal otoparkları ücretsiz kullanma (maksimum park süresine uymak kaidesiyle) • Yerel feribotlardan ücretsiz faydalanma • Elektrikli araç kullanıcıları organizasyonunun işlevi Norveç’te elektrikli araçların kullanımı 2000’li yılların başında başlamıştır. Bu durum, günlük hayatta elektrikli araç kullanımını hızlandırmış ve alışmayı sağlamıştır. Diğer bir konu ise Norveç elektrikli araç üreticileri daha uygun koşullar oluşturmuş ve teşviklere neden olmuşlardır. Buna ek olarak tüketicilere yönelik pazarlama teşvikleri de sunulmuştur. Elektrikli araç (EA) kullanıcıları için ilk günden itibaren EA topluluğunun şarj istasyonu ve diğer konulardaki destekler, kullanıcıları tatmin edici olmuştur. Hızlı şarj istasyonlarının ülke çapında kurulmaya başlaması ile elektrikli araç kullanımları daha çekici bir hale gelmiştir. Motorlu araçlara yüksek vergi uygulaması varken, elektrikli araçlardan hükümet politikası gereği vergi alınmamaktadır. Aynı zamanda benzin fiyatları dünyanın en yüksek değerlerindedir. Bu durum, kullanıcıları elektrikli araçlara yönlendirmektedir. Ülkede şirket arabalarının yüksek rakamlarda izlemesi sebebiyle hükümet politikası gereği şirket araçlarının EA olması sonrasında yüzde 50 vergi teşviki yapılmaktadır. Oslo’daki Elektrikli Araç Şarj İstasyonları Elektrikli araç, kent içi kullanımda en çevreci araç kullanım alternatifidir. Elektrikli araç istasyonu, elektrikli araçların şarj edilmesini sağlayan bir altyapı birimidir. Bu şarj istasyonları yüzde 100 elektrikli, yarı elektrikli, fişli Hibrit gibi her türlü elektrikli araçların şarj edilmesine uygun bir yapıdadır. Oslo Belediyesi, bu istasyonları kurmakta ve ofisi veya evi yakınlarında uygun bölgelere bu tür istasyonlar kurmak isteyenlere yardımcı olmaktadır. Oslo Belediyesi’nin gerçekleştirdiği çalışmalar ile elektrikli araç kullanımı her geçen gün daha cazip bir hale getirilmektedir. Oslo Belediyesi, Oslo Sürdürülebilir Kalkınma Stratejileri doğrultusunda yüzde 100 hidroelektrik kaynağı ile çalışan şarj istasyonları ile yenilenebilir enerji kullanımı desteklenmektedir. Bu şarj istasyonları otopark probleminin büyük bir ölçüde yaşandığı Oslo’da ücretsiz otopark ve ücretsiz şarj hizmeti sunmaktadır. TÜRKİYE VE İSTANBUL’DA ELEKTRİKLİ ARAÇ KONUSUNA YAKLAŞIM Türkiye’deki Yasal Teşvik&Engeller Türkiye’de elektrikli araçlar konusundaki stratejilere Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan “Türkiye Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı 2011-2014” raporunda değinilmiştir. Aynı zamanda diğer bakanlıklar tarafından da bu konuda teşvik edici stratejiler geliştirilmektedir. Her ne kadar konunun önemi bilinse de bazı yasalar birbirleriyle çakışmakta ve elektrikli araçların üretimi ve geliştirilmesi konusunda ülkemiz için engeller oluşturmaktadır. Örneğin, Maliye Bakanlığı’nın vermiş olduğu karar üzerine birçok elektrikli araç üreticisi tarafından, aracın şarjının bitmesi durumunda jeneratör görevi görerek aracın en yakın şarj istasyonuna ulaşmasını sağlayan “şarj motoru” araçlarda “motor” olarak belirlenmiştir ve bu araçlar vergi indirim teşviki konusunda elektrikli araç statüsünde yer almamaktadır. Bu durum, elektrikli araçlar için olmazsa