E.C.A.
200x200 piksel Reklam Alanı

LEED Platin Sertifikalı Gaziantep Ekolojik Binası (İnsan Kaynakları Merkezi)

LEED Platin Sertifikalı Gaziantep Ekolojik Binası (İnsan Kaynakları Merkezi)

26 Åžubat 2016 | PROJE
35. Sayı (Ocak-Åžubat 2016)

Türkiye'de LEED sertifikasyonu altında en çok puan alan ikinci bina olma özelliğine sahip Gaziantep İnsan Kaynakları Merkezi, ayrıca Türkiye'nin ilk net sıfır enerji binalarından biri ve "Passivhaus" sertifikalı...

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından inşa ettirilen ve sürdürülebilirlik danışmanlığı Mimta EcoYapı tarafından sağlanan Gaziantep İnsan Kaynakları binası LEED Platin sertifikası ile ödüllendirildi. Birçok sürdürülebilir bina teknolojisinin kullanıldığı yapıda fotovoltaik sistem, yeraltı suyu kaynaklı ısı pompası, toprak-hava ısı değiştirici (Earth Tube) gibi öncü teknolojiler de yer alıyor. İnsan Kaynakları Merkezi olarak kullanılacak olan binada oditoryum, lobi, bilgisayar laboratuvarı ve destekleyici hacimler bulunuyor.
Yapı, Gaziantep tarihi şehir merkezinin batısından başlayan ve Şehitkamil ve Şahinbey ilçelerinin sınırında komunlanan 100. Yıl Atatürk Kültür Parkı içerisinde yer alıyor. Park, sosyo-kültürel aktivitelere ev sahipliği yapıyor ve kenti boydan boya katediyor. Arazinin seçiminde ulaşım imkanlarının kolaylığı, halkı bu binayla buluşturmak için başlıca faktörlerden biri olmuş.

Gaziantep İnsan Kaynakları binası, 2011 senesinde LEED Platin sertifikası alan Eser Holding Merkez binasından sonra Türkiye’de LEED sertifikasyonu altında en çok puanı almış (86) ikinci bina olma özelliğine sahip. Bina, ayrıca Türkiye’nin ilk net sıfır enerji binalarından biri ve “Passivhaus” sertifikasına sahip. Bu sayede bina LEED enerji puanlarında (EAc1 ve EAc2) mümkün olan toplam 26 puanın tamamını almış durumda.

Sürdürülebilir şehirleşme alanında öncü olmayı hedef seçen Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin çabalarının ilk meyvesi olan İnsan Kaynakları Merkezi binası, Zübeyde Hanım Bulvarı üzerinde yer alıyor ve 320 m2 kapalı inşaat alanına sahip. Park içerisinde yer alan bina birçok Yeşil Bina teknolojisi barındırması özelliğiyle Türkiye’nin öncü projelerinden biri. Binanın tasarımında öncelikle iklimlendirme ve aydınlatma için gerekli enerji talebinin azaltılması ve ihtiyaç duyulan enerjinin tamamının senelik bazda yenilenebilir enerji yoluyla karşılanması prensibi izlenmiş. Bu sayede Türkiye’nin ilk net sıfır enerjili binasının ortaya çıktığı da söylenebilir.



Sürdürülebilirlik danışmanlığını veren Mimta EcoYapı ile Gaziantep Büyükşehir Belediyesi 2012 senesinden bu yana yakın bir çalışma içerisine girmişler. Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Sezer Cihan ve Yüksek Mimar Seda Müftüoğlu’nun başını çektiği projede Türk ve Alman tasarımcılar birlikte çalışmışlar ve Mimta EcoYapı danışmanlarının belirlediği sürdürülebilirlik hedefleri tüm proje takımına yol göstermiş. Binanın sürdürülebilir bina teknolojileri konusunda bir vitrin olması özelliğinden dolayı Türkiye’deki benzer diğer tasarımlara öncülük etmesi bekleniyor. LEED Platin sertifikasyonu konusunda taraflar tarafından hiçbir çekincenin gösterilmemesi, özellikle alınan yüksek puanın açıklayıcı sebeplerinden biri. Sertifika başvurusunun yapılmasını müteakip US Green Building Council’dan hiçbir ek açıklama talep edilmeden tüm başvuru onaylanmış ve başvuru dokümantasyonunun kalitesi “Mükemmel” olarak nitelendirilmiş.

