Prokon-Ekon Şirketler Grubu Yönetİm Bİnası
Enerji verimli ve yüksek performanslı binaların yapılması, performans değerlerinin kamuoyuyla paylaşılması, tasarımlarda enerji performansını artırıcı, özellikle pasif unsurlara yer verilmesi her gün daha fazla önem kazanıyor. Prokon-Ekon Şirketler Grubu Yönetim Binası projesi de Prokon ve Ekon yöneticilerinin enerji verimli ve örnek bir bina yapılması yaklaşımında olması sonucu ortaya çıkmış. Binanın sahip olduğu tasarım özellikleri, LEED Platinum Sertifikası’nın hedeflenmesini de beraberinde getiriyor. Projeyle ilgili, binanın mimarları olan Prokon Mühendislik ve Müşavirlik firmasından Yüksek Mimar Tuba Altansunar ve Yüksek Mimar Nezih Burak Bican’dan bilgi aldık. Yeşil Bina: Firmanız ve bina hakkında kısa bir bilgi alabilir miyiz? Tuba Altansunar & Nezih Burak Bican: Prokon bir müşavirlik firması ve bünyesinde mimari, elektrik, mekanik, betonarme, çelik, altyapı, jeoteknik disiplinlerini barındırıyor. Ekon ise çelik konstrüksiyon imalat yapan bir taahhüt firması olarak sektörün önde gelen şirketlerinden biri. Tasarladığımız Bina, Prokon-Ekon Şirketler Grubu’nun merkez binası olarak hizmet verecek. Sarayköy’deki yeni merkez binamızın kaba inşaatı da kendi firmamızca yapılacak. Binanın mimari projelendirmesi tarafımızdan yapıldı. Mekanik haricindeki mühendislik projeleri de yine kendi bünyemizde hazırlanıyor. ![]() Son yıllarda, firma olarak projelerimizde “Yeşil Bina” konseptine özel önem veriyoruz. Özellikle Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası gibi kuruluşların finanse ettiği ISMEP projesi (İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi) kapsamındaki yeniden yapım işlerinde elimizden geldiğince bu konsepte uygun projeler yapmaya çalışıyoruz. Müşaviri olduğumuz idarelerin bu yönde talepleri de çoğalmaya başladı. Bu bakımdan kendi binamızda da bu konsepti ve çelik konusundaki uzmanlığımızı ön plana çıkarmayı istedik. Yapının ön cephesinde herhangi bir kolon bağlantısıyla yere basmayan bir konsol var. Bu konsol, özel olarak tasarlanmış çelik makaslardan oluşan bir iskelet sistemi yardımıyla, plan düzleminde ana cephe hattından 16 metre dışarıya uzanıyor. Bina girişinin 8 metre üzerinde konumlanan bu konsol, hem girişi tanımlıyor, hem de iki hatlı hacminde proje müdürlerinin ofislerini barındırıyor. En önemlisi, şirketlerimizin çelik yapı tasarımı ve üretimindeki uzmanlığını açıkça ortaya koyuyor. Bina iki bodrum kat, bir zemin kat ve zemin üzerindeki beş kattan oluşuyor. Bodrum katların toplam alanı 8000 m2, zemin üstündeki katlar ise 8500 m2. Toplamda 16.500 m2lik kullanım alanına sahip. Bodrumlar, otopark, teknik hacimler, arşivler, sığınak ve çok amaçlı salon; zemin kat yemekhane, kafeterya, toplantı birimi; üst katlar ise proje ofisi ve yönetim hacimlerinden oluşuyor. Yapısal anlamda binanın bodrum katları betonarme, üst katları ise tamamen çelik olarak planlandı. Binanın mimari konseptinin oluşmaya başladığı andan itibaren LEED Danışmanı ESER Enerji Yönetim A.