Yeşil Bina Dergisi 50. Sayı (Eylül-Ekim 2018)
12 Yeşil Bina / Eylül - Ekim 2018 yesilbinadergisi.com Üyesi Donald Brwenninkmeijer, C&A’nın neden C2C kararı verdiğini ve bunun için nasıl değişikliklere gittiklerini açıklayan bir konuşma gerçekleştirdi. Brwennink- meijer, tekstil endüstrisinde C2C serti- fikasyonu için işbirliği ve bilgi alışverişi- nin önemini vurguladı. Berlin merkezli Yararlı Tasarım Enstitüsü (Beneficial Design Institute) Kurucusu Prof. Friede- rike von Wedel-Parlow ise tekstil ve moda alanındaki tasarım sırasında kullanılmış malzemelerin tekrar üretime geri döndü- rülmesindeki zorlukların aşılması üzerine konuştu. Wedel-Parlow, C2C ürünlerinde biyolojik parçalanabilen polyesterin kulla- nımını vurguladı ve sadece ürüne odak- lanılması değil, geri toplamayı da içeren toplam iş modeline dikkat çekti. Melawear firması kurucusu Henning Siedentopf, tekstil alanındaki startup fir- maların önemini kendi örneğinde açıkladı. C2C prensiplerine göre tekstil ürünleri üretmenin zorluklarını, en yüksek sosyal ve çevre standartlarını hedeflemenin geti- rilerini anlattı. C2C sertifikasyonu konusunda üç uzman (Dr. Rossitza Krueger/Fairtrade International, Dr. Susan Klosterhaus/ C2CPII Başkan Yardımcısı ve Haixang Quian/EPEA International), EPEA Inter- national yöneticilerinden Katja Hansen’in moderatörlüğünde bir panel tartışmada bir araya geldi. Konuşmacılar çeşitli C2C koleksiyonlarının sertifikalandırılmasını sundular ve çok uzun yıllardır C2C stan- dartlarına göre tekstillerin üretilebildiğini ortaya koydular. Daha çok işletmenin aynı yola girmesinin gerekliliğinin altını çizdiler. Cradle to Cradle konseptinin yaratıcısı Prof. Dr. Michael Braungart her zamanki eğlendirici anlatım biçimiyle plastikler konusunu ve bu konudaki azaltma-vaz- geçme tartışmalarını ele aldı. Braungart, plastiği kötüleyip durmak yerine yeni ticaret modelleri geliştirilme- sinin gerektiğini öne sürdü ve polyesterin bir hizmet olarak düşünülmesi ve sonra da biyolojik parçalanır hale getirilmesi ve bu haliyle de tekstillerde kullanılmaya devam edilmesi önerisini yaptı. Braun- gart, azaltmanın da yanlışı mükemmelleş- tirmek veya doğayı romantize etmek gibi bir işe yaramayacağını, sonuçta koyunun da halı yapmak için yaratılmadığını anlattı. Laufenmühle firmasından Volker Ste- idel, geçtiğimiz yıllarda tekstil alanında sayısız C2C projesine imza attıklarını ve bunlar arasında en önemlisinin ise biyolojik çevrime uygun infinito-polimeri olduğunu, bu malzeme ile perdeler, iş kıyafetleri, yataklar, çamaşırlar ve çorap- lar hatta içecek şişe- leri üretildiğini belirtti. Steidel, infinitonun petrol bazlı olduğunu, PET, PE, PP veya PES benzeri teknik özellik- lere sahip olduğunu ve biyolojik olarak ayrışa- bildiğini de ekledi. Bu ve benzeri konuşmalar iki gün boyunca Lüneburg’ta Cradle to Cradle ve pozitif uygulamalarını öne çıkardı. Kongreye gösterilen büyük ilgi Beşikten Beşiğe düşüncesinin endüstriyel uygulamalarda hızla yayılmakta olduğunu gösterdi. Kongre’ye katılan EPEA Türkiye eki- binden Eda İkizoğlu, özellikle Almanya’da satılan tekstil ürünlerinin yüzde 90’dan fazlasının Çin, Türkiye ve Bengaldeş’te üretildiğini, ithalatçı firmaların zorlama- sıyla önemli Türk tekstil işletmelerinin de C2C sertifikası almak üzere kendile- rine başvurduklarını, bu nedenle EPEA Türkiye’nin de önümüzdeki günlerde Beşikten Beşiğe çalışmalarını çok yönlü yoğunlaştıracağını ifade etti. Eda İkizoğlu, Prof. Dr. Hulusi Barlas, Prof. Dr. Michael Braungart, Şebnem Aybige Şener KONGRE
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=