“Alman Passivhaus Institut” tarafından geliştirilen Pasif Ev standartlarına göre inşa edilen binanın ısıtma ve soğutma enerjisi yeraltı suyu kaynaklı ısı pompası ile karşılanacak şekilde tasarlanmış. Pasif Ev kriterlerine göre binada açılabilir pencerelere yer verilmemiş ve cephedeki cam oranı minimumda tutularak 3 camlı pencereler kullanılmış. Taze hava ihtiyacının tamamen mekanik yollarla karşılandığı binada dışarıdan alınan hava öncelikle binanın bahçesine gömülü Toprak-hava ısı değiştiricisi içerisinden geçirilerek klima santraline ulaştırılıyor. Yüzde yüz taze hava ile çalışan klima santralinde ayrıca ısı geri kazanım ünitesi bulunuyor. Gerek iç mekanların iklimlendirilmesi, gerek taze havanın şartlandırılması için ısı pompası tarafından üretilen soğuk ve sıcak su kullanılıyor ve iklimlendirme yerden ısıtma/soğutma ile gerçekleştiriliyor. Cephede uygulanan Pasif Ev kriterlerine uygun yüksek kalınlıklı ısı yalıtımı sayesinde yerden ısıtma ve soğutma tasarımı minimum enerji ihtiyacı ile tek başına binayı rejimde tutabiliyor ve ayrıca ısıl konforu sağlayabiliyor.

Binanın enerji modellemesi çalışmaları sonucunda hesaplanan senelik elektrik enerjisi tüketimi, bina bahçesinde bulunan güneşten elektrik üreten fotovoltaik sistemin boyutlandırılması için kullanılmış. Senelik enerji ihtiyacının üzerinde elektrik enerjisi üreten polikristal PV panellere sahip olan sistem, projenin net sıfır enerji kimliğini kazanmasını da mümkün kılıyor.

Bina ayrıca sedum bitki örtüsü ile kaplı yeşil çatı, LED aydınlatma armatürlerinin kullanımı, düşük su ihtiyacı olan peyzaj tasarımı, gri su sistemi, mümkün olduğunca yerel malzeme kullanımı ile öne çıkıyor. Özellikle bölgede çok kullanılan bir malzeme olan bakırın iç dekorasyon işlerinde kullanımına da önem verilmiş.

Mimta EcoYapı Yönetici Ortağı Ömer Moltay:
“Öncü Teknolojilerin Türkiye’deki İlk Uygulamaları Gerçekleştirildi”


Yeşil Bina: Gaziantep Ekolojik Ev projesine nasıl dahil oldunuz?

Ömer Moltay: Büyükşehir Beledi-yesi’nden Sezer Cihan ve Seda Müftüoğlu bizimle 2012 senesinin başında bağlantıya geçerek belediyenin sürdürülebilirlik konusundaki hedeflerinden bahsettiler ve buna öncülük etme adına küçük bir demo binası inşa etmek istediklerini belirttiler. Bu projede LEED sertifikasyonu gereksinimlerinin sağlanmasını hedefliyorlardı. Ancak seviye konusunda net bir hedefleri yoktu. Projeyle ilgili olarak yapılması önerilenleri öğrenince çok heyecanlandık ve kesinlikle LEED Platin hedefinin konulması gerektiği konusunda kendilerini ikna ettik. Başka bir danışman ile zaten PassivHaus sertifikasyonu konusunda çalışmayı sürdürüyorlardı. LEED daha çok projedeki öncü mekanik sistemler ve fotovoltaik sistem konusunda yol gösterdi, ayrıca peyzaj düzenlemesi, yeşil çatı, gri su sistemi gibi başka yeşil özellikler danışmanlığımız altında projelendirildi.



Yeşil Bina: Projenin Türkiye’de Yeşil Binalar açısından önemi nedir?

Ömer Moltay: Çok ufak bir projeden bahsediyoruz, sonuçta 300 metrekarenin biraz üzerinde bir kapalı inşaat alanı var. Ama kullanılan tüm teknolojiler bugün özellikle ABD ve Avrupa ülkelerinde 20-30 bin metrekarelik ticari ve kamu binalarında kullanılıyorlar. Birçok öncü teknolojinin Türkiye’deki ilk uygulaması aslında bu projede gerçekleştirildi. Ekipman ve malzeme tedarikçisi firmalar da projeye bu gözle yaklaştılar. Bir kamu binası olması nedeniyle ilgililer tarafından binanın ziyaret edilmesi ve teknolojilerin yerinde görülmeleri sanırım mümkün. Biz LEED Platin sertifikasının alınmasını sağlayarak projenin uluslararası sürdürülebilirlik standartlarına da en yüksek seviyeden uyum sağladığının teyidini gerçekleştirmiş olduk. Proje, dünyadaki az sayıda net sıfır enerji özelliği olan binalardan biridir; ancak unutmayalım ki İngiltere gibi ülkelerde özellikle kamu binalarında önümüzdeki dönemde net sıfır enerji binalar zaten zorunlu tutulmaya başlanacak. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’de önümüzdeki dönemde bu konularda yapılacak birçok yasal düzenlemeye de ilham verebilecek bir proje aslında.

