Yeşil Bina Dergisi 34. Sayı (Kasım-Aralık 2015)

YEŞİL BİNA / ARALIK 2015 27 olurken, sanırım bu işin yaygınlaş- masına da katkıda bulunduk. Şu anda Türkiye genelinde konuşacak olursak, tamam- lanan yüzün üzerinde proje ve devam eden beş yüze yakın çevre dostu proje var. Şirket olarak aralarında HABOM, Teknopark, İstanbul Finans Merkezi gibi büyük pro- jelerin de olduğu yaklaşık 65 projenin sertifika sürecini yürüttük, yürütmeye de devam ediyoruz. Fakat bu tabii ki ülke açısından yeterli değil. Türkiye gibi her sene binlerce yeni projenin yapıldığı bir ülke için bu rakamlar yeterli olamaz. Ama 1, her zaman 0’dan iyidir. Yönelim umut verici. Amerikan Yeşil Binalar Konseyi’nin yaptığı ve 150 ülkeyi kapsayan bir araştırmaya göre ABD hariç ülkeler sıralamasında Türkiye, devam etmekte olan projelerin inşaat alanı büyüklükleri de hesaba katıldığında dünyada ilk 10 ülke arasına girdi. Toplam 2.95 milyon metrekarelik sertifikalandırıl- mış bina alanı, 23.74 milyon metrekare sertifikalı ve sertifikaya aday bina kapalı alanı ile Türkiye, ABD hariç tüm dünya ülkeleri arasında 9. sırada yerini aldı. YEŞİL BİNA: Türkiye’nin bu alanda ilk 10 arasında yer alması, uluslararası plat- formda kendisini göstermesi açısından elbette önemli. Yurtdışından Türkiye’deki Yeşil Bina uygulamalarına dair ne tür yorumlar alıyorsunuz? BERKAY SOMALI: Türkiye’nin bu alanda kendini göstermesinin en büyük faydası- nın, yabancı yatırımların bu ülkeye çekil- mesi anlamında olacağını düşünüyorum. Çünkü gelişmiş ülkelerin yatırımcıları, bir ülkeye yatırım yaparken, aradıkları önde gelen kriterler arasında Yeşil Bina-çevre dostu kriterleri de sıralayabiliyorlar. Bu nedenle Türkiye’nin bu alanda hızla geli- şiyor olması, rakip ülkeler arasında onu bir adım öne taşıyabiliyor. Ayrıca Altensis olarak uluslararası platformun Türkiye’ye yönelik algı- sının olumlu yönde geliştiğine dair birkaç gelişmeye bizzat tanık olduk, yaşadık. İlki çok değil, yakın zaman içinde Amerikan Yeşil Binalar Kon- seyi, tarihinde ilk kez ABD dışında bir ülkeye denetçilik ünvanı verdi. LEED tarihinde ilk kez, alçak ve orta katlı konut- lar için kullanılan LEED for Homes siste- minde bizi, yani ortağım Emre Ilıcalı ve beni “Denetçi” ilan etti. Ardından geçti- ğimiz günlerde bizi bu kadar heyecanlan- dıran başka bir haber daha aldık. Dünya- nın en prestijli Yeşil Bina değerlendirme ve sertifikalandırma kuruluşu Amerikan Yeşil Binalar Konseyi, bana “LEED Fel- low” ünvanı verdi. LEED Fellow ünvanı Yeşil Bina alanında mesleki anlamda en yüksek liyakat seviyesini temsil ediyor ve Türkiye’den bu ünvanı ilk biz aldık. Bu herkese verilen bir ünvan değil. Bir bakıma uzmanlığın zirvesi. LEED Fellow olabilmek için LEED’in Associate ve AP derecelerini üstün başarıyla tamamla- mak, meslekte en az 10 yıllık tecrübeye sahip olmak, Yeşil Bina alanında çok derin uygulama ve yöneticilik tecrübe- sine sahip olmak şartları aranıyor. Bu akreditasyona Türkiye’den hak kazanan ilk kişi olmanın verdiği gurur, özgüven ve azim ile uluslararası gayrimenkul yatırım- ları liginde başladığımız çalışmalarımız da ivmelenerek devam ediyor. YEŞİL BİNA: Altensis olarak tecrübenizi sadece Türkiye’de mi kullanıyorsunuz? BERKAY SOMALI: Öncü bir şirket oldu- ğumuzu söylemiştik. Bu öncü ve vizyoner vasfımız sadece Türkiye’de pazarı geniş- letme konusundaki faaliyetlerimizle sınırlı değil. Biz yurtdışına da know-how ihraç ediyoruz. Şu anda Kazakistan, Rusya gibi yakın coğrafyadaki projelere danışmanlık hizmeti veriyoruz. Ama inanıyoruz ki önü- müzdeki 5 yıllık dönemde farklı coğraf- yalara da hizmet veriyor olacağız. Çünkü ekip olarak yeni hedeflere kilitleniyoruz ve bundan dolayı gururluyuz. YEŞİL BİNA: Türkiye’de pazarın gelişimi için nelerin yapılması gerekiyor? BERKAY SOMALI: Bu alanda özellikle iki konunun altını çizmek isteriz. İlki, sürdü- rülebilirlik her şirketin yönetim anlayışının merkezinde olmalı. Şirketler faaliyetlerin- den iç işleyişlerine kadar her seçim ve tutumda çevreye daha az zarar veren, doğal kaynakları koruyan bir duruş ser- gilemeli. İnşaat şirketleri açısından Yeşil Bina yapmak, en önemli sosyal sorum- luluk projeleri olmalı. Çünkü Türkiye gibi ülkelerde su ve enerjinin kullanımı öncelikli konular arasında gelir ve ülkenin enerji kaynaklarının etkin kullanılmasın- daki çözümlerden biri de Yeşil Binala- rın yaygınlaştırılmasıdır. Bugün örneğin Rusya ile yaşadığımız krizde en büyük korkumuz, doğalgazın kesileceğine dairse şayet, suyu, doğalgazı, tüm enerji kaynak- larını tasarruf eden bir bilinçle yaşamak zorunlu hale gelmiş demektir. İkincisi, gayrimenkulde öncelikli konu- lardan biri olan kentsel dönüşüm faaliyet- leri, çevre dostu bina kriterlerine göre ger- çekleştirilmeli. Sadece enerji verimliliğine yönelik yapılacak çalışmalar sonucunda, kentsel dönüşüm kapsamında tüm bina- ların uluslararası standartlarda enerji verimli olması durumunda önümüzdeki yıllarda yaklaşık senelik 2.5 milyar dolar- lık bir enerji tasarrufu elde edilebilir. Bu da Türkiye’nin yıllık cari açığının yaklaşık yüzde 5’i civarında ve kentsel dönüşüm süreci için ek bir finansman niteliğinde. Yeni Çevre ve Şehircilik Bakanımızın bu konuya daha duyarlı yaklaşan politikalar izlemesini diliyoruz.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=