Yeşil Bina Dergisi 15. Sayı (Eylül-Ekim 2012)
YEŞİL BİNA / EKİM 2012 GÖRÜŞ 22 İ zninizle, aslında çok basit olmasına rağmen, yılların yanlış tercihleri üst üste eklenince doğru çözümü çok zor zannedilen “enerji ve ekoloji adına yanlışlarımızı” basit bir karşılaştırma ile özetlemek istiyorum. Gelin bir “mesela dedik!” hesabı yapalım birlikte... Diyelim ki “10” liraya aldığınız bir musluk, ihtiyacınızdan çok su harcıyor. Bir türlü kısılmıyor, contası su kaçırıyor. Ama siz su parasını ödemeye devam ediyorsunuz. Akıllı komşunuz ise aynı işi dörtte bir su harcayarak görebiliyor ve elbette dörtte bir su parası ödüyor... Ben de size musluğu değiştirmenizi, komşunuzdaki gibi, ihtiyacınız kadar su harcamanızı sağlayan akıllı bir musluk kullanmanızı öneriyorum. Hatta böy - lece, yaşam konforunuzu değiştirmeden azalabilen su ihtiyacınızı önemli ölçüde bulunduğunuz yerde de üretebileceğinizi söylüyorum. Ama o armatürün yaklaşık “13-15” TL arası olduğunu bahane edip, “İlave harcama yapamam!” diyorsunuz bana. Akılcı önerileri, mevcut binanızda da önemli oranda uygulama şansınızın oldu - ğunu ama sıfırdan yola çıktığınızda, yani henüz temel atmadıysanız “doğru yön, doğru malzeme, doğru tasarım” ile özet - lediğim “Enerji Mimarlığı” ilkeleri ile en az yüzde 50 enerji tasarrufunu yakalayacağı - nızı ve gerekli görülen ölçüde elektronik, mekanik donanımın eklenmesi ile başarı şansınızın yüzde 100 olacağını söylüyo - rum. Fakat siz aslında fazladan ödediğiniz su parası ile 3 ile 7 yıl arasında bir sürede, musluğun da harcanan suyun da para - sını amorti eden ve daha sonrasında size hiç harcama yaptırmayan bu sistemlerin yatırım bedelini zaten harcadığınızı hiç fark etmiyorsunuz. İşte hesap!.. Gelin çok basit bir hesap yapalım bir - likte... Harcanan toplam enerjinin dörtte birinden sorumlu ama sorumsuz davra - nan sanayinin ve yine maalesef dörtte birinden sorumlu aptal ulaşımımızın günahlarını görmezden gelip, “o işler - den de sorumlu olan bütün insanların içinde yaşadığı” ve 20 milyon civarında olduğunu bildiğimiz konut stoğumuza bir göz atalım. Ortalama 100 metrekareden, eder 2 milyar metrekare. Önerdiğimiz tüm sistemler dahil, yani “kendisini ısı - tan, soğutan, havalandıran, aydınlatan ve atıklarını kontrol edebilen” bir yapının metrekaresi 1000 dolardan kolayca inşa edilebileceği artık görülmüştür. Ki bu bedel tüm enerjinin kolayca ve sağlıkla karşılanabileceği, aynı zamanda deprem riskinin de önemli ölçekte yok edilebildiği bir yatırımın karşılığıdır. Diğer yandan, artan enerjinin devlete satılabileceği, “sıfır enerji” bedeli, başka deyişle “artı enerji” yapısı elde etmek için yapılacak harcama - nın da en üst sınırıdır. Bu durumda bile toplam maliyet ancak 2 trilyon dolar ede - cektir. Şimdi, yazalım bunu bir kenara... Enerji Bakanımızın bu yıl için 72 milyar dolar olarak açıkladığı enerji bedeli, geliş - miş ülkelere göre 8 katı fazla bir “ihtiyaç artışı mecburiyeti zannı!” içinde ulaşılan rakamdır. Şu “sekiz katı orana Türkiye mecburdur!” saçmalığını da bir kenara bırakalım. Yüzde 2 dünya ortalamasını, yüzde 1.5 AB ortalamasını, yüzde 1 artışla bal gibi yetinen gelişmiş ülkeleri yok saya - lım şimdilik. Bir önceki Enerji Bakanımız Hilmi Bir Musluk Hesabı!.. Y. Mimar Çelik Erengezgin www.erengezgin.net
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=