E.C.A.
200x200 piksel Reklam Alanı

Türkiye'nin Rekabet Gücünün Artırılmasında Yeşil Dönüşüm Bir Fırsat

Türkiye'nin Rekabet Gücünün Artırılmasında Yeşil Dönüşüm Bir Fırsat

23 Haziran 2022 | HABERLER
57. Sayı (Mayıs-Haziran 2022)
1.059 kez okundu

Türkiye’nin ilk sürdürülebilir iÅŸ buluÅŸması YeÅŸil İş Zirvesi, küresel pandemi sonrası atılacak somut adımları belirlemek için özel sektör, kamu sektörü, sürdürülebilir büyümenin uzmanları, sivil toplum kuruluÅŸları ve akademi dünyasını bir araya getirdi.

Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından, bu yıl ‘YeÅŸil DönüÅŸümün Paradigmaları’ temasıyla dokuzuncusu gerçekleÅŸtirilen ve çevrimiçi düzenlenen Zirve’de, küresel iklim krizi, yeni riskler ve kaygılarla birlikte, sürdürülebilir iÅŸ dönüÅŸümünün ne derece acil ve önemli olduÄŸunun altını bir kez daha çizdi.

İnsan tabiata karşı sorumlu

Sürdürülebilirlik Akademisi BaÅŸkanı Murat Sungur Bursa, YeÅŸil İş Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuÅŸmada, doÄŸrudan insan kaynaklı, üretim ve tüketim çılgınlığı ve bunları kullanma biçimlerinin ciddi sorunlar oluÅŸturmaya baÅŸladığını, o nedenle çevre konusunda sadece teknoloji deÄŸil mevzuat düzenlemelerine de ihtiyaç olduÄŸunun anlaşıldığını söyledi. Sungur, “Dünyanın gelmiÅŸ olduÄŸu çevre sorunları seviyesini çözmek için teknolojik önlemler, idari önlemler yapılabilir, yaptırımlar yapılabilir. Ancak temel nedenlerden biri insanın etik anlayışıyla baÄŸlantılı olduÄŸunun altını çizmek istiyorum. Yeni etik deÄŸerler bize ÅŸunu söylüyor: Sen sadece topluma deÄŸil, canlı ve cansız tüm varlıklara, tabiat unsurlarına karşı sorumlusun. Bunlar bizim için önemli sorumluluk alanıdır ve gelecek nesillere karşı sorumluluÄŸumuzdur” diye konuÅŸtu.

Sürdürülebilirlik yatırım ortamını da iyileÅŸtirecek
TÜSİAD Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Orhan Turan, artan nüfus, azalan doÄŸal kaynaklar, üretim ve tüketim kalıplarının süregelen yapısının, küresel riskleri çevresel konularda yoÄŸunlaÅŸtırdığının altını çizdi. Davos’ta da konunun ele alındığına dikkati çeken Turan, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “Önümüzdeki dönemde, tüm düzeylerdeki tartışmalarda daha çok odaklanacağımız konular yeÅŸil ve dijital dönüÅŸümün etkileÅŸim alanları, pandemi, Rusya-Ukrayna savasıyla kırılganlığı iyice belirginleÅŸen küresel tedarik zinciri ve iÅŸbirliÄŸi kanallarının her düzeyde güçlendirilmesi ihtiyacı olacak” diye konuÅŸtu. Sürdürülebilirlik ve yeÅŸil ekonomik olgularının stratejik deÄŸerlendirmelerde giderek kilit rol oynadığının altını çizen Turan, sözlerine ÅŸöyle devam etti: “Yani, ekonomi yaklaşımını ve ticari iliÅŸkileri de bu olgular üzerinden ÅŸekillendiren bir çok strateji ve düzenlemeyle karşı karşıyayız. TÜSİAD olarak, küresel dinamikleri ÅŸekillendiren Paris Anlaması ve Avrupa YeÅŸil Mutabakatı gibi geliÅŸmeleri planlarımıza mutlak entegre etmemiz gereken konular olarak görüyoruz. İklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin etkilerini artan seviyelerde hissediyoruz. Kaynaklarımız kısıtlı. Bu yapı yeÅŸil dönüÅŸümü ve iÅŸ modellerinde sürdürülebilirlik modellerini önceliklendirmeyi gerektiriyor. Çalışmalarımız yeÅŸil dönüÅŸümün, kalkınma politikalarımız içinde tercihten ziyade bir zorunluluk olduÄŸunu gösteriyor. Yol haritaları emisyonların azaltılması, su ve arazi yönetimi, iyi tarım uygulamaları, orman bütünlüÄŸünün saÄŸlanması, enerji dönüÅŸümü ve döngüsellik prensiplerinin içselleÅŸtirilmesi gibi çok geniÅŸ bir kapsamı ele almalı. Karbon nötr olma ve sürdürülebilirlik amaçlarına odaklanmış politikalar, sadece rekabet gücümüzü korumayacak, yatırım ortamının öngörülebilirliÄŸini ve sürdürülebilir yatırımın ivmelenmesini de saÄŸlayacak.”