Ş. Genel Müdürü Arif Künar ve mekanik tesisat konusunda uzman Çakmanus Mühendislik Ltd. Şti. Genel Müdürü Dr. İbrahim Çakmanus ile birlikte çalışıyoruz. Yeşil Bina: Binanın sürdürülebilirlik anlamında mimari özelliklerinden bahsedebilir misiniz? Tuba Altansunar & Nezih Burak Bican: Binanın güneybatı cephesinde alüminyum güneş kırıcılarla ikinci bir cidar yaratıldı. Dışarıdan burası bir perde gibi giydirme cepheyi örtüyor. Şeffaf dış cephe yüzeylerinde, ses ve ısı yalıtımı 6+16+4+16+4 düzenindeki üçlü camlarla sağlanıyor. Güney cephesinde, İbrahim (Çakmanus) Bey’in önerisiyle binanın geneliyle de uyumlu olacak biçimde bir “Solar Wall” tasarlandı. Güneybatı cephesindeki çıkmaların ön yüzeylerinde, üzerine güneş pillerinin bizim belirleyeceğimiz düzende ve sayıda işleneceği camların, bir anlamda “şeffaf PV panellerin” kullanılması planlanıyor. Cephelerin, kaplama yüzeylerinde çoğunlukla açık renk kullanımı tercih edildi. Çatılar, gezilebilen “yeşil çatı” olarak düzenlendi. Yapının arka bölümünde tasarım kararlarımızdan önemli bir parçası olan, ancak peyzaj projesini henüz sonuçlandırmadığımız bir bahçe alanı var. Bu alanın yapısal ve bitkisel peyzaj elemanlarının seçiminde de aynı özenin devam ettirileceğini söyleyebiliriz. ![]() Bir diğer önemli kararımız, şirket sahiplerimizin öngörüsü ve yapılan fizibilite çalışmaları doğrultusunda, parsel içerisindeki fabrika çatısının tamamen güneş panelleriyle donatılması oldu. Bu alanda yaklaşık 1000 kW’lık enerjinin (500 kWe Prokon, 500 kWe Ekon için başvurulacak) güneş enerjisinden elde edilmesi planlanıyor. Bodrum katta, gün ışığı almayan çok amaçlı salonun fuayesinde “ışık bacaları-solar tubes” vasıtasıyla doğal aydınlatma öngörüyoruz. Bodrum kattaki otopark alanı, arka taraftaki bahçenin altında yer alıyor. Bahçe döşemesinde yapılan 4x4 metrelik üç adet açılır camlı sistemle, otoparkta hem doğal ışık hem de doğal havalandırma sağlanabilecek. İç mekânlarda kullanılan her türlü elemanın, mobilyasından yapıştırıcısına kadar VOC değerlerinin belirlenen düzeyde olmasına, ayrıca mümkün olduğunca yerel kaynaklardan üretilmiş, geri dönüşümlü, doğal ve sertifikalı malzeme içermesine dikkat ediliyor. Binanın yapısal iskeletini oluşturan çelik ve beton elemanlar olabildiğince kaplanmadan, dürüst bir şekilde açıkta görünürde bırakılacak. Prokon ve Ekon firmalarının sahip olduğu ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi Belgesi gereği, iç mimaride atıkların ayrıştırılmasına yönelik geri dönüşüm toplama alanları yaratılıyor. Detaylı biçimde açıklandığı üzere yangın suyu deposu ısıl depolama olarak kullanılıyor. Kojenerasyon yapılıyor. İç hava kalitesi yüksek seviyelerde tutulacak. Yalıtımlar, cephelerde 10 cm taşyünü, çatılarda 14 cm XPS gibi yüksek kalınlıklarda olacak. Hem fabrikanın, hem yönetim binasının yağmur suları 250 tonluk depoda toplanacak, arıtıldıktan sonra bahçe sulama ve rezervuarlarda kullanılacak. Susuz pisuarlar tercih edildi. Binada 250 ton yangın suyu, 250 ton kuyu suyu, 250 ton da yağmur suyu depoları oluşturulacak. Tesiste biyolojik arıtma mevcut. Bu arıtma geliştirilerek yeni bina için de işler hale getirilecek. Gri sular toplanacak ve arıtıldıktan sonra rezervuarlarda tekrar kullanılacak. Yeşil Bina: Yüksek seviyeli bir LEED Sertifikası hedefleniyor... Nasıl bir süreç yaşandı, neden böyle bir sertifika hedeflendi? Tuba Altansunar & Nezih Burak Bican: Müşavirlik hizmetleri veren bir firma olarak müşterilerimizin talepleri doğrultusunda zaten bir süredir bu konularla yakından ilgileniyorduk. Fakat kendi binamızın proje aşamasında tam anlamıyla işin içine girdik. Yeni binamızın en başından itibaren sürdürülebilir bir yapı olması planlandı. Bu karar, sertifika almak için değil, gerçekten sürdürülebilir, ekonomik, konforlu bir binaya sahip olmak için alındı. Bir çelik firması (Ekon) olduğumuzdan ve çeliğin geri