olmaz bir bileşenin yanlış değerlendirilmesi ve ülkemizde üretici adayı yatırımcıları ve geliştirici olmayı düşünen firmaları negatif yönde etkilemektedir. Ancak genel olarak geliştirilen stratejiler, ülkemizde elektrikli araçların kullanımını teşvik edici yöndedir. Maliye Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği vergi teşviki ile Türkiye’de motor güçlerine göre üç farklı elektrikli araç ve vergi sınıfı oluşturulmuştur. Bunlar; yüzde 3 vergi dilimindeki motor gücü 85 kW altı araçlar, yüzde 7 vergi dilimindeki motor gücü 85-120 kW arası araçlar, yüzde 15 vergi dilimindeki motor gücü 120 kW üzeri olan araçlardır. Ticari araçlar hiçbir kategoriye girmemektedir (Resmi Gazete,25 Şubat 2011, 2011). Hükümetin Yaklaşımı Türkiye’nin ilk elektrikli aracı, Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından Aralık 2010 yılında test edilmiştir. Yetkililerin Türkiye’nin ilk seri üretim elektrikli otomobili Renault Fluence Z.E. hakkında Başbakan’ı bilgilendirdikleri sunuma Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül de katılmıştır. Bunun yanı sıra Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, çevreci tutumunun kanıtı olarak makam aracı kullanmak amaçlı 5 elektrikli araç ve Bakanlık garajına 2 şarj istasyonu kurdurtmuştur. Aynı zamanda bu araçların camlarına “%100 Çevreci” etiketlerinin yapıştırılması ile farkındalığın oluşturulması planlanmak tadır. Bakan Nihat Ergün, konuyla ilgili olarak motorlu araçlar pazarına geç girmiş olmanın cefasının halen çekilmekte olduğunu ve elektrikli araç üretiminde her ülkenin aşağı yukarı aynı seviyede olduğu için bu şansın iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Türkiye’nin siyasi istikrar, ekonomik güç ve ulusal-uluslararası pazarlama potansiyelinin yüksek olduğunu belirten Ergün, bu potansiyelin bu konuda değerlendirilmesi fikrini savunmuştur. Türkiye’de Özel Sektörün Rolü ve Yaklaşımı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak, ilk aşaması için 100 milyon TL’lik bir yatırımın yapılacağı bir proje başlattıklarını açıklamıştır. Motorlu araçlardan elektrikli araçlara geçiş sürecinin bir kırılma noktası olduğunu ve bu durumun da birçok yeni fırsatın oluşacağını belirten Altuntaş, yatırımın büyük bir kısmının TÜBİTAK tarafından gerçekleştirileceğini, belli bir noktaya getirdikten sonra bunu bütün sanayiye açacaklarını belirtmiştir. Özel sektörün marka oluşturmak amacı ile TÜBİTAK ile birlikte yatırım yapabileceğini eklemiştir. (Elektrikli Oto, 2012) Özel sektör alanında, ilk elektrikli seri araç üretimi Oyak Renault’un Bursa fabrikalarında gerçekleştirilmiştir. Renault 40 yılı aşkın bir süredir Türkiye’de üretim yapmaktadır. Renault şimdiye kadar 15 farklı model oluşturmuştur ve bunlar genelde orta sınıf kompakt araçlardır. Diğer firmaların Türkiye’de elektrikli araç üzerine henüz ciddi atılımları bulunmamaktadır. İstatistikler incelendiğinde 2012 yılının ilk on ayı içerisinde (Ocak- Eylül 2012 ayları) Türkiye’de toplamda 590.651 araç satışı gerçekleşmiştir. Bunların yalnızca 92 âdeti elektrikli araçtır (85 kW’dan düşük), (Elektrikli Oto, 2012). İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Yaklaşımı İstanbul Büyükşehir Belediyesi, elektrikli araçların kullanımının kent içinde artırılması amacıyla Renault ile bir protokol imzalamıştır. Proje kapsamında, Türkiye’nin ilk otomobil şarj istasyonu İstanbul Büyükşehir Belediyesi otoparkına kurulmuştur. Proje kapsamında BELBİM veri işleme merkezi ve ödeme sistemleri geliştirmekte, İstanbul Enerji A.