Yenilenebilir kaynaklarla 6 kat fazla elektrik
Schneider Electric Türkiye, Orta Asya ve Pakistan Bölge BaÅŸkanı Bora Tuncer, yenilenebilir enerji kaynaklarının önemine vurgu yaparak, “2040 yılına kadar yenilenebilir kaynaklardan 6 kat fazla elektrik üretilecek. Dünyanın karbon emisyonlarının yüzde 60’ından fazlasından sorumlu enerjiyle iliÅŸkimizi yeniden gözden geçirmeliyiz. Elektrik 4,0, verimlilikle birlikte, yenilenebilir enerji kaynaklarını desteklemesi ve karbon emisyonu hedeflerine ulaÅŸmamızda yardımcı olacak. Tüketiciye akıllı enerji saÄŸlamak için Elektrik 4,0’a geçiÅŸ saÄŸlıklı ÅŸekilde devam ediyor. KirliliÄŸe neden olan fosil yakıtların kullanımı azaldıkça, dünyamız daha yaÅŸanabilir hale gelecek” diye konuÅŸtu. Elektrik 4,0 sayesinde israfın da ortadan kalktığını, yeni enerji dünyasının inÅŸa edildiÄŸini söyleyen Tuncer, “Günümüzde üretilen enerjinin yüzde 60’ından fazla israf ediliyor. Verimlilik için dijital teknolojileri artık daha fazla kullanmalıyız” ifadelerini kullandı.

Ciddi yapısal deÄŸiÅŸime ihtiyaç var
Shell Türkiye Ülke BaÅŸkanı Ahmet Erdem, ‘Ekonomik büyümeyi sürdürürken yeÅŸil dönüÅŸüme lidrelik etmek” baÅŸlıklı oturumda yaptığı konuÅŸmada, enerjide ciddi yapısal deÄŸiÅŸime ihtiyaç olduÄŸuna vurgu yaptı. Shell’in gündeminde enerji verimliliÄŸinin uzun süredir olduÄŸuna vurgu yapan Erdem, 2030 ve 2050 hedeflerinden bahsetti. Erdem, “Net karbon sıfır olma yolculuÄŸunda Shell’in rafinerilerindeki petrol ürünü üretimini azaltma yönünde de hedefleri var. 95 milyon tondan, 2030’a geldiÄŸimizde 45 milyon tona düÅŸürmek gibi bir hedefimiz vardı. Burada 75 milyon tona düÅŸürmüÅŸ durumdayız. Bu da hedefe doÄŸru olan gidiÅŸi gösteriyor. Aynı ÅŸekilde elektrik araçlar artıyor. TOGG geliyor. Elektrikli araçlar daha çok öne çıkıyor. Yine 2030’da ulaÅŸmak istediÄŸimiz 560 terawatt saatin, yaklaşık yarısına gelmiÅŸ durumdayız. 251 terawatt/saat bir elektrik hacmimiz oldu. Bu da hedefe doÄŸru gidiyor.”

