Yeşil Bina Dergisi 26. Sayı (Temmuz-Ağustos 2014)

Bütünleşik Tasarım ve Türkiye’de bir Platin Sertifika Serüveni Prof. Dr. A. Zerrin Yılmaz / Ekomim N üfusun hızlı artışı ve ekonominin hareketlendirilmesinin amaçlan- ması sonucu bina inşaatında göz ardı edilemeyecek bir artış olmuştur. Bu artış beraberinde binalardan kaynaklı enerji tüketimini de artırmıştır. Ülke- miz enerji ihtiyacının karşılanması, hala önemli oranda fosil enerji kaynaklarına bağlıdır. Bu kaynakların kullanımı sera gazı salımına neden olarak gün geçtikçe atmosferi kirletmekte ve küresel ısınmayı atırarak iklim değişikliğinin getireceği istenmeyen sonuçlara hızla yaklaşma- mıza neden olmaktadır. Avrupa’daki sera gazı salınımının yüzde 30’u binalara aittir. Ayrıca dünyadaki enerjinin yüzde 40’ı binalar tarafından tüketilmektedir. Bu nedenle binalarda enerjinin verimli kullanımı oldukça önemli hale gelmiştir. Ayrıca enerjide dış kaynaklara bağımlı ülkemizde ekonomik anlamda özgürleş- menin sağlanabilmesi de bu kaynakların daha az kullanımıyla mümkün olabilecek- tir. Binaların en fazla karbon salımı bina işletme aşamasında enerji tüketiminden kaynaklanmaktadır ve o nedenle “Yeşil Bina” tanımının temel taşını da bina enerji verimliliği oluşturur. Binalara ait enerji tüketim miktarının ve sera gazı salımının düşürülmesi ve gerçek anlamda Yeşil Bina hedefine ulaşılması ancak enerji verimli binalar ile mümkün olabilir. Enerji verimli binalar, uygun pasif sistemler kullanılarak enerji ihtiyaçları azaltılmış, yüksek verimli enerji sistemlerine sahip, uygulanabilir olduğu ölçüde yenilenebi- lir enerji sistemlerini kullanan, kullanıcı konforundan ödün vermeyen, iklime ve çevreye uyumlu binalardır. Enerji verimli bina tasarımında bina fiziği, bina enerji sistemleri ve bina oto- masyon sistemleri ile ilgili birçok tasarım parametresi bir arada düşünülmeli ve bir parametrenin seçimi diğer parametreler- den bağımsız olarak yapılmamalıdır. Bu nedenle bina tasarım sürecinde mimarlar, makine mühendisleri, inşaat mühendis- leri, elektrik mühendisleri ve Yeşil Bina danışmanları bir tasarım ekibi olarak bira- rada düşünerek tasarıma yön vermelidir- ler. Her tasarım grubu bir binanın anlık, günlük ve dönemsel iklim değişikliklerine cevap verebilen, çevre ile sürekli etkileşim halinde olan bir sistem olması gerektiğinin bilincinde olmalı ve doğru tasarım için bina enerji danışmanı ile tasarımın ilk aşamalarından itibaren etkileşim halinde bulunmalıdır. Bütünleşik tasarım olarak adlandırılan bu tür tasarım süreci enerji verimli Yeşil Bina tasarımı için aslında bir zorunluluktur ve tüm proje ekipleri tasarım sürecinin en başından en sonuna kadar enerji danışmanı ile yakın iş birliği içerisinde çalışmalıdır. Aksi durumda tüm tasarım ekipleri, birçok örnekte görüldüğü gibi, tasarımın en başına dönmek zorunda kalabilir. Bu da emek ve bütçe kaybıdır. Tasarımın başlangıcında binanın yönü, bina geometrisi, bina içerisindeki mahal- lerin yerleşimi, gölgeleme elemanları gibi kararlar yer alır. Bunu takiben bina kabu- ğunu oluşturan yapı elemanlarına binanın bulunduğu iklim koşullarına göre çeşitli testler aracılığıyla karar verilir. Bu noktada cephe saydamlık oranı da belirlenir. Böy- lelikle binanın güneşten ısı ve ışık olarak pasif anlamda optimum faydalanabileceği seçimler yapılmış olur. Binanın kullanım amacı, aktivite düzeyleri, içeride yer alan aydınlatma sistemi ve ekipmanlardan olan ısı kazançları, mahallerde istenilen ayar sıcaklık değerleri aynı iklim bölgesinde olan binalarda farklı cephe ve malzeme seçimleri yapılmasına sebep olabilir. Bu 56 YEŞİL BİNA / AĞUSTOS 2014 YEŞİL BİNA / Türkiye Müteahhitler Birliği Binası

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=