dönüştürülebilen bir malzeme oluşundan dolayı binanın da çelik olmasına karar verildi. Aynı zamanda bir proje firması olarak (Prokon), çevre dostu binalar yapabildiğimizi kendi binamızda göstermek istedik. Arif Künar / LEED Danışmanı / Eser Enerji Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü “ Tüm disiplinlerin en baştan işin içinde olduğu projelerden birisi gerçekleştiriliyor” ![]() “Prokon, sertifikasyon sürecini bilen bir firma. Bünyesinde bu süreci bilen mimarlardan ve mühendislerden oluşan geniş ve deneyimli bir kadro var. Projenin LEED’e uyumu için, ESER LEED Platin Sertifikalı Bina’da da birlikte çalıştığımız Çakmanus Mühendislik ile yoğun bir çalışmaya gidildi. Türkiye’de gerçek anlamda ilk defa tüm disiplinlerin en baştan işin içinde olduğu projelerden birisi gerçekleştiriliyor. Süreç başlamadan, mimari projeler nihai hale gelmeden, ekip olarak ciddi mesailer ve çabalar sarf edildi. Bu çok kritik bir konudur. Burada bütün taşlar yerine oturmuş durumda gözüküyor. Prokon’un inşaat sektörünün içinde bir firma olması ve iyi bir mimari kadronun kendi bünyesinde olması da çok önemli bir avantajdır. Birden fazla doğru öğe aynı anda biraraya geldi” Bilgiler kamuoyuyla paylaşılacak “Türkiye’de ilk LEED Platin sertifikası alan Eser Yeşil Bina’sı, bizim için tamamen bir araştırma-geliştirme ve uygulama projesiydi. Binada doğru yapılan işler ağırlıktaydı, ama tabii ki yanlış-eksik-fazla uygulamalar da yapıldı. Tüm bunları işletme esnasında çok daha iyi görebildik ve yaşadık. Bütün bunların şu anda tamamen farkındayız. Bu da bize çok önemli bir avantaj sağladı. ESER Yeşil Bina’da, neleri yapıp neleri yapmamız gerektiğini de çok iyi öğrenmiş, test etmiş olduk. Önemli olan bu birikimlerle Prokon-Ekon Binası’nın daha performanslı, daha sürdürülebilir, daha ekonomik bir bina olmasıdır. ESER Yeşil Bina ile ilgili eksik kalan ne varsa her şeyi kamuoyu, sektör ve üniversiteler ile paylaşmayı baştan taahhüt ettik. Orası bir laboratuvar ve şimdiden 2-3 tane doktora ve master tezi yapıldı. Üniversite, ilkokul çocukları binayı geziyor. Buna benzer deneyimleri Türkiye’ye kazandırmayı ve paylaşmayı Prokon Yönetimi de kabul etti. Bu da bizim ikinci şansımız oldu. Özellikle ülkemizde bu tür binalar bir bakıma deneyseldir ve örneğin bazı uygulamalar (yangın deposunun termal depo olarak kullanılması, güneş duvarı -solar wall-, 500 kWe fotovoltaik güneş enerjisi uygulaması vb.) Prokon Yeşil Bina’da ilk defa yapılıyor. Bu açıdan bunların sonuçlarını çok şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşacağız.” Enerji Performans Garantisi de verilecek “Bu binada, Yönetim tarafından yapılabileceklerin maksimum düzeyde yapılması isteniyor. Bu yüzden LEED danışmanlığı, sürecin en kolay ve en keyifli işi olacak. Çünkü her şey maksimum düzeyde yapılacak gözüküyor. Bundan sonraki süreç, entegre proje yönetimini sürdürerek, yapılanları kağıda dökmek, dokümantasyonu hazırlamak, proje-fatura-uygulamaları kanıtlamak, commissioning’lerini yapmak ve Amerika’ya Yeşil Binalar Konseyi’ne başvurmak olacak. Çok iyi bir Yeşil Bina takımı oluşturuldu. Özellikle Prokon-Ekon Yönetimi’nin hedeflediği 2x500 kWe’lık fotovoltaik sistem kurulması, ülkemizde inanılamayacak bir şey. Çünkü şahsen ben ilk başta 100 kw’lık sistemi konuşmak için bile tereddüt ediyordum. Çünkü Türkiye’de böyle büyük-kapsamlı bir proje yok. Mümkün olursa, kendi elektriğini üreten, hatta fazlasını satan ilk Energy