Enerji tasarrufu eÄŸitimlerinde 7 milyon çocuÄŸa dokunduk
Enerjisa Enerji Sürdürülebilirlik ve Kurumsal Yetkinlikler Bölüm BaÅŸkanı Ebru TaÅŸçıoÄŸlu, kentleÅŸmeye dikkat çekerek, teknolojiyle desteklenmiÅŸ ÅŸebeke ve alt yapı yatırımlarına ihtiyaç olduÄŸunu söyledi. Kurumsal müÅŸterilere güneÅŸ enerjisi sistemleri sunduklarından bahseden TaşıçıoÄŸlu, “Enerji verimliliÄŸi danışmanlığı yapıyoruz. Åžu ana kadar toplam 13,4 megavatlık bir kapasite kuruldu ve bu da 6 bin hane halkının bir yıllık kullanımı bedelinde. Enerji verimliliÄŸi projelerinden de 2 bin hanelik bir enerji tasarruf saÄŸladık” diye konuÅŸtu. Sorumlu üretim ve tüketimin önemine vurgu yapan TaÅŸçıoÄŸlu, enerji tasarrufu noktasında gönüllü çalışanlarla eÄŸitimler de verdiklerini belirtti. TaÅŸçıoÄŸlu, “EnerjiSA’nın enerjimi koruyorum baÅŸlıklı projesi var. 12 yıldır devam ediyor. 7-10 yaÅŸ arası çocuklara ulaşıyoruz ve onlara enerji tasarrufunu anlatıyoruz. Åžu ana kadar dijital yollarla birlikte 7 milyon çocuÄŸa dokunduk. Çünkü enerjiyle olan iliÅŸki ve onu sorumlu tüketmek genç yaÅŸlardan baÅŸlıyor” diye konuÅŸtu.

Sürdürülebilirlik eÄŸitimi
IC İbrahim Çeçen Yatırım Holding CEO’su Murad Bayar, sürdürülebilirlik ajandası oluÅŸturmanın birinci hedefleri olduÄŸunu söyleyerek, yaptıkları çalışmaları anlattı. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) desteÄŸiyle BoÄŸaz’da deniz kirliliÄŸi tespit projesini hayata geçirdiklerini, böylelikle gemilerden kaynaklı kirliliÄŸi azaltmayı hedeflediklerini, özel otoyol iÅŸletmecilerinde ise sürdürülebilirlik raporlarını yayımladıklarını açıkladı. Grup ÅŸirketlerinin de katılımıyla bu hafta 50 gönüllü çalışanla birlikte, sürdürülebilirlik hedeflerinin aktarılacağı 11 baÅŸlıkta 3 aylık eÄŸitimin baÅŸlatılacağını açıklayan Bayar, “EÄŸitimin sonunda bu gönüllü arkadaÅŸlarımız, sürdürülebilirlik elçilerimizi olacak. SürdürülebilirliÄŸe, toplam çabaya anlamlı bir katkı yapacağımızı düÅŸünüyorum grup olarak” diye konuÅŸtu.
Sofra şekerinden deterjan, atık giyişinden yumuşatıcı

Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran Ev Bakım Kategorisinden Sorumlu BaÅŸkan Yardımcısı Ali Fuat OrhonoÄŸlu, plastiksiz çözümlere gittiklerini ve bütün süreçler gözden geçirerek, ambalajları, formülleri ve ürünleri sürdürülebilir kaynaklara kaydıracaklarını söyledi. Sürdürülebilirlik noktasında ön yıkamayı ortadan kaldırıp su tüketimi azaltacak yönelime çok erken baÅŸladıklarına iÅŸaret eden OrhonoÄŸlu, “Bu alışkanlık ortadan kalktı ve su tüketiminin azalmasına katkı saÄŸladı” dedi. OMO ve Cif markalarında ambalajların tamamında geri dönüÅŸtürülmüÅŸ plastik kullanmaya baÅŸladıklarına iÅŸaret eden OrhonoÄŸlu, yaptıkları çalışmaları ÅŸöyle anlattı: “OMO’da plastikte 70 ton tasarruf saÄŸladık. Sadece bir senede. Bu da artarak sürecek. Konsantre çözümlerle ambalaj kullanımı azalacak. Atık giysilerden yumuÅŸatıcı, sofra ÅŸekerinden bulaşık deterjanı projesi için çalışıyoruz. DiÄŸer taraftan Migros’la iÅŸ birliÄŸi yaptık. Ortak bir dolum ünitesi kurduk. Tüketici sıvı deterjanı bitince ambalajıyla geliyor ve o musluktan deterjanını dolduruyor. Plastik kullanımı azalıyor. Åžu anda sadece AtaÅŸehir’de. Türkiye’nin bir çok yerine yaygınlaÅŸacak.”

Denizden 29 ton plastik topladık
Evlerin yanı sıra ÅŸehirleri de temizleyen sosyal altyapıya yönelik çalışmalarından da bahseden OrhonoÄŸlu, “İnsan trafiÄŸinin yoÄŸun olduÄŸu Zincirlikuyu Metrobüs durağını yeniledik. Kadıköy rıhtımda Cif Kadıköy Parkı inÅŸa ettik. Çif çöp kaparlar sayesinde denizden 29 ton plastik topladık” dedi.

Büyük yok oluÅŸun eÅŸiÄŸindeyiz
Carbon Free Group CEO’su Jae Mather, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸini kanser hücrelerinin büyümesine benzeterek, “Etraftan aldığımız sinyalleri göz ardı ediyoruz. Bu da saÄŸlıklı hücreleri öldürüyor” ifadelerini kullandı. Yapılan çalışmaların, ciddi sorunlara iÅŸaret ettiÄŸini ve bio çeÅŸitliliÄŸin yüzde 50’sinin önümüzdeki 100 yılda yok olacağını gösterdiÄŸi uyarısı yapan Mather, “Büyük yok oluÅŸun eÅŸiÄŸindeyiz aslında” dedi. Mather, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “Karbondioksit konsantrasyonundan dolayı 2100 itibariyle deniz düzeyinin bir metre artacağını öngörüyoruz. Yani dünya karalarının yüzde 5 ile 10’u sular altında kalacak. En kıymetli tarım alanları da suları altında kalarak kaybolacak. Mercan alanları da yüzde 38 küçülecek. Biz 2 dereceye odaklandık ancak, fosil yakıtlar kullanmaya devam edersek 6 derecelik artış olası görünüyor. Önümüzdeki dönemde çok ciddi uç iklim olayları da karşımıza çıkacak. Yani burada, yanan bir ev var ve bunu ciddi olarak ele almamız gerekiyor. Åžayet 2 derece olursak, böcek türlerindeki kayıp üç kat, aÄŸaç türlerindeki kayıp iki kat olacak. Dünyanın sürdürülebilir olması için doÄŸanın yaptığı gibi rejenerasyon yapmamız gerekiyor. Ancak fosil yakıtların saÄŸladığı kolay enerjiyi seviyoruz.” Bill McKibben’in, “EÄŸer gezegeni mahvediyorsa buna yatırım diyemeyiz” sözlerini anımsatan Mather, “Hala farklı kararlar verebiliriz” çaÄŸrısı yaptı.

