Yeşil Bina Dergisi 25. Sayı (Mayıs-Haziran 2014)

24 YEŞİL BİNA / HAZİRAN 2014 tasarım toplantıları kadar fazla olmaya - caktır. İşverenin dış iletişiminde LEED sertifikasını bir argüman olarak kullanıp yürütmesi mümkündür. LEED Core and Shell (CS) ve LEED ND sertifika süreç - lerinde işveren, alacağı ön sertifikalarla bu iletişimi veya pazarlama faaliyetlerini sürdürebilir. İşverenin doğru cümlelerle ve doğru kelimelerle hazırlamış olduğu ancak oku - yucuda işveren lehine yanlış algıya yol açacak iletişim faaliyetleri ise hem etik değildir hem de mühendislik mimarlık camiasında çok çabuk deşifre olmaktadır. Çok prestijli ve büyük bir projenin çok çok ufak bir bölümünün sertifikalandırılıp tüm projenin sertifikalandırıldığı şeklinde bir hava yaratılması buna bir örnektir. Veya aynı şekilde, LEED sertifikasını detaylı tanımlayıp, projenin LEED süreçlerine uygun olduğunu yazıp, projenin LEED sertifikası almış gibi bir izlenim yaratmak hem tüketiciyi yanıltmakta hem de Yeşil Bina ve sertifikasyon kavramlarına zarar vermektedir. 8. RİSK YÖNETİMİ İşveren LEED sertifikalı bir Yeşil Bina yapmaya karar verdiğinde genel olarak ilk yaptığı şey, getiri-götürü hesabı yap - maktır. Bu aşamada danışmanın riskler konusunda da işvereni bilgilendirmesi ve riskin yok edilmesi, azaltılması veya transfer edilmesi konusunda önerilerini paylaşması beklenir. Projeye özel teknik risklere ilave olarak, aşağıda listelenmiş noktalar önemli riskler olarak işverenin karşısına çıkabilir; • LEED danışmanının Yeşil Bina tarifinin, işveren tarafında olması gerekenden daha yüksek beklentilerin oluşmasına neden olması • LEED danışmanının hizmet kapsamı - nın işverence net anlaşılmamış olması ve bu durumun ilerleyen süreçte ilave hizmet talebi gerektirmesi • Tasarım ve inşaat sürecinde yer ala - cak proje paydaşlarının LEED reh - ber dokümanını ve atıfta bulunduğu yabancı yönetmelikleri takip edebile - cek uzmanlığa sahip olmaması • İşverenin LEED konusunu kullanarak yaptığı iletişim, pazarlama ve tanıtım faaliyetlerinin özenle hazırlanmamış olması ve bu durumun işverenin saygınlığına ve imajına olumsuz etki etmesi • Müteahhit seçim sürecinde ihale dokümanlarında ve sözleşmelerde Yeşil Bina süreçlerinin tariflenmemiş veya eksik tariflenmiş olması ve bu durumun uygulamada beklenmeyen maliyetlere ve problemlere yol açması • LEED sertifika hedefini yüksek tut - mak adına (mesela LEED Platinum), mühendislik kurallarına aykırı geri dönüşü süreleri makul olmayan uygu - lamaların, projelere ‘ülkemizde ilk’ adı altında aplike edilmesi ve bu durumun mühendislik camiasınca tespit edil - mesi • LEED süreçlerinin projeye zamanında adapte edilmemesi. 9. SATINALMA YÖNETİMİ İşverenin kamu, özel veya sosyal sek - törden olup olmamasına göre satın alma süreçleri bir miktar farklılık gösterse de, işveren, LEED süreçlerini aşağıdaki satın alma sözleşmelerine mutlaka yansıtma - lıdır; • LEED danışmanlık sözleşmesi: İlk sözleşmenin LEED danışmanıyla yapılması ve onun yönlendirmesiyle diğer sözleşmelere LEED süreçlerinin yansıtılması en ideal olanıdır. LEED danışmanında aranılan özellikler ve danışmandan beklenilen hizmetler bu sözleşmede net bir şekilde tariflenme - lidir. • Tasarım grubuyla yapılacak sözleşme: Proje mimarının ve mühendisinin süreç boyunca bir miktar ilave çalışma yapması gerekebilir; bu ekstra iş yükü - nün tasarım sözleşmesinde tanımlı olması gereklidir. • İ nşaat firmasıyla yapılacak sözleşme: İnşaat firmasının kullanacağı ürünler ve alacağı servisler, sahada inşaat aşamasında yapılacak uygulamalar, LEED sürecine uygun olarak hem ihale dokümanlarında hem de inşaat uygu - lama sözleşmesinde tanımlanmalı, ileride ortaya çıkacak talepler (claim) sözleşme aşamasında engellenmelidir. • Bina Bakım / Tesis Yönetimi firma - sıyla yapılacak sözleşme: Bina devreye alındıktan sonra binanın LEED süre - cinde belirlenmiş performans hedefle - rine uygun olarak işletilmesi ve genel tüketim ürünlerinin LEED süreçlerine uygun olarak yapılması, tesis yöneti - minden / bina işletmesinden sorumlu firma ile yapılacak dokümanlarda yer almalıdır. Söz konusu sözleşmelerin, etik kural - lar, bilgi güvenliği, şeffaflık, performans kriteri gibi konuları içermesi en idealidir. SONUÇ Yeşil Bina tasarımı ve süreci ülkemiz için hala birçok yeniliği içinde barındır - maktadır. Konunun zamanla daha da yayılmaya başlamasıyla, çeşitli kaynak - lardan ortaya çıkacak bilgi kirliliği, tasarım ve danışmanlık firmalarının kendi içindeki rekabeti, yüksek kâr hedefi, süreçlerin yurtdışı kaynaklı gelişmesi ve İngilizce olması, işveren ve yatırımcıların doğru yönlendirilmesini zorlaştırabilir. Ülkemizde Yeşil Bina süreçlerinin doğru bir şekilde yayılması için Yeşil Bina - ların prestijli yapılar olarak farklı ve saygın konumlarını koruyabilmeleri için sürecin işveren veya yatırımcıya basitleştirilmiş şekilde işin başında doğru anlatılabilmesi kritik önemdedir. REFERANSLAR Özdemir, M. Tolga, 2010, Project Management in Green Building Design and Construction, IPMA-International Project Management Association 24th World Congress. GÖRÜŞ

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=