Plus binadan da öteye geçecek bir proje olacak. Hedefimiz, gerçek enerji verimli, sürdürülebilir, yüksek performanslı, işletmesi-bakımı çok zor olmayan, ülkemizin ve dünyanın ‘en yüksek performanslı binalarından birisini’, yine tamamen Türk bir şirket ve danışmanlar, projeciler ile gerçekleştirmek, bunları zaten sağlayacağımız için de en yüksek puanla LEED Platin sertifikasını almak. Kesinlikle sadece sertifika için ‘Paper Work’ yapılmayacak. Ülkemizde ilk kez ve gerçek bir Yeşil Binaya Enerji Performans Garantisi de (EPC) verilecek.” Dr. İbrahim ÇAKMANUS / Çakmanus Müh. Ltd. Şti. Prokon - Ekon Yönetim Binasında LEED’e Uygun Mekanik Tesisat Tasarımı ve Enerji Simülasyonu ![]() Mekanik Tesisat Tasarım Konsepti ve Enerji Verimliliği Her ne kadar yeni binalar, deneyimli HVAC mühendisleri tarafından tasarlanıyor olsa da, konfor ve enerji verimliliğinin geleneksel tasarım şekliyle sağlanabilmesi pratik olarak mümkün olamamaktadır. Bu bağlamda yazın aşırı ısınma (veya cam cephelerde kışın da soğutma gereksinimi), istenmeyen hava akımları, ömür boyu maliyetin optimize edilememesi (ilk yatırımı düşük tutmak kaygısı ile), işletme giderlerinin yüksek olması gibi olumsuzluklar söz konusu olabilmektedir. Bu gibi problemlerin bazı nedenleri enerji simülasyonu yapılmadığından, konforsuz alanların ve dönemlerin görülememesi, ömür boyu maliyet analizi gibi çalışmaların yeterince (zaman baskısı gibi nedenlerle) yapılamamasıdır. Bu gibi problemlerin azaltılabilmesi için yol gösterici standartların kullanılması ve enerji simülasyonu kavramının tasarım sürecine dahil edilmesi gerekmektedir. Prokon A.Ş. yeni yönetim binasında tasarım en başında LEED’in ana standart olarak kabul ettiği “ASHRAE 189.1 Standard for the Design of High-Performance Green Building”e uygun biçimde yapılmıştır. Bu standart ise “ASHRAE Standard 90.1, Energy Standard for Buildings Except-Low Rise Residential Buildings”, “ASHRAE Standard 62.1, Ventilation for Acceptable Indoor Air Quality”, “ASHRAE Standard 55-2004, Thermal Environmental Conditions for Human Occupancy”, “ASHRAE Guidline 0-2005, The Commissioning Process” standartları ile EPA standartları gibi standartlara gönderme yapmaktadır. Dolayısıyla tasarımda bu standartlar ve ayrıca Türkiye’de geçerli olan “Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği”, “2009 Türkiye Yangından Korunma Yönetmeliği”, “Sıhhi Tesisat Proje Hazırlama Esasları, MMO Yayınları No: 260/6” gibi standart ve yayınlar dikkate alınmıştır. Isıtma ve Soğutma Sistem Tasarım Esasları Bina Kabuğu Bir binada enerji giderlerinin düşürülmesinin ön koşulu, bina kabuğu performansının artırılmasıdır. Bu binada Ankara şartlarında LEED Platinum hedeflendiği için TS825’e uygun çift camlar ve yalıtım kalınlıkları ile istenilen performans sağlanamamıştır. Bu nedenle üçlü camlar, yalıtımlı ve düşük ısı transfer katsayılı alüminyum cephe ile opak yüzeylerde yüksek yalıtım kalınlıkları seçilmiştir. Böylece hem işletme giderleri, hem de mekanik tesisat sistemlerinin kapasiteleri düşürülmüştür. Ve bina kabuğu için yapılan ilave harcamanın bir bölümünün HVAC sistem kapasitesinin düşürülmesi ile geri kazanılması mümkün olabilmiştir. HVAC Sistemleri Yapılan analizler sonucu bu bina için en uygun sistemin ısı pompası (düşük sıcaklıkta ısıtma, yüksek sıcaklıkta soğutma yapabilen) olduğu belirlenmiştir. Bunun nedeni ekserji verimliliğidir. Bir ısıtma sisteminin ekserji verimi, şeklinde