Yeşil Bina Dergisi 8. Sayı (Temmuz-Ağustos 2011)

YEŞİL BİNA / AĞUSTOS 2011 10 GÜNCEL Binalara Yeşil İnşaat Malzemeleri Geliyor Frost&Sullivan’ın “İnşaat Malzemeleri Endüstrisinin Stratejik Gelişimi” başlıklı analizine göre enerji kullanımının azaltılması ve inşaat malzemeleri sektöründe yaşanan materyal teknolojisinin gelişmesine paralel olarak çevreci faydaların iyileştirilmesine yönelik çalışmalar, beraberinde yeni fırsatları da getiriyor. Özellikle çok işlevli özellikler taşıyan inşaat malzemeleri yakın gelecekte sektörde anahtar rol oynayacak. D ünyanın önde gelen Growth Consultancy&Research (Büyüme Danışmanlığı ve Araştırma) kuru- luşlarından Frost&Sullivan’ın “İnşaat Mal- zemeleri Endüstrisinin Stratejik Gelişimi” başlıklı analizi, enerji tasarrufu, enerjiyi verimli kullanma, karbon azaltımına yöne- lik küresel faaliyetler ve çevre ile uyumlu sanayileşme politikalarına paralel olarak inşaat malzemeleri sektöründe yaşanan ve giderek daha da önem kazanmaya başlayacak olan gelişmeleri masaya yatı- rıyor. Atıklar inşaat malzemesi olacak Çevreye etkisi düşük hammaddeler için yükselen küresel talep, atıkların azaltılmasına yönelik bir çalışmayı bera- berinde getiriyor. Buna paralel olarak endüstriyel atıklar artık inşaat malzemeleri için hammaddelere dönüşüyor ve gele- neksel hammaddelere alternatif olarak yüksek performanslı malzemelerin bir- leşimi kullanılmaya başlanıyor. Çevreye yönelik bilincin ve politikaların yaygınlık kazanmasına bağlı olarak inşaat uygula- malarında da yeni malzemelerin geliştiril- mesinde önemli bir artış gözleniyor. Yaşanabilir çevre standartları ve enerji verimlilik ölçümleri modern tasarım ve ürün seçiminde etkili olurken, gerek bakım maliyetlerinde gerekse karbon salımı ve elektriğin optimal kullanımda ciddi bir azalma sağlanıyor. Özellikle uluslararası Yeşil Bina sertifikasyon sistemi Enerji ve Çevresel Tasarımda Liderlik (Leadership in Energy & Environmental Design - LEED) kriterleri ve diğer ilgili Yeşil Bina puan- taj sistemleri sayesinde dikkat çekici bir gelişmenin başladığı gözleniyor. Çok işlevli yeni yapı malzemeleri Yapılar için daha yüksek enerji verimliliği ihtiyacının inşaat malzemeleri endüstrisinde öncü rol oynadığını belirten Frost&Sullivan Teknik İnceleme Endüstri Analisti Rajaram Vijayan, tüketicilerin böl- meli binalara talebinde enerji tasarrufu ve çevresel faydanın yanı sıra hükümet- ler tarafından sağlanan çeşitli sübvansi- yonlara bağlı olarak da artış sağlandığını vurguluyor. Çevreci yapı teknolojisinde görülen olumlu gelişmeler, gelecek döneme iliş- kin bazı güçlükleri de içeriyor. Üretim süreçleri yüksek enerji gerektirirken cam, çimento, çelik ve kompozitler gibi ürün- lerde üretim maliyetleri bir sorun olarak duruyor. Halihazırda inşaat malzemeleri alanı yüksek maliyetli bir alan olduğu için üreticiler atık azaltım teknolojisi ve verimli atık dönüşümü yoluyla çok işlevli malzemelerin geliştirilmesine odaklanmış durumda bulunuyor. Analiz, yeni inşaat malzemelerinin tasarımının bakım ve ona- rım maliyetlerinin düşüklüğü ile anlamlı olacağını ortaya koyuyor. Bunun için üre- ticilerin maliyetleri düşürebilmesi ve yük- sek performanslı ürünleri geliştirmeleri gerekiyor. Bu noktada yapılarda “Yaşam Döngüsü” olgusu önem kazanıyor. Yapı- ların yaşam döngüsü çalışmalarına göre ısıtma, soğutma, su, elektrik ve mekanik tesisat, tamir bakım vb. işler verimlilik düşüşünde en önemli faktörler olarak öne çıkıyor. Dolayısıyla en düşük enerji düzeyinde sabitlenebilmek için optimum kaynak yönetimi sağlanması gerekiyor. Yeşil Bina yeni ve büyük iş fırsatları sunuyor Öte yandan Frost&Sullivan Teknik Analisti Vijayan’a göre çimento teknolojisi yüksek hacimli bir endüstri olarak her yıl milyonlarca ton farklı yakıt ve hammadde kullanıyor. Böylece yüksek oranda kar- bondioksit emisyonu oluşturuyor. Sonuç olarak üretim aşamasında küçük deği- şikliklerin bile olumsuz çevresel etkileri azaltmak için büyük farklar yaratacağı öngörülüyor. Örneğin çevresel yarar bakı- mından çimento cürufları beton kullanımı açısından karbondioksit, uçucu kül ve benzerleri endüstiyel atıklarla değiştirile- bilir. Araştırmalar bu miktarlarda yedek ürünlerin ticari yönünü optimize etme- nin ve maliyet açısından rekabetçi bir endüstri yaratmanın mümkün olduğunu ortaya koyuyor. Analiz ayrıca, geleneksel üretim faaliyetlerinde işe insan gücüyle bağımlı olmayı azaltmak için otomasyon üretim süreçlerinin uygulanması nokta- sında da devasa bir potansiyelin mevcut olduğunu belirliyor.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=