Ş. şarj istasyonları sağlamakta ve ISPARK otoparklarında bu istasyonlar kurulmaktadır. BELBIM’in geliştirmiş olduğu yazılım ile farklı GSM müşterilerinin, oluşturulan bu şarj istasyonu ağını rahatça kullanabileceği belirtilmiştir (Elektrikliaraba.gen.tr, 2010). Aynı zamanda geliştirilen İstanbul Yoğunluk Haritası yazılımı ile web ortamında veya cep telefonu uygulamaları ile aktif kullanımdaki elektrikli şarj istasyonu haritası, kullanıcılar tarafından incelenebilmektedir. Mevcut elektrikli araç şarj istasyonları İstanbul Belediyesi garajı, Cihangir katlı otopark, Bostancı otoparkı, Balmumcu katlı otopark, İstanbul Enerji A.Ş. garajı, Kadıköy İSKİ otoparkı, Merter yeraltı otoparkı, Florya Sosyal Tesisler, İçerenköy Şarj İstasyonu, Kartal şarj istasyonu, Maçka Evlendirme Dairesi, Avcılar Sosyal Tesisler ve Çamlıca Sosyal Tesisleri’nde bulunmaktadır. Her ne kadar bu şarj istasyonları aktif olsalar da İstanbul’da çok az sayıda elektrikli araç bulunduğu için henüz kullanılmamaktadırlar. Oluşturulan bu konsorsiyumun bir sonraki hedefi, şarj istasyonlarının İstanbul’da yoğun bir şekilde bulunan alışveriş merkezlerin otoparklarına kurulmasıdır. Ancak henüz bir ücretlendirme politikası gerçekleştirilmemiş olup, fikren şarj ücretinin çok küçük bir meblağ ile park ücretine eklenmesi düşünülmektedir. Antalya, Eskişehir ve Niğde gibi diğer şehirler IBB’den kurulum ve hizmet desteği talep etmektedirler (Enerji Enstitüsü, 2012). İstanbul’da Üniversitelerin Yaklaşımı İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) bünyesinde değişik fakültelerden öğrencilerin bir araya gelerek gerçekleştirdikleri çeşitli projeler vardır. Bu projeler disiplinlerarası mühendislik çalışmalarının güzel örneklerini teşkil etmektedir. Bu projelerin bazıları öğrenci kulüpleri tarafından organize edilmektedir. Geçmişte Türkiye’de ve dünyada önemli başarılar kazanmış öğrenci projeleri mevcuttur. Otonom Araç Projesi ile kendi kendine seyir yapabilen elektrikli araç teknolojisi geliştirilmiştir. Bu proje kapsamında geliştirilen elektrikli araç, otonom modda iken istenilen güzergâhta kendi başına engellerden kaçarak ilerleyebilmektedir. Aynı zamanda manuel modda normal araç olarak kullanılırken, yönetme kolu modundayken uzaktan kumanda ile kontrol edilebilmektedir. İTÜ aynı zamanda Türkiye’nin ilk yüzde 100 elektrikli minibüsünü geliştirmiştir. Proje kapsamında geliştirilen minibüs 12 kişiliktir, 50 kW motora ve 120 kilometrelik bir menzile sahiptir (Istanbul Teknik Üniversitesi, 2011). Türkiye’de müşterilerin en fazla önem verdikleri diğer bir konu ise satış sonrası servis desteği konusudur. Ancak hiçbir üniversitede şu an için doğrudan elektrikli araç araştırma ve geliştirme programı yoktur. Özellikle teknik meslek yüksek okullarında ilgili bölümler açılmalıdır. Elektrikli Araçların Çevre ve Trafik Konusunda Güvenilirliği • Elektrikli