Patates üretiminde su tüketimini yüzde 50 azalttık
PepsiCo Yiyecek Kategorisi Kıdemli Pazarlama Direktörü Seren Çankırı, dünyanın en büyük tarım iÅŸletmelerinden biri olduklarını belirterek, teknoloji ve dijitalleÅŸmenin yenileyici tarım uygulamalarının en önemli parçasını oluÅŸturduÄŸunu söyledi. Çankırı, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “DüÅŸük basınçlı sulama teknolojilerine ciddi yatırımlar yapıyoruz. 2010 yılından beri net tarla verimini yüzde 30 artırdık, depo firelerini yüzde 26 azalttık. Bir patates üretimi için tüketilen su miktarını yüzde 50, birim patates üretiminde salınan karbon seviyesini yüzde 50 azalttık. Tarımda birim başına kullandığımız suyu Türkiye’de yüzde 50 azaltmayı baÅŸardık. Tarlalarımızı yapay zekayla anlık takip ediyoruz. Verim ve kalitenin istenen seviyede olmasını saÄŸlıyoruz. Tarlalarda kullanılan su tüketimini daha da azaltmayı hedefliyoruz.”

Yiyecek atıklarından cipslik patates üretimi
Topraksız tarımla cipslik patates üretimi gerçekleÅŸtirdiklerini açıklayan Çankırı, “Toprağı koruyarak beslemek, sürdürülebilir tarımda çok önemli. Bu noktada kendi yiyecek fabrikalarımızda oluÅŸan organik atıklardan, kendi organa-mineral gübremizi üretiyoruz. Bu toprakta da önemli sonuçlar veriyor. Türkiye Pepsi CO çerçevesinde bulduÄŸumuz bir gübre çeÅŸidi natüralist. Bu noktada İngiltere baÅŸta olmak üzere diÄŸer Pepsi Co ülkelerine ihraç etmenin gururunu yaşıyoruz. Anadolu Meraları kapsamında yenileyici tarım uygulamalarına devam edeceÄŸiz.”

Enerji sektöründe dönüÅŸüm gerekiyor
EnerjiSA Enerji İletiÅŸim Direktörü Göktürk Demirel, dünyada üretilen karbon emisyonunun yüzde 80’inin enerji kaynaklı olduÄŸunu, elektriÄŸin de yüzde 60’ının fosil kaynaklardan üretildiÄŸine iÅŸaret ederek, enerji sektöründe bir dönüÅŸüm gerektiÄŸinin altını çizdi. Bu dönüÅŸümün en önemli unsurlarının enerji verimliliÄŸi ve yenilenebilir enerji olduÄŸunun altını çizen Demirel, “Burada yapılacak verimlilik yatırımlarının dönüÅŸü çok hızlı oluyor. Dünyada kabul edilen bazı enerji trendleri var. ElektriÄŸin tüketildiÄŸi yerde üretilmesi ve bunun yenilenebilir kaynaklardan yapılması çok önemli. Çatılara kurulan güneÅŸ panelleri ve batarya teknolojilerinin geliÅŸmesi bu dönüÅŸümü tetikleyecek unsurlar” diye konuÅŸtu. Toplumda bir deÄŸiÅŸim ve dönüÅŸümü tetiklemek gerektiÄŸine dikkati çeken Demirel, “Enerji dünyasının öncüsü olmak ve bu deÄŸiÅŸimi ÅŸekillendirmek amacımız” ifadelerini kullandı.

Allianz Global Sürdürülebilirlik Müdürü Pırıl KadıbeÅŸegil, iklim konusunun giderek geliÅŸtiÄŸine ÅŸahit olduklarını ve sürdürülebilirlik raporlamasının artık finansal raporlama gündemine de girdiÄŸini söyledi.

Türkiye taksonometride öne geçebilir

Dünya Bankası Kıdemli Finans Sektörü Uzmanı Etkin Özen, kaynakların sürdürülebilir yatırımlara kanalize edilmesi perspektifindeki taksonometri konusuna deÄŸindi. Avrupa BirliÄŸi’nin her ne kadar taksonometreyi uygulasa da, henüz veride karbon gazları dışında sürdürülebilir bir veri seti oluÅŸturulmadığına dikkati çeken Özen, Türkiye’deki geliÅŸmelerin çok da geride kalmadığına iÅŸaret ederek, ÅŸöyle devam etti: “Türkiye’de finansal sektörün profesyonelliÄŸine, insan gücünün kalitesine baktığınızda, finansal sektör kendini iklim risklerine karşı hazırlıyor ve aksiyon alıyor. Ancak regülasyon ve düzenlemeler, finansal sektörün hızına henüz yetiÅŸemiyor. Bu noktada daha kapsayıcı bir yaklaşım benimsenirse, yeÅŸil finansman, taksanometri konusunda Türkiye öne geçebilir” ifadelerini kullandı.

