Yeşil Bina Dergisi 36. Sayı (Mart-Nisan 2016)
52 YEŞİL BİNA / NİSAN 2016 Şimdiye kadar sıralanan enerji tasar- rufunu destekleyici kriterlerin yanı sıra 5. kredi alanı olarak, yapılardaki operas- yon hakkında geribildirim sağlayan bir sensör sistemi kurulmasına da 3 puan verilmektedir. Son kriter olan 2 puan değerindeki Yeşil Güç ise, yenilenebilir enerji kriterinin devamı olma özelliğini taşır. Eğer yapı içerisinde enerji ve kay- naklar yenilenemiyorsa, dönüştürülebilir kaynaklarla enerji üreten başka bir üre- ticiden elektrik enerjisi elde edilmesi de bir çözümdür. Bu kriterde puan alabilmek için yeşil güç üreticisiyle 2 senelik bir sözleşmenin garantilenmesi ve yapıda kullanılacak elektriğin en az %35’inin bu üreticiden alınması gerekmektedir [3]. Enerji ve Atmosfer kategorisinin mad- delerinden de görülebileceği gibi, Yeşil Bina derecelendirme sistemlerinde enerji tasarrufunun puanı çok kritiktir. Yeşil çevrenin temel taşı olan yalıtım ise enerji korunumunun anahtarıdır. Enerji üç şekilde, “kondüksiyon”, “konveksiyon” ve “radyasyon” ile ilerler ve enerji hare- keti bu üç yolun bir birleşimidir. Yalıtım terimini kondüksiyon ile ısı iletimine karşı R-değeri ile ifade edilen direnç olarak ifade etsek de (R-değeri büyüdükçe, ısı akışına karşı gösterilen direnç artar), kon- veksiyon ve radyasyon da daha görünmez bir seviyede gerçekleşmektedir. Yetersiz bir şekilde yalıtılmış evlerde enerji kaybı çoktur ve ısıtma-soğutma işle- minde kullanılan yakıtlar uzun süre daya- nıklılığı olmayan fosil yakıtlardır. İyi bir şekilde yalıtılmış evler sadece enerjiden kazanç değil, aynı zamanda işletme mali- yetinden de kazanç sağlar ve içerisinde yaşayan insanlara daha kaliteli bir yaşam fırsatı sunar. Yalıtım tipi ve miktarı ile ilgili dikkat edilmesi gereken en önemli madde ise yalıtım operasyonundan maksimum verim alabilmek için binanın inşa edilmesi sırasında uygulanması gerektiğidir. Yalı- tım, evin ısı kaybı açısından ısıya ilişkin bariyeridir. Kimi zaman yanıltıcı olabilen R değerleri ana faktör olmasına rağmen yalıtımı etkileyen başka faktörler de vardır. Yalıtımın, duvara doğru olan hava akışını ve nemi ne kadar verimli durdurduğu ve tavan boşlukları yalıtımı etkileyen diğer faktörlerdendir. Tüm bunlar dikkate alın- dığında bazı yalıtım tiplerinin diğerlerin- den daha iyi olduğu anlaşılmaktadır. Çok iyi bir şekilde yalıtılmış, sızdır- maz evler, etkili havalandırmaya ihtiyaç duyarlar. Evi konforlu kılan kalın bir yalı- tım tabakası aynı zamanda toz, nem ve diğer rahatsız edici şeyleri içeride tutar, özellikle de kış aylarında soğuk havalarda kapatılmış olan evler bundan çok zarar görür. Yalıtımla birlikte gelen enerji verim- liliğindeki artış ve hava sızdırmazlığı, tüm apartman sakinlerinin sağlığını korumak için tüm binaya havalandırma uygulan- masını zorunlu hale getirir. Yerel şartlara özgü özel tasarımlar sayesinde evlerin inşası ve kullanımı bütçeye uygun olarak kalacaktır. HVAC tasarımı ev boyunca oluşan enerji birikimini düşürmek için gerçekleşen uzun işlemin son aşama- sındadır. Evin yerleşimi, pasif güneş kat- kısı, dış yalıtımı ve pencereleri, çevreye düşen yükü azaltmak için ulusal enerji kodu standartlarının olabildiğince altına çekilmeli ve son işlem olarak da HVAC sisteminin boyutları belirlenmelidir [2]. TARTIŞMA BREEAM ve LEED sistemleri temelde aynı hedefe hizmet etseler de ayrıldıkları bazı noktalar bulunmaktadır ve bu ayrılık- lar sertifikalandırma için başvuracak kişi- ler tarafından değerlendirilmektedir. İki sistem arasındaki farklar genellikle ince- lenen kategorilerde değil, inceleme yön- temlerinde görülmektedir. En temel fark, BREEAM’in LEED’e göre daha uygulama odaklı olmasıdır, LEED ise daha sonuç odaklıdır. BREEAM için bir kategoride puan sağlamanın yolu, belirli uygulama- ları başarıyla yapıya entegre etmekten geçerken, LEED için önemli olan hangi uygulamanın kullanıldığı değil, ortaya çıkan sonuçtur. Bu odak farkının getirisi MAKALE
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=