Yeşil Bina
: Mima EcoYapı olarak projeye kattığınız değer nedir?

Ömer Moltay: Öncelikle söylemem gerekir ki bu proje bizim için diğer projelerimizden çok farklı. Burada LEED sertifikasyon başvurusunun hazırlanması gibi bürokratik çalışmalar bizim için diğer projelerimize göre çok daha az efor gerektirdi. Sonuçta sadece 300 metrekare kapalı inşaat alanınız var. Ancak süreç boyunca özellikle enerji konusunda verdiğimiz danışmanlık hizmeti sistemlerin optimizasyonunu mümkün kıldı. Örneğin projenin başında oluşturduğumuz bina enerji modeli, bize saatlik yük profilinin analiz edilmesini, pik yüklerin azaltılması için neyin ne kadar faydalı olduğunun belirlenmesini ve özellikle fotovoltaik sistemin bu yüke en uygun üretim profilini gerçekleştirecek şekilde tasarlanmasını mümkün kıldı. LEED sistemine baktığınız zaman aslında bu yaklaşımın şart koşulduğunu görürsünüz, örneğin sadece binanızda kullandığınız yenilenebilir enerjiye puan verirler, şebekeye sattığınız miktar herhangi bir puan almanıza katkıda bulunmaz.

Civa Mühendislik Kurucu Ortağı Ercan Özgül:
“Binada En Önemli Konulardan Biri Kanada Kuyusu’ydu”




Yeşil Bina: Gaziantep Büyükşehir Belediyesi İnsan Kaynakları binasında neler yaptınız? Civa Mühendislik için bu projenin önemi neydi?

Ercan Özgül: Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanıldığı binada maksimum verim, minimum işletme maliyeti sağlayacak bir mekanik sistem tasarlandı. Binada ısıtma ve soğutma sistemi, su kaynaklı ısı pompası ile besleniyor. Öncelikle yeraltı su sıcaklığı ölçümü ve geçmiş yılların sıcaklık değerleri alındı. Yapılan analizler sonucu, binanın bulunduğu bölgede yeraltı su sıcaklığı ve kapasitesinin ideal şartlarda olduğu tespit edildi ve su kaynaklı ısı pompası ile bu binanın ısıtma-soğutma sisteminin dizayn edilmesine karar verildi. Bina bahçesinde 2 adet derin su kuyusu açıldı. Kuyulardan birinden çekilen yeraltı suyu enerjisi kullanıldıktan sonra diğer kuyuya tekrar geri boşaltıldı. Böylelikle yeraltı su dengesi de bozulmamış oldu. Bina içinde yerden ısıtma-serinletme sistemi ile mahal ısıtma-soğutma ihtiyaçları karşılandı. Binanın dış kabuğu oldukça yalıtımlı ve sızdırmaz olduğu için ısı kaybı-kazancı da düşük miktardaydı. Yerden ısıtma ve serinletme ile bu yüklerin yüzde 80’ini aldıktan sonra geri kalan yüzde 20’lik kısmını earth tube beslemeli, yüzde 100 taze havalı klima santrali ile çözümledik. Bu santralle mahallere hem taze hava verdik hem de ısıtma-soğutma yüklerinin eksik kalan kısmını destekledik. Burada çok ciddi bir otomasyon sistemi kuruldu. Binada sistemin doğru işletilmesine yönelik bir takım kurallar öngörüldü. Örneğin oditoryumdaki toplam insan sayısı sınırlandırıldı, oditoryum faaliyetteyken fuaye sistemi minimum yükte, fuaye faaliyette iken oditoryum minimum yükte çalışacak şekilde mekanik sistemde önlemler alındı. Motorlu damperler, hava kalite sensörleri, sıcaklık ve nem sensörleri ile sürekli algılama yapılarak mahallere gerekli miktarda havanın verilmesi sağlandı.