Yeşil finansman adımları atılıyor
Kalkınma ve Yatırım Bankası Sürdürülebilirlik ve Çevresel, Sosyal Etki Yönetimi Müdürü Erhan Çalışkan, sürdürülebilir finansmanda iklim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle mücadele, yenilenebilir enerji, kaynak verimliliÄŸi ve döngüsel ekonominin, temel odak alanları olduÄŸunu söyledi. Avrupa BirliÄŸi’nin (AB) sürdürülebilirlik taksonometrisinin 2020’de regülasyon olarak yayımlandığına iÅŸaret eden Çalışkan, “Burada iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin azaltılması, kirliliÄŸe karşı önlem ve kavramlar yer alıyor. Ülkemizde ise YeÅŸil Mutabakat Eylem Planı yayımlandı ve Ticaret Bakanlığı’mız koordinatörlüÄŸünde yürütülüyor. Burada bir baÅŸlık yeÅŸil finansman. Hazine ve Maliye Bakanlığımız çerçevesinde de sürdürülebilir tahvil çerçeve dokümanı hazırlıkları da bir adım olarak yer alıyordu. Bu da Kasım 2021’de gerçekleÅŸti. YeÅŸil tahvil ve sukuk rehberi de hedefler arasındaydı. Bu da gerçekleÅŸti. YeÅŸil finansmana yönelik ÅŸu anda regülatif anlamda adımlar atılıyor. 2023 yılı sonuna kadar yeÅŸil taksonometrinin hazırlanması hedefleniyor.”

Çelik, alüminyum ve çimento ilk etkilenecek sektörler
Ticaret Bakanlığı Uluslararası AnlaÅŸmalar ve AB Genel MüdürlüÄŸü Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü, sınırda karbon düzenlemesiyle AB’nin karbonu maliyetlemeyi öngördüÄŸünü ve bu sayede yeÅŸil dönüÅŸümü, ürün mevzuatlarının birer parçası haline getirmeyi, bu standartları karşılamayan ürünlerin de AB piyasasına arzının bile mümkün olmayacağını vurguladı. Güçlü, “AB en büyük ticaret ortağımızken, AB deÄŸer zincirlerine entegre oluÅŸken bunlardan uyum saÄŸlamamamız mümkün deÄŸil” ifadelerini kullandı. Uluslararası ÅŸirketlerin, karbon emisyonlarını azaltmak için taahhütler verdiÄŸini söyleyen Güçlü, sınırda karbon düzenlemesine ilk etapta enerji yoÄŸun sektörlerin tabi olacağını belirterek, “Çelik, alüminyum, çimento bunlar arasında. Kimyasallar da öncelikli sektörlerden. Yapı malzemeleri, tekstil gibi sektörleri de dönüÅŸüm ihtiyacı olan sektörler arasında görüyoruz” açıklamasında bulundu. Türkiye’de yeÅŸil finansman eko sisteminin geliÅŸmesi gerektiÄŸini belirten Bahar Güçlü, Türkiye’ye yeÅŸil dönüÅŸüm için saÄŸlanacak 3,1 milyar dolarlık kaynağı da anımsatarak, “Firmalarımızın yol haritalarını belirlemeleri çok önemli. İnovasyona daha fazla vakit ve kaynak ayırmak gerekiyor” diye konuÅŸtu.