tanımlanabilir. Bu bağlamda örneğin 80/6 ºC rejimde çalışan bir fan coil ısıtma tesisatı ile 30/16ºC aralığında çalışan bir ısı pompası sisteminin ekserji verimleri aşağıdaki gibi olacaktır. (İç çevre sıcaklığının 21ºC olduğu kabul edilmiştir). Isıtma sisteminde su sıcaklığı mahal sıcaklığına ne kadar yakınsa, sistem ekserji verimliliği o kadar yüksektir. Görüldüğü üzere ısı pompalarının ekserji verimi yüksektir. Bu nedenle bu binada ısı pompasına dayalı bir sistem seçilmiştir. Düşük sıcaklıklı ısıtma, yüksek sıcaklıklı soğutma sistemlerinde ısı kayıpları daha düşüktür. Bu bina için en önemli unsurlardan birisi ısıl depolamadır. Bu bağlamda yangın depoları büyük hacimlidir ve yangın çıkmadığı sürece kullanılmazlar. Bu binada 280 m3lük yangın deposu bulunmaktadır. Bu depo aynı zamanda ısıl depolama için de kullanılacaktır (Ancak asli görevine zarar verilmeyecektir). Bu sistem Türkiye’de bir ilk olup, gece tarifelerinden ve soğutma kulesinin gecenin serinliğinde çalıştırılarak su ve enerji tasarrufu yapılmasına olanak vermektedir. Bina içi “su kaynaklı heat recovery VRV sistemi (3 borulu)” ile “heat pump klima santral dış üniteleri (2 borulu)” ihtiyaç duydukları ısı enerjisini bu depodan alacaktır. Gündüz saatlerinde depodaki ısıl enerji azaldığında, ısıtma veya soğutma sistemi doğrudan VRV ve klima santralleri dış ünitelerini besleyecektir. Sulu VRV sistemlerinin 15-30ºC arasındaki sıcaklık rejimleri, yangın deposunda ısıl depolamayı olanaklı kılmaktadır (su çok soğuk veya çok sıcak olmadığı için depo ısıl depolama amaçlı olarak kullanılabilmektedir. Buna karşın örneğin bir fan coil tesisatındaki 7/12ºC (yaz) ve 60/80ºC (kış) gibi su rejimleri buna olanak verememektedir. Bu binada yüksek sıcaklıklı soğutma, düşük sıcaklıklı ısıtma söz konusudur. Bu bağlamda Ankara şartlarında yazın sıcak günlerde soğutma kuleleri 26/31°C rejimde çalışmaktadır. Bu sıcaklık rejimi binanın soğutma ihtiyacının, kule ile sağlanabilmesini olanaklı kılmaktadır. Ayrıca geceleyin kule ile düşük sıcaklıkta yapılacak (soğutma veriminin artması ve su tüketiminin azalması) ısıl depolama ile verim artacak ve gece tarifelerinden de yararlanılabilecektir. Böylece soğutma verimi artmakta, su tüketimi azalmaktadır. Isıtma sezonunda ise kojenerasyon atık ısısı ve güneş enerjisi ile ısı geri kazanım ile yılın çoğu zamanlarında binanın ısıtılması mümkün olabilecektir. Ekstrem durumlarda ve kullanım sıcak suyu ihtiyacı halinde kazan devreye girecektir. Elektrik Pompalar, fanlar ve ısı pompaları kompresörleri vb. elektrik kullanmaktadır. Pompalar ve fanlarda yüksek EFF1 sınıfında verimli motorlar seçilmiştir. Sistem işletme şekli değişken debi esasına dayanmaktadır. Binanın elektrik ihtiyacı öncelikle 70 kW elektrik üreten kojenerasyon ünitesinden ve PV panelleri ile sağlanacak ve böylece yıllık fosil yakıt tüketimi azalacaktır. Klima santralleri ile heat pump VRV sistemleri aynı kaynağa bağlı olduklarından, gerçekleşecek ısı geri kazanım ile kompresörler yılın bir bölümünde çalışmayacak, sistem EER değerleri 7-8 düzeylerinde gerçekleşecektir. Bu durum elektrik tüketimini azaltacaktır. Bu nedenlerle ilave soğutma grubu, buz depolama gibi sistemlerin kullanılmasına ihtiyaç duyulmamıştır. Bina İçi Isıtma/Soğutma Sistemi: 10-40°C sıcaklık aralığında çalışan “su kaynaklı VRV” ısıtma, soğutma, havalandırma sistemi projelendirilmiştir. Bina içi ısıtma ve soğutma sistemi “sulu heat recovery VRV” sistemi iç