araçların, mazot, benzin ve LPG gibi yakıt kullanılan araçlarla kıyaslandığında çevre dostu kullanım sağladıkları bilinmektedir. Özellikle trafik yoğunluğu çok olan metropollerde elektrikli araçların çevre dostu kimliği büyük önem arz etmektedir. • Elektrikli araçlarda, yakıtla çalışan motor elektrikli motor ile değiştirilmiştir. Araç, gücünü sıvı veya gaz yakıttan almak yerine şarj edilebilen pillerden almaktadır. Bu durum olası yanma ve patlama risklerini minimuma indirmektedir. Bilindiği üzere, ülkemizde birçok benzinle çalışan araç ekonomik sebeplerden, LPG adı verilen ve halk arasında tüplü araç olarak nitelendirilen araçlara dönüştürülmektedir. Bu durum araçları patlama olasılığı yüksek risk unsurlarına dönüştürmektedir. Mayıs 2012 tarihinde Çin’in Shenzen kentinde gerçekleşen elektrikli araç kazasında, uzmanların verdiği rapora göre; araç yüksek gerilim dağıtım kutusundaki yüksek gerilim kablolarının kısa devre yapması ile oluşan elektrik arklarının sebep olduğu yangın sonucunda üç kişi hayatını kaybetmiştir. • Düşük hızlarda kullanım söz konusu olduğunda, elektrikli araçlar içten yanmalı motorlu araçlara nazaran daha sessiz çalışmaktadır. Bu durum, görme engelliler için beklenmedik riskler oluşturabilmektedir. Yapılan testler sonucunda, özellikle 30 km/saat hızın altında seyir eden bir elektrikli aracın duyulması çok zor bir ses çıkardığı tespit edilmiştir. Daha yüksek hızlarda ise gelen gürültünün genellikle lastik sürtünmesinden ötürü çıkan ses olduğu saptanmıştır. Ancak bu durum, araç sesi sistemleri kullanılarak aşılabilmektedir Örneğin, Nissan Leaf marka elektronik araçlar ileri veya geri giderken farklı sesler çıkarabilmektedir. Araç Güvenliği • Araçlarda kullanılan ağırlık ve batarya kümeleri, elektrikli araçların benzinli araçlardan daha ağır olmasına sebep olmaktadır. Bu durum, elektrikli araçların menzillerini düşürmektedir. Ancak, gerçekleştirilen kaza testlerinde ve gerçekleşen kazalarda, hafif araçlarda görülen hasarların, ağır araçlarda görülen hasarlara göre daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda, mecburiyet sonucu ortaya çıkan ağırlık konusu elektronik araçların performansını negatif yönde etkilese de güvenlik konusunda fayda sağlamaktadır. • Elektrikli araçların birçoğu tasarım olarak küçük ve kırılgan malzemelerden üretilmektedir. Bu durum güvensiz bir durum arz etmektedir. Ancak gerekli tasarım ve sağlam malzeme kullanımı ile bu sorun ortadan kaldırılabilmektedir. Sonuç Norveç, bilindiği gibi dünyanın en büyük 3. petrol ihracatını yapan ülkedir. Toplam ihracat gelirinin yüzde 45’i petrol ve gaz ihracatından kazanılan gelirlerdir. Aynı zamanda GSMH’nın yüzde 20’sine kaynak oluşturmaktadır. Norveç, elektriğinin yüzde 99’unu hidroelektrikten üretmektedir. Burada çelişki oluşturan durum, Norveç’in benzin için yüzde 60 ve dizel yakıt için yüzde 50 gibi yüksek miktarda vergi uygulamasıdır. Buradaki asıl amaç, tüketicinin alternatif çözümlere yönlendirilmesidir. Bu nedenle alternatif enerjilerin kullanımı için birçok teşvik gerçekleştirilmektedir. Norway Statistic’in araştırma değerlerine göre 2000 yılında Norveç’te 2,1 milyon araç, 2006 yılında ise 2,4 milyon şahsi araç bulunmaktadır. Bu