Yeşil Bina Dergisi 17. Sayı (Ocak-Şubat 2013)

YEŞİL BİNA / ŞUBAT 2013 25 mimarlar, uygulayıcılar, tarihçiler, şehir planlamacıları, akademisyenler, bele - diyelerdeki ve iş dünyasındaki karar vericiler ile sokaktaki insanlar da dahil olmak üzere herkesi aynı çatı altında buluşturmaya özen gösterdiğini belirten Mengüç, “EÇEM bünyesinde, hem nano boyutta hem de makro-boyutta ışınımla ısı transferi ve ısıl bilimler üzerine çeşitli araştırmaları yürütüyoruz. AB ve TÜBİ - TAK tarafından desteklenen bu araştırma projelerinde Türk, Fransız, Amerikalı ve Avustralyalı araştırmacılarla ortaklıklar yaptık. Öte yandan sayısal sürdürülebi - lirlik kavramları çok önemli; bu kavramlar da EÇEM Direktör Yardımcısı Dr. Pınar Özuyar liderliğinde kurgulanıyor” şeklinde konuşuyor. EÇEM’in en önemli odaklarından biri - nin de binalarda yenilikçi ve tutarlı enerji uygulamaları olduğunu sözlerine ekleyen Mengüç, şöyle devam ediyor: “Merkez tarafından yürütülen ve Avrupa Birliği’nin ‘7. Çerçeve Programı’ kapsamında des - tek almaya hak kazanan NEED4B (New Energy Efficient Demonstration for Buil - dings) başlıklı proje, 2012 yılına kadar bir Türk üniversitesi tarafından alınmış, enerji uygulamalarına ilişkin en büyük ve en geniş kapsamlı uygulama ve gösterim projesi. Özyeğin Üniversitesi’ndeki ‘yeşil binalardan oluşan kampüs’ kavramına yeni bir boyut kazandıracak olan projenin hedefi doğrultusunda, enerji verimliliği, enerji tasarrufu ve yenilebilir enerji uygu - lamalarına yönelik olarak AB tarafından başlatılan ‘2020’ye kadar 20-20-20’ giri - şimine yanıt verebilmek için İspanyol, İtal - yan, Belçikalı ve İsveçli ortaklarla birlikte enerji verimli binalar geliştiriyoruz. 2.4 milyon TL’lik bir bütçeye sahip olan bu araştırma projemizde çok sayıda lisans ve lisansüstü öğrencisi görev yapıyor. Öğren - cilerimizin alandaki en son teknolojileri öğrenme ve doğrudan binalara uygulama fırsatını yakalayabileceklerini umuyoruz.” “EÇEM olarak, doğa ve iklim değişik - liğiyle ilgili birtakım çalışmalar da yap - tık. Bu kapsamda İstanbul İklim Grubu’nun kurulmasına katkıda bulunduk. İstanbul İklim Grubu çalışmalarımızın sonrasında, mühendis olarak daha etkin olabileceğimiz projelere yöneldik. İklim değişikliğiyle alakalı en özgün çalışmamız da Mayıs 2010’da düzenle - diğimiz ‘Sıfır İstanbul: 2050’ oldu...” Sıfır İstanbul 2050 projesi “Sıfır İstanbul: 2050, bir projeden çok, EÇEM’i tanımlayan bir kavram. ‘Sıfır’ ise, İstanbul’u en iyi tanıtan fütürist sıfatlardan biri olarak EÇEM’in İstanbul’daki sorunları sıfıra indirme yaklaşımını temsil ediyor. Bu kap - samda sıfır trafik problemi, sıfır gürültü, sıfır sıkıntı, sıfır karbon emisyonu diye düşünebilirsiniz. Tahmin edersiniz ki bunların hiçbiri sıfıra indirilemez. Fakat bir limit koyup, minimuma indirmek için uğraşabilirsiniz. Sıfırı hedef olarak kullanmamız bundan. Projedeki amacı - mız, şehirdeki sorunlara yenilikçi, yara - tıcı ve çok boyutlu çözüm getirebilmek. İlk Sıfır İstanbul çalıştayı, 2010 yılında 60’ı aşkın katılımcıyla yapıldı. Tüm gün süren çalışmada, İstanbul için önemli olguların neler olduğu tartışıldı. Çalıştayın devamında da Özyeğin Üniversitesi’nde Dr. Pınar Özuyar’la birlikte ‘Sıfır İstanbul 2050’ isimli bir ders başlattık. Bu dersle amacımız da İstanbul’un sorunlarını eği - tim halinde öğrencilere sunarak bu konu üzerine tartışmak.” “Yapılan incelemelerde görülen ener - jinin yüzde 40’ı binalara, yüzde 30’u endüstriye, yüzde 30’u da ulaştırmaya harcanıyor. O nedenle binalardaki ve ulaştırmadaki enerji verimliliği çok dikkatli irdelenmeli. İstanbul’u etkileyecek bir de kentsel dönüşüm olgusu var. Dolayısıyla İstanbul’da bir şey yapacaksak binalara çok dikkatli bir şekilde bakmamız lazım. İstanbul gelişirken bir yandan binalar yenileştikçe bizim enerji verimliliğine ve minimum enerji kullanımına da ağırlık vermemiz şart. Binalar haricinde, ulaş - tırmaya da mümkün olduğunca daha az enerji harcamanın yöntemlerini belirli - yoruz. Endüstride ise büyük bir enerji ve kaynak kaybı yaşıyoruz. EÇEM doğal olarak bu sorunlarla ilgilenen bir merkez olmak zorunda.” Yeşil Bina, doğayla uyumlu, en az özkaynak harcayarak yapılan ve kullanımı çevreye en az zarar veren binalardır “Bir bina inşa edilirken mimarlar ve mühendisler arasında iletişim kopukluğu olursa, binanın harcayacağı enerji açı - sından büyük sorunlar oluşur. Mimarın amacı, binayı estetik, kullanışlı ve konforlu hale getirmek; mühendisinki ise binayı sağlam, etkin ve enerji açısından verimli yapabilmek. Mühendis, kaynakları daha tutumlu kullanmak yükümlülüğünde. Oluşturulması gereken verimli bina kav - ramının içerisinde çevre yönetimi de, su kullanımı da, malzeme kullanımı da var. Yeşil Bina’da amaç çok pahalı bir bina yapmak değil. Doğayla uyumlu, en az

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=