Binada en önemli konulardan bir tanesi Kanada Kuyusu dediğimiz Earth Tube sistemiydi. Bu sistemde toprak altına antimikrobakteriyel borular yerleştirildi ve dış hava bu boruların içerisinden geçirilerek topraktan havaya ısı transferi sağlandı. Yazın 12 dereceye yakın serinletme, kışın da 10 dereceye yakın ısıtma yükünü bedavadan sağlamış olduk. Earth Tube sisteminden geçen taze hava, santrale verildi ve istenilen konfor şartlarına getirilerek mahallere gönderildi. Böylelikle taze hava ısıtma-soğutma yüklerimiz çok azalmış oldu.
Binanın tamamında yerden ısıtma-serinletme sistemi yapıldı. Kolektör yerleri ve kontrol şekilleri dizayn edildi. Yerden ısıtmada çok problem yok ama yerden serinletmede özellikle şap içinde yoğuşma kontrolü yapmanız gerekiyor. Doğru su sıcaklığında suyu göndermeniz gerekiyor. Burada bunlar yapıldı. Oditoryum ve fuaye tarafında insanların çok olduğu ve nemin yüksek olduğu yerlerde hem mahal içinde hem de şap içinde yoğuşma kontrolüne çok önem verildi. Yaz için yerden serinletmede 16/19 derece, kış için de 30/26 derece su sıcaklıkları ile sistem dizayn edildi.

Projede en önemli konulardan birisi de otomasyon. Otomasyonun çok iyi ve verimli çalışması gerekiyor ki projede öngördüğümüz değerlere ulaşabilelim. Aynı zamanda bu otomasyon sistemi ile ölçümleme yapabiliyoruz. Bu ölçümleme LEED açısından da önemliydi. Bir takım değerleri raporluyoruz. Raporlanan değerler yıllık, günlük, dış hava, iç sıcaklık ve nem dağılımları, sirkülasyon pompalarının elektrik sarfiyatları, ısı pompasının elektrik sarfiyatı ayrı ayrı ölçülüyor. Klima santralinin hem vantilatör, hem aspiratör tarafının elektrik sarfiyatları, tüm mekanın elektrik aydınlatma sarfiyatı, binanın ısıtmaya veya soğutmaya çalıştığı gün sayısı, binanın toplam ısıtma-soğutma enerji sarfiyatı, yerden ısıtma ve serinletme sisteminin ısı miktarının kalorimetre ile ölçülmesi gibi değerleri sürekli ölçüp raporluyoruz.
Onun dışında binada yağmur suyu toplama sistemi öngörüldü ve yağmur suyu arıtılarak bahçede sulama için kullanıldı. Gri su sistemi yapıldı. Her ne kadar ıslak hacim sayısı az olsa da kullanım sayısı fazla olduğundan, klozetlerin rezervuarlarında kullanabilecek kapasitede bir gri su sistemi dizayn edildi.

Yeşil Bina: Kanada Kuyusu ile ilgili de kısa bir bilgi alabilir miyiz?

Ercan Özgül: Türkiye’de çok yaygın değil. Biz bunu birkaç projemizde daha kullandık. Kanada Kuyusu, daha çok kuzey ülkelerinin, tıpkı Pasif Evde olduğu gibi ısıtma amaçlı kullandığı bir sistem. Ama gerekli araştırmalar yapıldığında binanın bulunduğu bölge, dış hava şartları ve binanın ihtiyaçlarına yönelik sistemler değerlendirildiğinde verimli çıkabiliyor. Gaziantep’te bu analizi yaptığımızda oldukça verimli çıktı. Söylediğim gibi yazın dış hava sıcaklığının 40 derecenin üstüne çıktığı bir yerde toprağın enerjisini kullanarak 12 derecelik bir ön serinletme yapılabiliyor. Bu da çok ciddi bir enerji tasarrufu demek. Gaziantep’te dış havayı 12 derece soğutmak için harcadığınız enerjiyle, bu havayı kanada kuyusundan geçirmek için kullandığımız bir fanın harcadığı enerji kıyaslandığında arada dağlar kadar fark olduğunu görüyorsunuz. Aynı şey ısıtma için de geçerli. O yüzden böyle bir sistemin dizayn edilmesinin uygun olduğunu gördük. Geçiş mevsimlerinde de santralin ısıtma-soğutma sistemini çalıştırmadan doğrudan toprağın ısısıyla içeriye vermek istediğimiz hava sıcaklığını yakalayabiliyoruz. Tabi bu noktada yatırım maliyeti ve amortisman değerleri de önem kazanıyor. Bu projenin, örnek ve devlet destekli bir proje olmasının avantajlarını da kullanmış olduk.