araçların günlük kullanımları incelendiğinde ise ortalama 30 kilometre oldukları görülmektedir. Dolayısıyla bu araştırma sonuçlarına göre, elektrikli araçların maksimum mesafe limitli kullanım durumları büyük bir problem oluşturmamaktadır. Mevcut hükümet, genel olarak elektrikli aracın toplum için önemini kavramış durumdadır. Bu konuda yasal düzenlemeler yapılmıştır ve teşvikler sağlanmaktadır. Doğru yatırımcı arayışı sürmektedir ve gerekli kredi desteğinin sağlanacağı belirtilmiştir. Sanayi devrimi sonrası motorlu araçların üretimi konusunda çok geri kalınmış olması sebebiyle aynı hatanın bir daha yapılmaması farkındalığı oluşmuştur. Özel sektör olarak konu hakkında yalnızca Renault’nun somut adımları bulunmaktadır. Gerek hükümet ile gerekse yerel yönetimler (İBB de dâhil) ile konuyla ilgili projeler yapmaktadır. İcraat, potansiyelinin çok altında da olsa Renault, Türkiye elektrikli araç pazarında başrolü almak istemektedir ve şu an itibariyle lokomotif görevi görmektedir. Ancak genel olarak özel sektörün Türkiye’de elektrikli araç konusunda çekimser davranışları söz konusudur. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve iştiraklerinin gerçekleştirdikleri çalışmalar doğrultusunda ve diğer yatırımcıların gerçekleştirdiği çalışmalar sonucunda, İstanbul’da homojen bir şekilde dağıtılmış yirmiye yakın elektrikli araç şarj istasyonu kurulmuştur. İstanbul’da bulunan elektrikli araç sayısı çok az olduğu için bu şarj istasyonları şu an için yerli durumdadır. İBB’nin buradaki politikası, elektrikli araç sayısı artışı ile doğru orantılı bir şekilde şarj istasyonları sayısının artırılmasıdır. Ülkemizde elektrikli araçların testlerinde karşılaşılan en büyük sorunların başında mevcut altyapı eksiklikleri gelmektedir. Mevcut altyapının yüksek gerilimi desteklemiyor olması, hızlı şarj istasyonlarının kullanımına engel olmaktadır. Mevcut altyapı (kablolar vb.) ile aynı anda şarj edilebilecek araç sayısı maalesef çok düşük sayıda kalmak durumundadır. 2012 yılı içerisinde elektrikli araç satışları 100’ü bile aşmamıştır. Ancak, elektrikli araç sayısının Oslo veya diğer elektrikli araç yoğunluğu fazla olan kentlerdeki seviyelere ulaştığında sorunlar yaşanmaması için mevcut altyapımıza ciddi yatırımlar yapılmalı ve aynı anda binlerce aracın şarj edilebilmesine uygun hale getirilmelidir. Elektrikli araç sahipliğinin bir ayrıcalık olduğu bilinci vatandaşa sağlandığı takdirde ise elektrikli araçlara yönelik talep artışı olasıdır. İlginizi çekebilir... Tüm Yaşam Karbon Değerlendirmesi ve Sertifikasyon Sistemlerinde Uyum Duygu Erten, Ph.D., P.E., AIA, BREEAM Fellow, LEED APDavetli konuşmacı olarak katıldığım 'Binalar ve İklim Küresel Forumu', Fransa Hükümeti ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından... Depremle İlgili SürdürülebilirlikSismik uygunluk olarak da kullanılan depremle ilgili sürdürülebilirlik kavramı, binaları tehlikelerden korumaya odaklanmış bir bilim dalı olan deprem ... nZEB 101Bu ay ki dosyamızı nZEB konusuna ayırdık. Yapacak çok şeyimiz var, yolumuz uzun ve zamanımız kısa. İş dünyası, hükümet ve sivil toplum arasındaki işbi... |
||||
©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.