üniteleri aynı anda ısıtma veya soğutma yapabilmektedir. Bu durum binada maksimum düzeyde konfor sağlarken, aynı anda ısıtma ve soğutma yükü olduğu dönemlerde açığa çıkan sıcak ve soğuk enerji, dış ünite su devresine aktarılarak su sıcaklığını dengeleyebilmektedir. İlgili sekonder devre pompaları VRV cihazları devrelerinde bu su sirküle ettirilerek, enerji ekonomisi sağlayacaktır. Bu suyun sıcaklığının 15-30ºC arasında olduğu dönemlerde merkezi tesisat sistemlerinin çalışmasına ihtiyaç olmayacaktır. Isıtmanın ağırlıklı olduğu dönemlerde tesisat sisteminde kojenerasyon cihazı, güneş enerjisi ile VRV dış üniteleri su sıcaklığı 20-25°C civarında tutulacaktır. Soğutmanın etkin olduğu yaz dönemlerinde ise yangın suyu deposundaki su ile VRV dış ünitelerindeki su sıcaklığı 28-30°C civarında tutulacaktır. Enerji Sistemleri (Aktif ve Pasif): Bina içi VRV sistemine, klima santrallerine ve kullanım sıcak suyu sistemine sıcak ve soğuk su sağlayan sistemler aşağıda açıklanmıştır. a) Trijenerasyon sistemi: 70 kW elektrik, 115 kW 85ºC‘de atık ısı ve bu atık ısıdan 60 kW 7/12ºC soğuk su üreten “absorbsiyonlu chiller”den oluşmaktadır (Sistemin gaz tüketimi tam yükte 200 kW civarındadır). Bu sistemin kapasitesi, yıllık çalışma süresinin 3500 saatin üstünde olacak şekilde, küçük tutulmuştur. Böylece geri dönüş süresi 4.5 yıl civarında olacağı değerlendirilmektedir. Sistemden elde edilen elektrik enerjisi gündüz VRV kompresörlerini, pompaları, fanları vb. besleyecektir. Elde edilen atık ısı kışın doğrudan klima santralleri dış ünitelerinde ve VRVsisteminde ısıtma desteği sağlayacaktır. Yazın ise “absorbsiyonlu chiller” vasıtasıyla soğutmaya destek sağlayacaktır. Geceleyin kojenerasyon ünitesinden elde edilecek elektrik, iç ve çevre aydınlatmasını ve diğer yükleri karşılayacaktır. Kojenerasyon cihazının gündüz elektrik tüketimini, gece ise ısı ısıl depolamayı ve ısıl ihtiyacı takip ederek çalışacağı değerlendirilmiştir. b) Yoğuşmalı kazan: Kazan ısıtma ve sıcak su sistemini ekstrem durumlarda destekleyecek ve sıcak su sistemini besleyecektir (güneş kolektörleri ile birlikte). c) Güneş kolektörleri: 35 kW’lık kurulu güç bulunmaktadır. Bu sistem esas olarak binada ihtiyaç duyulacak kullanım sıcak suyunu sağlayacaktır. Aynı zamanda kışın ısıl depolama için yangın suyu deposunu destekleyecektir. d) Solar duvar: Bu sistem daha sonra açıklanmıştır. Bu sistemin ısıtma mevsiminde (güneşli havalarda) klima santralleri taze havasını 10-15ºC ısıtacağı değerlendirilmektedir. e) Isıl depolama: Kışın konejenerasyondan ve güneş enerjisinden elde edilecek sıcak su, ihtiyaç halinde kullanılmak üzere depolanacaktır. Yazın ise geceleyin “absorbsiyonlu soğutma grubu” ve soğutma kulesi ile soğuk depolama yapılacaktır. Burada yangın deposu ısıl depolama için kullanılacaktır. Yazın ve mevsim geçişlerinde soğutma kulesi soğutma yapacak ve depo sıcaklığı 20ºC civarına getirilecektir. Kışın ise 28ºC civarında ısıl depolama yapılacaktır. Yazın depo sıcaklığı 28ºC üzerine çıkmaya başladığında öncelikle “absorbsiyonlu cihaz” ısıl deposu ve sonra kule deposu kullanılarak ısı transferi sağlanacaktır. Kışın yangın deposu sıcaklığı 15ºC altına inmeye başladığında öncelikle güneş enerjisi deposu, sonra kojenerasyon ve kazan deposu kullanılacaktır. f) Free cooling: Yazın ve mevsim geçişlerinde geceleyin ve sabah saatlerinde santraller vasıtasıyla bina kütlesinde ısıl depolama yapılarak enerji tasarrufu