Yeşil Bina Dergisi 14. Sayı (Temmuz-Ağustos 2012)

YEŞİL BİNA / AĞUSTOS 2012 27 ve temizleme sistemlerinin iyileştirilmesi, düşük kirletici emisyonuna sahip mal- zeme kullanımı, talep esaslı havalandırma yapılması, iç ve dış hava kalitesinin sürekli ölçüm ve kontrolü vb. dış hava ihtiyacının azaltılmasına yardımcı olabilmektedir. Bu bağlamda bazı temizleyiciler toz ve VOC (malzeme kaynaklı emisyonlar)’a karşı iyi performans gösterirken, insan kaynaklı kirleticilere karşı etkili olmayabilmektedir. Diğer bir problem de eğer bina çok kirli bir çevrede ise binanın ne şekilde havalan- dırılabileceğidir. Bu gibi durumlarda dış hava miktarının azaltılması, buna karşın daha iyi temizleme tekniklerinin kulla- nılmasıdır. 2. İÇ HAVA KALİTESİ İç hava kalitesi konusundaki temel standartlar ASHRAE 62.1 (Ventilation for Acceptable Indoor Air Quality) ve EN 15251 (Indoor Environmental Input Parameters for Design and Assessment of Energy Performance of Buildings Adressing Indoor Air Quality, Thermal Environment, Lighting and Acoustics)’dir. Binalarda enerji tüketimi iç çevre (ısıtma, soğutma, havalandırma, aydınlatma vb.) ve bina sistemleri (asansörler, mutfak vb.) tasarım ve işletme koşullarına bağlıdır. Yukarıda da bahsedildiği üzere iç çevre koşulları insanların sağlık, üretkenlik ve konforunu doğrudan etkilemekte- dir. Son yıllarda yapılan araştırmalarda kötü iç hava kalitesinden kaynaklanan maliyetlerin (sağlık sorunları, psikolojik sorunlar, verimliliğin azalması vb.) enerji maliyetlerinden daha fazla olduğunu gös- termiştir (1). Örneğin iç mekan kalitesi- nin artılması ile Lockheed’de üretimde yüzde 15 artış, devamsızlıkta yüzde 15 azalma, West Bend Mutual Insurance’da sigorta işlemlerinde yüzde 15 artış, ING Bank’ta devamsızlıkta yüzde 15 azalma, Verifone’da üretimde yüzde 15 artış ve devamsızlıkta yüzde 40 azalma sağ- lanmıştır. Benzer kaynaklarda kaliteli iç ortama sahip okullarda öğrenmenin kolaylaştığı ve devamsızlığın azaldığı da belirtilmektedir. Literatürde termal konfor, hava kali- tesi, aydınlatma, gürültü, enerji verimli- geçmektedir. Ancak genel olarak bina- larda iç hava kalitesinin yüksek olduğu söylenemez. Hava kalitesinin düşük olma- sının nedenleri; hiç havalandırma yapıl- maması, dış hava miktarlarının düşük olması, havanın yeterince temizleneme- mesi, enerji tasarrufu için sistemlerin çalıştırılmaması, enerji tasarrufu için bina- ların sızdırmaz yapılması vb.’dir. Problem bulunan bir binada bunlardan birisi veya bir kaçı mevcut olabilir. Zayıf iç hava kali- tesindeki diğer faktörler binalarda son yıllarda kullanım oranı artan plastikler, polimerler, eletronik aletler vb. VOC emis- yonu yayan malzemelerdir. Diğer yan- dan iç hava kalitesine yönelik standartlar ve tanımlamalar da tam olarak oturmuş değildir. Kısaca yeterli bir iç hava kalitesi yeterli miktarda ve yeterince temiz hava- nın iç ortama verilmesi şeklinde tanım- lanabilir. Burada kullanılan standartlar aşağıda, 2. kısımda verilmiştir. Ancak bu standartlar üzerinde tam olarak mutaba- kat sağlanmış değildir. Örneğin LEED, ASHRAE 62.1’deki değerlerin yüzde 30 artırılmasını istemektedir. Benzer şekilde çeşitli çevrelerce buradaki dış hava mik- tarlarının yetersiz olduğu yönünde görüş beyan edilmektedir. Benzer nedenlerle EN 15251’in de revize edilmesi gün- demdedir. Buradaki önemli hususlardan birisi, havalandırma ihtiyacının, binanın ısıtma ve soğutma ihtiyaçları gibi daha kesin biçimde hesaplanabilmesidir. Bu bağlamda sağlık, konfor ve çalışma per- formansının artırılmasına yönelik olarak iç hava kalitesinin tanımlanmasına ihti- yaç vardır. Bu ise emisyon kaynakları- nın ve cinslerinin tanımlanmasına bağ- lıdır. Çünkü insanlardan, mobilyalardan, eşyalardan, sistemlerden, dışarıdan vb. kaynaklanan binlerce çeşit kirletici obje vardır. Bunlar nasıl elimine edilecek veya azaltılacaktır? Soru budur. Konfor, perfor- mans ve sağlık şartlarının sağlanması için gerekli dış hava miktarı, enerji verimliliği, filtreleme, temizleme vb. sistemleri bir- likte ele alınmak zorundadır. Filtreleme

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=