FotoÄŸrafı iyi okuyalım risk ve fırsatları çalışalım
TÜSİAD Çevre ve İklim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Çalışma Grubu ve YeÅŸil Mutabakat Görev Gücü BaÅŸkanı Fatih Özkadı, Avrupa BirliÄŸi Komisyonu’nun sürdürülebilirlik durum teklifi direktifinin taslağını yayınladığına iÅŸaret ederek, “Biz bu taslakları, çok iyi çalışarak bunların bize bir tehdit deÄŸil, bir fırsata dönüÅŸtürülebileceÄŸi kanaatindeyim. AB ile yakın iliÅŸkilere sahip KOBİ’lerimizi de derinden etkileyecek düzenlemelerde, TÜSİAD olarak liderlik etmemiz gerekiyor. Özellikle ana sanayinin, yardımcı sanayilerle daha kapsayıcı çalışması son derece önemli. Döngüsel ekonomiye uyum son derece önemli. Daha az atığın, daha fazla deÄŸer yaratarak ArGe ve inovasyonla ülkemize katma deÄŸer yaratacak ÅŸekilde kullanmamızı son derece kıymetli görüyorum. Kamu ve özel sektöre önemli görevler düÅŸüyor. Bu dönemde fotoÄŸrafı iyi okuyup, risk ve fırsatları birlikte çalışmalıyız” diye konuÅŸtu.

Sınırda karbondan ‘penaltı’ almayalım
TÜSİAD olarak, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi koordinasyon kurulunun etkin bir paydaşı olduklarını söyleyen Özkadı, özellikle 2053 net sıfır emisyon hedefinin verilmesi memnuniyet verici olduÄŸunu söyledi. Karbon fiyatlandırılmasının, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi etkilerinin azaltılmasında en etkili politika aracı olarak kabul edildiÄŸine iÅŸaret eden Özkadı, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “2005 yılından beri AB’de uygulanan ETS (Emisyon Ticaret Sistemi) mekanizmasının etkin parçası olmamız gerektiÄŸi konusunda iyi bir uzlaşı var. Kaldı ki bunu iyi yönetemediÄŸimiz taktirde, sınırda karbon düzenlemesinden ciddi bir penaltı alacağımız da aÅŸikar. Durum böyle olunca aslında Avrupa BirliÄŸi, en başından beri çifte vergilendirmeyi, çifte cezalandırmayı istemiyor. İklim kanununun yürürlüÄŸe konulmasını saÄŸlamak ve emisyon ticaret sisteminden oluÅŸan fonun, yine etkin ÅŸekilde yeÅŸil dönüÅŸümde kullanılmasını saÄŸlamamız gerekiyor. Avrupa BirliÄŸi, Japonya, Singapur’la serbest ticaret anlaÅŸmalarına (STA) belki Meksika ile devam edecek. Bizim bu ülkelerin önünde gidecek ÅŸeklide etkin mekanizmalar kurmamız gerekiyor” diye konuÅŸtu.

İlk adım enerji tüketiminin ölçümü olsun
TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Enerji, Çevre ve İklim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Yuvarlak Masa BaÅŸkanı Cevdet Alemdar, Türkiye’de iÅŸletmelerin yüzde 99’unun KOBİ’lerden oluÅŸtuÄŸunu, istihdamın da yüzde 73’ünün, ihracatın da yüzde 50’den fazlasının KOBİ’ler tarafından yapıldığını söyledi. “ÖlçmediÄŸiniz ÅŸeyi iyileÅŸtiremezsiniz, bilmediÄŸiniz ÅŸeyi anlatamazsınız” diyen Alemdar, ÅŸöyle devam etti: “DijitalleÅŸmeyle veri bankası oluÅŸturmak çok önemli. Ben ne kadar, tedarikçim ne kadar enerji tüketiyor, atıklarım ne kadar noktasında bir veri oluÅŸturabilmek ilk adım olabilir. Çevre standartlarını artık okumaya baÅŸlamamız bir anlamda yol gösteriyor. Ayrıca ÅŸu anda Avrupa BirliÄŸi, deÄŸer zinciri yasası çıkartmak için çalışıyor. Onu takip etmekte de fayda var. TÜSİAD olarak, doÄŸaya raÄŸmen üreten bir iÅŸ modeli olabileceÄŸine inanmıyoruz. Biz doÄŸaya karşı bir mücadele içinde deÄŸil, doÄŸayla birlikte geliÅŸen bir insanlık istiyoruz” diye konuÅŸtu.