sağlanacaktır. g) Bina Otomasyon Sistemi (BMS): Buradaki hibrid sistemlerin maksimum verimlilikte çalışmaları ve verilen senaryolara uygun olarak devreye girip çıkabilmeleri otomasyon sistemi ile sağlanabilecektir. Bu bir enerji sistemi olmamakla birlikte, sistemlerin optimum çalışmasını sağlayarak yüzde 15-20 verimlilik artışı sağlayabilmektedir (literatürde verilen yaklaşık değerler). Bu bağlamda binada ısıtma, soğutma, havalandırma, aydınlatma, su tüketimi gibi sistemlerin enerji tüketimlerinin ölçülmesi, ana cihazların verimliliklerinin hesaplanması, kişi başına su tüketimi, metrekare başına enerji tüketimleri günlük, aylık ve yıllık bazda tablolar ve/veya grafikler halinde raporlanacaktır. Böylece verimsizlik dönemleri ve nedenleri, enerji ve su tüketimi yüksek ise nerelerden kaynaklandığı işletmede izlenerek, iyileştirmeler yapılabilecektir. Burada ayrıca kamu için de veri sağlanabilecektir. Enerji Simülasyonu Türkiye’de enerji simülasyonu LEED veya BREEAM sertifikasyon süreci için puan hesaplama aracı olarak kullanılmaktadır. Halbuki simülasyon programları, binada konforun artırılması, yaz veya kış konforsuz bölgelerin görülerek önlem alınması amacıyla kullanılmalıdır. Bu binada Carrier HAP V4.5 ve TAS tasarım ve simülasyon programları kullanılmıştır. Binanın simülasyonunun yapılması ile, örneğin binanın güney batı cephesindeki ofislerde (aşağıda örnek olarak verilmiştir) yazın konforsuzluk (over-heating) tespit edilmiştir. Böylece ilave gölgeleme önlemi alınmıştır (Alınan önlem işletmede enerji maliyetlerini de düşürecektir). Buna benzer veriler buradaki tasarım sürecinin parçası olarak kullanılmıştır. İç Hava Kalitesi ASHRAE Standard 62.2’de ofisler için verilen değerler LEED gereklilikleri nedeniyle %30 artırılmıştır. Öte yandan ısıtma kış mevsiminde, soğutma yaz mevsiminde gerekirken, havalandırma tüm yıl boyunca gerekmektedir. Bu ise işletmede çok önemli bir enerji gider kalemi haline gelmektedir ve bu durumda havalandırma sistemi çoğunlukla çalıştırılmamaktadır. Havalandırma sistemlerinin çalıştırılmaması ise, hasta bina sendromu, sağlık giderlerinin artması, çalışmada verim düşüklüğü gibi olumsuzluklarla sonuçlanmaktadır. Bu nedenle hem hava miktarlarının istenilen iç hava kalitesini sağlayacak kadar olması, hem de işletmede enerji giderlerinin düşük tutulması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Bu iki husus çelişki gibi gözükmektedir. Binada bu iki çok önemli ihtiyaç ve dengenin aşağıdaki hususlarla sağlanması öngörülmüştür. 1. Bina cephe sızdırmazlığının sağlanmasına özellikle önem verilmiştir. 2. Havalandırmanın kontrolünün talep esaslı olması projelendirilmiştir. Bu amaçla zonların (mahallere) gidiş ve dönüş kanallarına VAV kutuları ve mahallere hava kalite duyar elemanlar (CO2 sensörleri) konulmuştur. Bu bağlamda temiz olan mahallerin hava debileri minimuma indirilecek, toplantı odaları vb. insanların bulunduğu yerlerde ise hava debisi, CO2 sensörleri ve VAV kutuları ile artırılarak hava kalitesi sağlanacaktır. İhtiyaç olmayan yerlerin kısılması sonucu ise üfleme ve egzoz fanlarının devir sayıları ile ısıtma/soğutma DX batarya 2 yollu vanaları kısılmakta ve bunlara ait pompaların devir sayıları düşürülerek enerji ekonomisi maksimum düzeyde sağlanacaktır. 3. Klima santrallarında dış hava debisi ve C02 düzeyi (Pitot tüpü ve CO2 sensörleri ile ölçülüp BMS’ye aktarılmak suretiyle) sürekli ölçülerek iç hava CO2 set değerleri buna göre “900 ppm” altında kalacak şekilde BMS tarafından ayarlanacaktır. 