Yeşil Bina: Siz nasıl bir tecrübe edindiniz? Süreç zor muydu?

Ercan Özgül: Süreç zorluydu. Çünkü işin içinde Pasif Ev kriterleri ve LEED sertifika programı söz konusuydu. Kamunun ihtiyaçları ve öngördüğü bir takım değerler vardı. Bizim proje müellifi olarak talep ettiğimiz, mutlaka olması gereken sistemlerin kabul ettirilmesi söz konusuydu. Dolayısıyla bütün bunları koordine etmek, herkesin aynı noktada buluşması biraz zor oldu.
Sıcak iklim bölgesine yönelik Pasif Ev kriterlerinin olmaması da bizi biraz zorladı. Bu kriterleri bizler oluşturduk. Pasif ev sertifikası danışman firmalar, yurtdışındaki firmalar ile görüşüldü. Ortak değerleri kabul ettik ve onların ışığında böyle bir proje oluşturduk.

Mimta EcoYapı’dan Bina Enerji Modellemesi Uzmanı Sefa Şahin:
“Mekan Isıtmasında Yüzde 92’lik Azalma Sağlandı”




“Enerji modelinin oluşturulması için eQuest yazılımı kullanıldı. Ancak bu yazılımın standart versiyonunun yetersiz kaldığı noktalar var. Örneğin klima santrallerinin aldığı taze hava sıcaklığı bu projede dış hava sıcaklığına eşit değil, sonuçta hava önce toprak altından geçiriliyor. Bunun modellenmesi için literatür çalışması sonucunda belirlenen bazı algoritmalar ile ve bölgenin saatlik toprak sıcaklık verileri kullanılarak Earth Tube sistemi modellendi ve toprak altına serilen borulardan geçen havanın klima santraline hangi sıcaklıkta ulaşacağı saatlik olarak hesaplandı. Bu sıcaklıkları sadece klima santralleri için dış hava sıcaklıkları gibi kullandık. Yani yazılımı kandırdık aslında. Ama alınan sonuçları ekipman tedarikçisinin kullandığı yazılım programı ile de karşılaştırınca doğru sonuçlar olduğunu gördük”.

“Yine yeraltı suyu kaynaklı ısı pompasının modellenmesi için bu projeye spesifik bazı yöntemler geliştirmemiz gerekti. Burada önemli olan, kullandığımız yazılımın standart ekipmanları nasıl modellediğini anlayabilmek ve gerekli ayarlamaları kendi projemiz için yapmaktı”.

“Bina net sıfır enerji bir bina ve Passivhaus sertifikasına sahip olduğu için oluşturulan tasarlanmış bina modeli ile referans bina modeli arasında çok büyük enerji tüketim miktarı farkı var. Referans binaya göre mekan ısıtmasında yüzde 92’lik bir azalma, soğutma enerjisinde ise yüzde 65’lik bir azalma yakalandı. İç aydınlatmada LED armatür kullanımı ile yüzde 35’lik, dış aydınlatmada ise yüzde 72’lik bir azalma söz konusu. Fan enerji tüketimi yine yüzde 56’lık bir fark gösteriyor. Bu şekilde bile referans binaya göre yüzde 47’lik bir azalma söz konusu. Bunun üzerine 20 kWp güce sahip fotovoltaik sistemi eklediğimizde toplam enerji tüketiminde yüzde 78’lik bir azalma sağlandı. Yani bu, ASHRAE 90.1-2007 standardına uygun şekilde inşa ettiğiniz bir referans binanın yaklaşık 5’te biri kadar enerjinin şebekeden alınması anlamına geliyor."

 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Garanti Bankası Teknoloji Kampüsü'ne BTM Optigreen ile Spesifik Çatı Çözümü

Yapı malzemeleri sektörünün öncü markalarından BTM; yapımı 2018 yılında tamamlanan Garanti Bankası Teknoloji Kampüsü projesinde tercih edilen BTM Opti...
23 Kasım 2020

Kamudaki İlk Breeam Outstanding Sertifikalı Yeşil Bina: Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası

Doğa, insanın gösterdiği özene aynı itina ile cevap veren mükemmel bir organizmadır....
23 Kasım 2020

Yüksek Performanslı Bir Yeşil Bina: İzmir Ticaret Odası Yeni Hizmet Binası

Yüksek performanslı yeşil binaların yaşam döngüsü, bina duvarlarını aşan, şehir planlamasını, toplumu ve saha planlamasını içeren genis kapsamlı, bina...
24 Ekim 2018

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • İklimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.