Rekabet gücümüzü artırmada fırsat
İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreter Doç. Dr. ÇiÄŸdem Nas, yeÅŸil dönüÅŸümün ek maliyet deÄŸil, Türkiye’nin rekabet gücünün artırılması, dünya ekonomisinde daha iyi noktaya gelmesinde bir fırsat olarak görülmesi gerektiÄŸinin altını çizdi. YeÅŸil Mutabakat’ın, Türkiye-AB iliÅŸkilerinin canlandırılmasını yeniden gündeme taşıdığına iÅŸaret eden Nas, “Çünkü AB, tedarik zincirlerini çeÅŸitlendirme ve dirençliliÄŸini artırma çabasında. Gümrük BirliÄŸi partneri olarak Türkiye’yi bu sürecin bir parçası yapabilmek önemli bir öncelik. Türkiye için de bu bir fırsat. Türkiye, AB modelinden de esinlenerek kendi içinde bir yol haritasına dönüÅŸtürebilir” diye konuÅŸtu.

Türkiye hak ettiÄŸi yeri almalı
Karbon piyasası yönünde adımların atılmakta olduÄŸunu ve iklim yasasının hazırlandığını gördüklerini söyleyen Doç. Dr. ÇiÄŸdem Nas, “Türkiye’de adımlar atıyor ancak vakti kaybetmemeliyiz. Sınırda karbon düzenlemesinin 2023’de yasalaÅŸması ve 2026’da bütünüyle yürürlüÄŸe girmesi bekleniyor. Sektörlerin de buna göre hazırlanabilmesi için vakit kaybetmeden harekete geçmeliyiz. Uluslararası yatırımların da yeÅŸil dönüÅŸüme kanalize edilmesi Türkiye’nin öncelikleri arasında olmalı. Türkiye’nin burada hak ettiÄŸi yeri alması gerektiÄŸini düÅŸünüyorum” diye konuÅŸtu.

Konferansın stratejik çözüm ortağı Schnieder Electric.Ana sponsorları; Unilever , Turkcell, EnerjiSA, IC Holding.Altın sponsorları; Shell, Borusan Otomotiv, Ford Otosan, DFDS, Lay’s, Kalkınma Yatırım Bankası.GümüÅŸ sponsorları; Coca-Cola İçecek, Quick Karbon, Kontrolmatik ve Kordsa.

Zirve ikinci gününde de zengin ve orijinal içerik yapısı ile devam ediyor detaylı bilgi ve kayıt için https://surdurulebilirlik.com.tr/etkinlik/yesil-is-zirvesi-2022/


 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

USGBC Daha Büyük Etki İçin LEED v5'i Yayımladı

ABD Yeşil Bina Konseyi (USGBC), amiral gemisi LEED (Enerji ve Çevresel Tasarımda Liderlik) yeşil bina programının en son sürümü olan LEED v5'i baş...
2 Mayıs 2025

Sektöre Yön Verenler İklimlendirme Zirvesi'nde Buluşacak

İSKİD tarafından düzenlenecek olan İklimlendirme Zirvesi, 5 Mayıs'ta "İklim Değişiyor, Siz Değişime Hazır mısınız?" temasıyla Hilton Bos...
1 Mayıs 2025

Yapı Fuarı - Turkeybuild İstanbul, İnşaat Sektörünün Buluşma Noktası Oldu

Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul'a bu yıl 19 ülkeden 437 katılımcı ve 765 marka katıldı. 62 ülkeden 408 davetli satın almacıya dört gün boyunca ev ...
30 Nisan 2025

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • İklimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.