4. Klima santrallerinde G4 ve F7 şeklinde iki kademeli filtre kullanılmıştır. 5. Klima santrallerine ısı geri kazanım sistemi konulmuştur. 6. WC, fax ve printer, çay ocağı, garajlar, mutfak, yemekhane negatif basınçta tutulmuş, bağımsız egzoz yapılmış ve hava “re-sirküle” ettirilmemiştir. Burada kirlilik kaynaklarının binaya yayılmadan uzaklaştırılması prensibi esas alınmıştır. 7. İnsan sağlığı için ofis santrallere “evaporatif nemlendirici” konulmuştur. Bu cihazlar yazın soğutmaya da katkı sağlayabilecektir (iç nemlilik değerlerinin uygun şartlarda tutulması kaydı ile). Bu tip nemlendiriciler elektrikli buharlı nemlendiricilere göre 10-15 kat daha az enerji tüketmektedir. 8. Havalandırma için artırılmış dış taze hava, binanın güney cephesinde oluşturulan solar duvardan alınarak (ön tarafı siyah renkte alüminyum sac levha kaplı hava kolektörü) kışın güneşli havalarda pasif ön ısıtmaya tabi tutularak enerji tasarrufu sağlanacaktır. Bu sistem Türkiye’de ilk defa uygulanmıştır. Sistemin binadaki yeri yukarıdaki resimde mavi ile gösterilen bölgedir. Yazın aşırı ısınmayı önlemek için hava, alt kottaki menfezden alınmakta, solar duvar bypass edilmektedir. 9. Devreye almada ”flash-out” ve “commissioning” işlemlerinin yapılacağı ve binaya taşınılmadan havalandırma sisteminin temizleneceği hedeflenmiştir. 10. Havanın bayatlamaması için çalışma saatlerinde yüzde 25’ten daha fazla kısılmaması esas alınmıştır. Su verimliliği Binada su verimliliğini artırmak için aşağıdaki hususlar projelendirilmiştir. 1. Lavabolarda fotoselli ve verimli bataryalar 2. Susuz pisuarlar 3. Düşük su tüketimine sahip çift kademeli klozetler 4. Duşlarda ve lavabo armatürlerinde perletör 5. Gri su sistemi: Lavaboların suları toplanarak gri su sistemine bağlanacak ve arıtılarak WC klozetlerinde kullanılılacak 6. Yağmur suları toplama: çatı, bahçelerden yağmur suları toplanıp depolanarak bahçe sulamada kullanılacak 7. Soğutma kulelerinde su iletkenliğine bağlı otomatik blöf sistemi ile otomatik kimyasal arıtma işlemi uygulanacak 8. Katlarda VRV iç ünitelerindeki yoğuşma suları WC’lerde toplanarak gri su sistemine bağlanacak. Aydınlatma Aydınlatma sistemleri yeterince kontrol edilmezse hem kendisi fazla enerji tüketir hem de özellikle yazın soğutma sistemi için bir ısıl yük oluşturur. Bu nedenle istenilen konforu sağlamak kaydıyla verimliliğin sağlanması gerekir. Prokon A.Ş. binasında aydınlatmada aşağıdaki hususlar projelendirilmiştir. 1. Yüksek verimli aydınlatma armatürleri 2. Gün ışığı kontrolü 3. Aydınlatma sistemlerinde zonlama 4. Varlık sensörleri ile ilave kontrol 5. Aydınlatma otomasyonu. İlginizi çekebilir... Garanti Bankası Teknoloji Kampüsü'ne BTM Optigreen ile Spesifik Çatı ÇözümüYapı malzemeleri sektörünün öncü markalarından BTM; yapımı 2018 yılında tamamlanan Garanti Bankası Teknoloji Kampüsü projesinde tercih edilen BTM Opti... Kamudaki İlk Breeam Outstanding Sertifikalı YeÅŸil Bina: Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi OdasıDoÄŸa, insanın gösterdiÄŸi özene aynı itina ile cevap veren mükemmel bir organizmadır.... Yüksek Performanslı Bir YeÅŸil Bina: İzmir Ticaret Odası Yeni Hizmet BinasıYüksek performanslı yeÅŸil binaların yaÅŸam döngüsü, bina duvarlarını aÅŸan, ÅŸehir planlamasını, toplumu ve saha planlamasını içeren genis kapsamlı, bina... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.