Yeşil Bina Dergisi 36. Sayı (Mart-Nisan 2016)

48 YEŞİL BİNA / NİSAN 2016 MAKALE İ nsanoğlunun en temel ihtiyaçlarından biri olan barınma ihtiyacını karşılamak amacıyla inşa edilen yapılar, dünya- mızı önemli ölçüde ve geri dönülemez bir şekilde değiştiriyor. Global iklim değişikliği ve temel doğal kaynakların sürekli bir şekilde azaldığı gerçeği her gün başka bir şekilde karşımıza çıkıyor; yükselen deniz seviyesi, şiddetli hava olaylarının artması, hastalıkların ağırlaşması ve kuraklık, bunlardan yalnızca birkaçı. Daha büyük boyutlu doğal afetler ve altın- dan kalkılamayacak kadar yüklü enerji bir binanın bu tanıma uymak için gerekli kriterleri sağlayıp sağlamadığına nasıl karar verebiliriz? İlk sorunun cevabı teoride basit olsa da pratikte daha karmaşıktır. Bizim yeşil ya da sürdürülebilir olarak adlandırdığımız binalar aslında insanların içinde bulun- dukları dünyada pozitif bir etki bırakma- ları için ya da en azından insanoğlunun doğaya verdiği hasar miktarını biraz olsun azaltmak için kullanabilecekleri bir yoldur. Yani Yeşil Bina kavramı sadece binanın inşaatı aşamasında yapılan değişiklikler masrafları da geleceğimizin bir parçası olabilir. Yaşamak için enerji kaynaklarını tüketiyoruz ve bu enerjinin yaklaşık üçte biri yapılarda harcanıyor [1]. Yapılarda gerçekleşen enerji tüketimini azaltmak için uygulanan başarılı politikalar mevcut olmakla beraber, bunların sadece yerel çözümler getirdiği görülüyordu, ta ki Yeşil Bina hareketine kadar. YÖNTEMLER Günümüzün Yeşil Bina hareketi iki sorudan doğmuştur: Yeşil Bina nedir ve Ayhan Gökbağ, Özlem Yıldız ISIDEM Yalıtım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yeşil Binalar ve Yalıtım

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=